Kırsalın uçsuz bucaksız atmosferi içinde sıkışıp kalmış bir karakter Deli
Veysel. Kendini eşi Nurhan’a ve kayınpederine kabul ettirmeye çalışan, “ailenin
reisi” etiketini kıyısından da olsa edinmeye çalışan biri o. Patlamaya her an
hazır bir bomba. Emin Alper’in ödüllü son filmi Kız Kardeşler’de bu tasvirlerin altını dolduran Veysel’e hayat
veriyor Kayhan Açıkgöz. Veysel’in sınırsızlık içindeki sıkışmışlığını öyle
yalın ve de bir o kadar güçlü şekilde veriyor ki sinemadan ayrıldığınızda
kendisini uzun zamandır hem beyazcam hem de beyazperdede izlediğinizi
düşünüyorsunuz. Ancak filmografisine baktığınızda “Nasıl yani?” demeden de
edemiyorsunuz. Uzun süre tiyatro sahnesinde varlık göstermiş Açıkgöz’ün Deli
Veysel performansının ardından biraz önce bahsettiğim hissi kısa sürede vermesi
kaçınılmaz. Zira Kız Kardeşler’i
sektörden izleyenlerin ya da kulaktan kulağa yayılma aşamasında duyanların
kendisine kayıtsız kalmaması imkansız. Bu arada filmdeki performansıyla ilgili
övgü kadar bir konuda daha hakkında güzel sözleri fazlasıyla hak ediyor çünkü
kendisi Phoebe Waller-Bridge dünyasını Fleabag
aracılığıyla keşfedenlerden, Six Feet
Under’ı da yeniden izlemeye başlaması işin tatlı bonusu. Kayhan Açıkgöz’le
birebir tanışma fırsatım olmadı ama hem bu röportaj hem de sayılı salonda
yakalamak için son şansınızın olduğu Kız
Kardeşler aracılığıyla kendisini anlatmaya devam edebilirim; o nedenle lafı
daha fazla uzatmadan sözü kendisine bırakayım…

1-Son projenizde canlandırdığınız karakteri
özetleyecek beş anahtar kelime?Saf, dürüst, bakir, uyumsuz
ve Türkçe’ye mazlum olarak çevrildiği ama anlamını tam karşılamadığı için
İngilizce olarak söyleyebileceğim underdog kelimeleriyle özetleyebilirim.
2-Canlandırdığınız karakterin tek bir özelliğine
sahip olacaksınız; hangisini seçerdiniz?Veysel’in her şeye rağmen
daha iyi bir hayat için gösterdiği mücadele azmine hayranım. Ben de onun gibi
umutlu olmayı isterdim.
3-Oynadığınız diziyi, filmi veya tiyatro oyununu
bir yemek, canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak
düşünecek olursanız; projeyi hangi yemeğe benzetirsiniz ve karakteriniz
olmasa hangi malzeme eksik olurdu?Nedense aklıma ilk olarak
salata geldi. Bir sürü ana malzemesi var; belki ondandır. Veysel de sanki bu
salatanın limonu ya da sirkesi.
4-İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz; nasıl
geçmişti?Hangi audition’dı şimdi
hatırlayamıyorum ama berbat geçmişti gibi bir hissiyat var içimde. Zaten
Türkiye’de yapılan auditionlar genellikle oyuncunun potansiyelini ortaya
çıkarmasına müsaade etmiyor. Bunun pek çok sebebi var ama şimdi tat kaçırmak
istemem. Oyuncu arkadaşlarım ne demek istediğimi anlamıştır.
5-Bugüne kadar oynarken yaptığınız en komik hata
nedir?Sinemada aklıma herhangi bir
şey gelmedi ama tiyatroda böyle çok fazla anım var. İlk aklıma gelen şu oldu;
üniversite tiyatrosundayken turnedeydik. Oyunda oynayan arkadaşlarımdan birinin
ailesi de izleyecekti ve bu oyun, onların izleyebileceği tek temsildi. Arkadaşım
çok büyük bir heyecanla sahnesini beklerken ben oyunda öyle bir yeri atlamışım
ki sahne sonuna bağlandı. Kız sahneye çıkamadı. Sonra bir şekilde o sahneye
tekrar dönebilmek için ne taklalar atmıştık. Hallettik bir şekilde ama ve kimse
anlamadı. O an tabii çok gergindi ama şimdi hatırlayınca çok komik geliyor.
6-Şu an/son olarak oynadığınız dizide, filmde veya
tiyatro oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en sevdiğiniz
replik nedir? Veysel’in “Keşke beni hor
görmeyeydiniz” repliğini aklımdan çıkaramıyorum. Çok içime işledi. Her aklıma
geldiğinde kendimi borçlu hissediyorum Veysel’e karşı. Bir de bonus hakkım
olsun. Filmdeki Necati’nin bir repliği var; “Veysel insandır. Çoban olabilir
ama Veysel de bir insandır.”
7-Bir bölümlüğüne/sahneliğine oynadığınız herhangi
bir işteki karakterinizi ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde
görmek isterdiniz? Aynı şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız.
Hangisini seçerdiniz? (Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden)Başka projelerde ben
oynasaydım dediğim çok karakter var ama ben ‘Kız Kardeşler’le sınırlı kalayım.
Ece’nin (Yüksel) canlandırdığı Nurhan karakterini oynamak isterdim. Veysel’i de
bir tek Müfit Abi’ye (Kayacan) emanet edebilirdim sanırım.
8-Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir ünlünün
fotoğrafını tişörte bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli/yabancı fark
etmez.)Michael Jordan.
9-Karşınızda zaman makinesi var; hangi dönemde,
hangi şehre ışınlanmak isterdiniz?Medeniyetin henüz oluşmadığı
çağlara gitmek isterdim herhalde. Her şeyin başladığı zamana.
10-Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız nedir?7 yılda bitirebildiğim
endüstri mühendisliği diplomamı babama hediye ederek konservatuar okumak için
İstanbul’a gitmem.
11-Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları
izlerken yanında yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler?Valla çok fazla dizi
izlemeye başladım. Aklıma gelenleri bir çırpıda söyleyeyim;
Mindhunter, Sharp Objects, Peaky Blinders,
Fleabag, Horace and Pete ve şu sıralar
Six
Feet Under’ı yeniden izliyorum. Abur cubura karşı acayip zaafım var. J Kahve ile bitter çikolata olmazsa olmazım.
12-Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız;
öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz.
Hangilerini seçerdiniz?Güne Sait Faik Abasıyanık
öyküleri gibi başlar, öğlen
Friends dizisi
evreninde takılıp günü ise
Paris’te Gece
Yarısı filmi ile bitirirdim.
13-Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları nelerdir?En güzel yanı bence başka
bir insan olma deneyimi yaşatması. Kontrollü bir ortamda başkası gibi
düşünüyor, başkası gibi hissediyor ve başkası gibi yaşıyorsun. Ne güzel bir
keşif imkanı! Çekilmez tarafı ise edilgenlik. Bir işin başarılı olmasında pek
çok değişkenin senden bağımsız iyi olması gerekiyor. Sen ne kadar iyi oynarsan
oyna dizi ya da oyun tutmazsa sen de işinden oluyorsun. Pek çok kötü filmde
aslında iyi oyunculuk performansları vardı ama hemen hepsi unutulup tarihe
gömüldü. Ve tabii bir de beklemek.
14-Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm... Hadi,
bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram ekleyin.Herkes kendi üzerine düşeni
en iyi şekilde yapsın’ın sonuna “-izm” kalıbı ekleyebiliriz.
15-Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir soru
rica etsem…Çok sevdiğin ama sevdiğin
için utandığın bir film, dizi ve herhangi bir ünlü söyleyebilir misin?