Oyunculuk kariyerine
Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda okurken başlayan Necip Memili,
beyaz ekrandaki ilk rolünü dönemin en ünlü dizilerinden, tekrarları hâlâ yayınlanan Yaprak Dökümü’nde canlandırdı. Hanım’ın Çiftliği, Dila Hanım,
Muhteşem Yüzyıl ve Yalan Dünya gibi başarılı projelerde yer aldı. Rol aldığı
yapımlardan Şahsiyet ve Çukur dizilerindeki performanslarıyla büyük beğeni
kazanan oyuncu son dönemde sinema projelerine ağırlık veriyor. Son olarak Cem Yılmaz’ın
yazıp yönettiği Karakomik Filmler: Kaçamak ve Karakomik Filmler: 2 Arada
filmlerinde rol alan Necip Memili, oyuncu kadrosunda birçok ünlü ismin de yer
aldığı Sen Ben Lenin ile birbirinden farklı türlerdeki projelerde farklı
karakterlere ustaca hayat verebildiğini gösterirken Darmaduman’da herkesin
keşke böyle bir babam olsa diyebileceği Harun karakterini canlandırıyor.
Necip
Memili ile Harun’u ve Darmaduman’ı konuştuk…
• Fox
Türkiye’de yayınlanmaya başlayan “Darmaduman”dizisiyle ekrana döndünüz. Dizi
hakkında seyircinize neler söylemek istersiniz?Neden
bu diziyi izlesinler?
Çok
samimi, sıcak bir aile işi. Klasik bir laf vardır ya “Herkesin içinde kendinden bir parça
bulacağı...” hatta herkesin ‘’Hayatımda bazı şeyler böyle değişsin ve
dönüşsün’’ diyebileceği bir iş çünkü bizim karakterlerimizin de hayatı dizi
içerisinde çok değişiyor ve dönüşüyor. Herkesin keyifle izleyebileceği,
kendinden bir şeyler bulacağı, hayatında değişikler yapabileceği, izler
bırakan, birçok pencere açan bir iş ve senaryo.
İçinde olup, o havayı teneffüs etmek çok keyifli benim için.
• Darmaduman, Darren Star’ın yarattığı
ve Amerika’da 1990- 2000 yılları arasında 10 sezon yayınlanarak fenomen
olmuş “Beverly Hills 90210”
adındaki projeden uyarlandı. Ülkemizde de aynı dönemde “Evimiz Hollywood’da” adıyla
yayınlanmıştı. Bu yıllar da ilk gençlik yıllarınıza tekabül ediyor. Siz diziyi izlemiş miydiniz? Eğer
izlediyseniz dizideki en favori karakteriniz kimdi,
neden?
İzledim
evet. Üzerinden uzun zaman geçtiği için spesifik andon’u hatırlıyorum, herkesin hayran olduğu, kızların aşık olduğu Luke
Perry’i hatırlıyorum. 1990-2000’li yıllara baktığımız zaman, insanların
çoğunun hayranlıkla izlediği, çok beğendiği, kendilerini oradaki karakterlerle
yakıştırdığı bir işti. Biz de onun bir uyarlamasını yapıyoruz. Dramatik yapısı biraz daha
bizim coğrafyamıza göre tasarlanan bir uyarlama. O dönem Beverly Hills bambaşka bir giriş yapmıştı bizim hayatımıza, daha sonra yapılan
diğer yabancı işler de öyle. Bilmediğiniz, tatmadığımız bir yaşamı görmek, o
enerjiyi hissetmek çok keyifliydi. Biz de orijinaline çok
yakın bir uyarlama ile insanların hayatına böyle güzel bir giriş yaptığımızı
düşünüyoruz, daha da güzel olacak.
Favori
karakter olarak iki kardeş arasındaki ilişkiyi çok seviyorum. Ben de Brenda ve Brandon’cuyum.
• Televizyonda
yer aldığınız projelerde canlandırdığınız karakterlerle seyircinin ilgisini ve
sevgisini kazanan bir oyuncusunuz. Harun
karakterine sıcak bakmanızı sağlayan sebepler sizce
nelerdir?
Benim
için çok heyecan verici bir soru. Bugüne
kadar oynadığım karakterlerin çoğu sert mizaçlı adamlardı. Harun’un yeri o yüzden benim
için çok başka. Menajerim Ahmet Koraltürk ile gerçeğe daha yakın, o ütopyadan daha uzak bir karakteri
canlandırma üzerine konuşurken, kısa bir süre sonra Harun
karakteri geldi.
Harun
nev-i şahsına münhasır bir adam, okul dönemini öğrenci olayları ile geçirmiş, çok zengin
bir ailenin büyük oğlu. Babası ile yaşadığı sorunlu ilişkiden dolayı evden
ayrılmış, 25 sene geri dönmemiş, bir kadına aşık olmuş,
ikizleri olmuş bir baba. O kendi halinde, anlayışlı, duyarlı, hümanist, çevresine
iyi anlamda dokunmaya çalışan, doğru, dürüst, hak
yemeden, insanların haklarını gözeterek yaşamaya çalışan bir baba ve eş.
Şimdiden benim için yeri çok başka, onu oynamak çok keyifli. İşin gerçeğini
söylemek gerekirse, bana benzeyen çok tarafı var. Toplumdaki duruşuma,
hayatımdaki ilerleyişime, insanlarla olan ilişkime çok dikkat ederim. Mütevazı olmaya
gayret ederim. Bir de kızımla keyifli vakit geçirmeyi çok severim. Uzun sürecek
bir serüvene başladığımızı düşünüyorum. Harun’u daha başka hallerde görmek, onu
oynamak çok keyifli olacak.
• Harun,
çocuklarıyla sıcak ve samimi bir ilişki kurmayı tercih eden, onlarla arkadaş
gibi olabilen bir baba. Necip Memili, Asya için nasıl
bir baba oldu, biraz açıklar mısınız?
Ben
insanların çocuklarıyla sıcak ve samimi bir ilişki kurmayı tercih etmesi gerektiğini
düşünüyorum. Dünyaya bizim sayemizde gelmiş insanlara birer birey
olarak bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Onunla ne kadar samimi, olgun, değerli
bir anlayış kurarsak o süreç de o kadar güzel yönetilir. Onları bir birey olarak yetiştirmek, onların yanında olmak, desteklemek
çok önemli. Harun’un çocukları ile olan ilişkisi candan, empati kurularak inşa
edilmiş bir ilişki. Hayatımıza iki yıl önce dünya tatlısı Asya geldi ve
onun neleri sevip sevmeyeceğini, nelere dikkat edilmesi gerektiğini,
nasıl koruyacağımızı şu an öğreniyoruz. Bir
yandan da onu bir birey olarak yetiştirmeye çalışıyoruz. Kendi kararlarını
kendisi verecek yaşa gelecek zamana kadar da onun elinden
tutuyoruz, dikkat ediyoruz, koruyoruz…
• Baba
olduktan sonra bir oyuncu olarak Harun karakterine
bakışınızda, yaklaşımınızda ne gibi değişiklikler oldu?
Baba
olduktan sonra bir baba rolünü oynamak çok başka duygular tattırıyor insana.
Asya olmadan önce bir baba rolünde olsaydım herhalde birilerini araştırır nasıl
tepkiler vereceğini gözlemlerdim. Baba olduktan sonra bu hissiyat bir denge getirdi. Daha usturuplu
oluyorsunuz, özellikle bir kız çocuğu olunca. Dikkat etmeniz gereken şeylerin
sayısı artıyor. Ama şu an canlandırdığım baba karakteri, kızımla olan ilişkimden çok farklı çünkü Harun’un ikizleri var. Bu
yüzden ikizleri olan birilerinin davranışlarına bakmak, neler yaşadıklarını
öğrenmek için onlarla muhabbet etmek gerekiyor. Bir diğer fark, benim kızım
Asya 2 yaşında, Harun’un çocukları Ece ile Kerem 22 yaşında. Bu duyguları
tatmak iki yıllık bir baba olarak çok keyifli. Birinin
size ihtiyacı var, sizin de ona ihtiyacınız var. Bu bağın içinde hiç kötü bir
duygu yok, bunun vazgeçilmez olduğunu düşünüyorum.
• Harun’un
tek bir özelliğini yok etmeniz/değiştirmeniz gerekse bu ne olurdu?
Harun
haksızlığa dayanamayan bir adam. Öğrencilik yıllarında yaşadığı olayların, bu
tepkilere de etkisi var. Bu durumu kaldırıp atmaktan ziyade esnetmek isterdim.
Bunca yıl geçmesine rağmen o dik başlılığından vazgeçmemiş. Harun’un bu dik
başlılığını törpülemek isterdim. Seyircilerimiz Harun’u tanıdıkça çok
sevecekler.
• Nasıl
bir ailede büyüdünüz? Yanılmıyorsak sizin de kardeşleriniz (üç erkek kardeşsiniz) var.
Ece ve Kerem’in ilişkisine baktığınızda size yabancı ve tanıdık gelen
yönler neler?
Biz
üç erkek kardeş büyüdük. Ben Harun’un ailesi gibi bir ailede büyümedim.
Rahmetli babam çok cana yakın, sıcak bir insandı. Tabii kendi yaşadığı kuşak farkından dolayı biraz daha sert mizaçlı bir
insandı. Onun bize yaklaşımı biraz daha farklıydı ama içerisinde kötü
hiçbir şey barındırmıyordu. Onun bulunduğu kuşakta, dönemde her şey daha
farklıydı. Bize ne kadar az incinirsek o kadar iyi olur şeklinde davrandığı için de keyifli
bir ailede büyüdüm diyebilirim. Çok baskıcı da değillerdi.
O dönem Adana’da bir mahallede büyümüş bir çocuk için fazla özgürdüm.
Ece ve
Kerem’in ilişkisi çok güzel, zaman zaman birbirlerinden nefret ettikleri sansak da, birbirini
seven ikizler. Birbirlerinin açıklarını çok iyi kapatabilen, sevinçlerini beraber
yaşayabilen, birbirine karşı dürüst davranabilen iki karakter. Mert
ve Aslıhan da çok iyi oynuyorlar. Zaman geçtikçe de onların arasında
ilişkinin ne kadar sıkı bir bağ ile bağlandığını seyirci de görecek. Çünkü aile bir bağdır ve
bunun içinde ikizler olunca bu bağ daha da büyüyor.
Onların ilişkisini çok seviyorum.
• Harun’un babası Asaf ile
arasında geçmişten gelen güçlü
bir çatışma var. Harun’la bi rakı masasına oturup dertleşseniz ona ne gibi tavsiyelerde
bulunurdunuz?
Harun
hayatında çok keyifli bir süreci geçirdikten sonra babasının komaya girme
durumu ve annesinin kalp krizi geçirmesinden dolayı
İstanbul’a geliyor ve hayatında birçok şey değişiyor ve biz o kapıdan
girdiğimizde 18-19 yaşına geri dönmüş oluyoruz. Hem siyasi, hem tarihsel, hem coğrafi
koşullardan dolayı o evin içerisi katı kurallarla işlenmiş. Harun’la kafa kafaya gelip bir rakı
masasında otursam bence Harun bulunduğu durumdan memnun olurdu. Harun
birçok Anadolu kasabasını gezmiş, oralarda gazetecilik yapmış ve insanların,
herkesin hakkını savunmuş bir karakter. Harun’a
kendini değiştirmemesini söylerdim. Bugün iyi bir insan ile vakit geçirmek çok
zor.
• Harun dışında Darmaduman’daki favori
karakteriniz kim? Neden?
Meral
Çetinkaya’nın canlandırdığı annem, Aylakarakteri. Çok keyifli
bir rol. Annesel bir içgüdü ile yaşıyor. Bazen esniyor, bazen hiç esnemiyor. Hiç
esnemiyormuş gibi gözüken yerlerde de size bu güzelliği yaptım diyor, tabii
sizin de canınız yanıyor o sırada. İşin içinde müthiş bir kuşak anlatımı var.
Ayla ve Asaf bir kuşak, Beliz ile Harun bir kuşak ve Ece ile Kerem bir kuşak.
Bu üç kuşağın değişmeyen bir konağın içerisinde sıkışması çok keyifli bir süreç
yaşatacak bize. Ben de sabırsızlıkla beklemekteyim.