Set programını, günlük hayat ve işlerle denklemek zaman alıyor. Araya İstanbul'un yağmurlu günleri giriyor. Ekibin tek mekana yayılıp ferah feza çalışacağı ilk iş günü için sözleşiyoruz ve sonunda o gün geliyor. 10'uncu bölüm çekimlerinde kulağıma çalınan yazar transferi de gerçekleşmiş oluyor. Onlar 13'üncü bölümü çekiyorlar. Gülizar Irmak ile birlikte Coşkun Irmak da senaryo ekibine çoktan dahil olmuş.
Prodüksiyon Cihangir'den alıyor; Yeniköy'e doğru ilerliyoruz. İstanbul'un gizemli muhitlerinden biri Yeniköy.. Sırtına gizlenmiş arazilerden birine giriyoruz. Kapıda korumalar var. Dev bir demir kapı aralanıyor ve birden bire cennete adım atıyorsunuz. Alabildiğine yeşil bir arazide utanmasak çimlere de galoşla basarak dolaşacağız. İlk defa gördüğüm arazi ve ev daha önce
Bana Sevmeyi Anlat dizisinde kullanılmış. Belki başka dizilere de mekan olmuştur ama benim gözüm hiçbir köşesine aşina değil. Arazide atlar da var. Minyatür bir manej ve 8-10 at ve birkaç pony bulunan bir hara burası. Evin mimarisi yuvarlak tasarlanmış. 360 derece binanın ön cephesine alabildiğine Boğaz doluyor.
Hoca "kestik!" dediğinde dünyanın en tatlı adamları oluyorlar <3 Araziden içeri girdiğimizde kahvaltı sahnesi çekiliyordu. Zühre bir önceki bölümde Karakaya Konağı'nın kapısını çalmış, şimdi de kapı çalındıktan sonra olanları izleyeceğiz. Aslında sizin geçen hafta yani 13'üncü bölümde izlediklerinizi çekiyorlar. Bu sefer reji koltuğunda Murat Can Oğuz var. Sahne çekilirken çay ocağının oraya duvar dibine saklanıyoruz çünkü kameraların açısı yolu görüyor. Bir sıcak sabah çayı içerek sahnenin seslerini dinliyoruz. Açık alanda bile sigara içmek yasak. Bazı belirlenmiş alanlarda sigara içilebiliyor.
Sahne bitince bizi Murat Can Hoca'nın yanına alıyorlar. Tabureye ilişiyorum sessizce. O da heyecanlı gibi.. Gözlüklerini hiç çıkarmıyor.. Ta ki veda etmeden önce boş havuza bakan büyük masada oturup sohbet ettiğimiz ana kadar. Reji masası tertemiz. Atıştırmalıklar, içecek ya da herhangi başka bir şey yok masada. sadece senaryo var. Menderes Samancılar ile tanıyorum, "Ama sizi çok erken getirmişler" diyor. Kem küm ediyorum sonradan anlıyorum ki Samancılar o gün sette bir röportaj yapacakmış; beni o gazeteci hanım zannetmiş. Zekkar'a can veren selim Bayraktar ile tanışıyorum. Tatlı adam vesselam!