FOX ekranlarında her pazartesi seyircileri Yalan Rüzgarı’nı aratmayacak denli bir entrika silsilesinin içine
sürükleyen ve üç sezondur bunu ivme kaybetmeden başaran Yasak Elma’nın dünyasına adım atmasıyla tüm dengeleri değiştirdi.
Özellikle geçen hafta ekranlara gelen bölümde açığa çıkan sırlar sonrasında
Yiğit, hikayenin kilit isimlerinden birine dönüştü. Onu hayat veren Doğaç
Yıldız, şu an belki de şu an her oyuncunun avcunun içini kaşındıracak bir
karakterle ekranlarda. 10 yaşından beri dizilerde izlemeye başladığımız ve asıl
çıkışını henüz 15 yaşındayken Emre Kınay ve İclal Aydın’ın başrollerinde yer
aldığı İki Aile ile yakalayan Yıldız,
10 parmağında 10 marifet olan oyunculardan. Tiyatro hayatından asla çıkmıyor;
Altıdan Sonra Tiyatro ve D22 ortak yapımı Hayvan
Çiftliği ile bu seneye kadar sahnede olan genç oyuncuyu mikrofon başında
yakaladığınız bir ana denk gelirseniz bulunduğunuz mekandan ayrılmayın. Zira
Orhan Gencebay’ın Ya Evde Yoksan
şarkısı başta olmak üzere türün örneklerinde dinleyenleri coşturacak güce
sahip. Tüm bu nedenler onunla bir sohbette buluşmamız için yeter de artar bile
dedik ve 15 soruyu Doğaç Yıldız’a yönelttik.
1-Son projenizde canlandırdığınız karakteri
özetleyecek beş anahtar kelime?Asosyal, üstün zekalı,
becerikli, çaresiz, fevri.
2-Canlandırdığınız karakterin tek bir özelliğine
sahip olacaksınız; hangisini seçerdiniz?Yiğit’in becerikliliğine
sahip olmak isterdim.
3-Oynadığınız diziyi, filmi veya tiyatro oyununu
bir yemek, canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak
düşünecek olursanız; projeyi hangi yemeğe benzetirsiniz ve karakteriniz
olmasa hangi malzeme eksik olurdu?Yine
Yasak Elma’dan örnek vereyim. Kağıt üstünde bir araya gelse kaos
olabilecek malzemeleri bir araya getirdiğinizde eğer lezzetli bir sonuç elde
ediyorsanız bu aşuredir. Sanırım Yiğit karakteri de fasulye olur. Başta bunun
ne işi var tatlıda dersin ama sonradan değerli olur.
4-İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz; nasıl
geçmişti?İlk audition’ım o muydu
hatırlamıyorum ama
İki Aile dizisinin
deneme çekimine gittiğim gün dün gibi aklımda. 14 yaşındaydım ve hiçbir şekilde
oyunculuk kaygım olmadığı için çok rahat bir audition vermiştim. Sonra da oldu.
5-Bugüne kadar oynarken yaptığınız en komik hata
nedir?Çok fazla komik anım yok.
Geçen sene tiyatro oyunumuzda benim hatam yüzünden sesim çok kısılmıştı ve her
konuştuğumda partnerlerim sahnede gülme krizine giriyordu.
6-Şu an/son olarak oynadığınız dizide, filmde veya
tiyatro oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en sevdiğiniz
replik nedir? “Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar daha eşittir.” // George Orwell –
Hayvan Çiftliği. 7-Bir bölümlüğüne/sahneliğine oynadığınız herhangi
bir işteki karakterinizi ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde
görmek isterdiniz? Aynı şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız.
Hangisini seçerdiniz? (Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden)Eda’ya (Ece) çok gülüyorum.
Ben yapsam tabii ki aynısı olmaz ama Yıldız’ı oynamak isterdim. Benim rolümde
de Nesrin’i (Cavadzade) görmek isterdim. Yeter Şahika’dan çektiğim…
8-Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir ünlünün
fotoğrafını tişörte bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli/yabancı fark
etmez.)Robert Downey Jr.
9-Karşınızda zaman makinesi var; hangi dönemde,
hangi şehre ışınlanmak isterdiniz?Rönesans Dönemi
Floransa’sına ışınlanmak isterdim.
10-Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız nedir?“Hadi kalk gidiyoruz” deyip
gittiğim her anı benim için fazlaca çılgın. Konfor alanını çok terk edebilen
biri olamadım. En büyüğü olarak herhalde geçen sene çektiğim filmi
gösterebilirim. Litvanya yapımı İngilizce oynadığım bir işti. Karakter benim
için oldukça zor ve riskliydi. Gözümü karartıp gittim ve yaptım.
11-Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları
izlerken yanında yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler?Dark ve
Stranger Things kaçırmadığım diziler.
Bunların dışında da birçok diziyi ara ara izliyorum tabii. Abur cuburla aram
yok ama muhakkak kahvemi hazırlar öyle otururum televizyon başına.
12-Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız;
öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz.
Hangilerini seçerdiniz?Güne
Aylak Adam olarak başlayıp
How
I Met Your Mother’ın dünyasıyla (özellikle de Barney Stinson karakteri
olarak) devam ederek akşamı da
The
Hangover ile kapatırım. Aslında sıralama mecbur değilse
The Hangover ile güne başlayıp
Aylak Adam ile bitirebiliriz.
13-Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları
nelerdir?İçinde kendini en iyi
hissettiğim şey oyunculuk yapmak. Hem meslek hem hobi hem de terapi olarak
görüyorum. Gündelik dertleri düşünmediğim tek alan bu. Elbette programsızlık,
fiziksel ve ruhsal yorgunluk gibi etkileri ama bütün bunlar kurtarıcı
etkilerinin önüne geçemiyor.
14-Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm... Hadi,
bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram ekleyin.Neyse Ne-izm!
15-Şu ana kadar canlandırdığınız rollerden biriyle
sadece 5 dakikalığına yerli veya yabancı bir film, dizi ya da kitabın
içine konuk olacaksınız. Hangi karakteri seçerdiniz ve neye misafir
olurdunuz? (Nedeniyle birlikte açıklayın lütfen.)Muhteşem Yüzyıl’da canlandırdığım Şehzade Kasım ile
Back
to the Future’a konuk olmak. Ata binip kılıç kuşanan ve kafes hayatı
yaşayan biriyle hoverboard’a binmek, otomobiller ve uçaklarla hatta aklıma
gelemeyecek bir sürü teknolojik ilerlemeyle onu tanıştırmak oldukça eğlenceli
geliyor kulağa. E benim de ondan öğrenecek çok şeyim var, biraz da köklerime
dönüp empati duygumu güçlendirmek gibi.