Çocuk dizisinin başrol oyuncularından Merve Çağıran ile canlandırdığı karakter Akça’yı ve yeni projesini konuştuk. İlk kez kamera karşısına
projeleriyle dikkatleri üzerine çekti.
’daki performansı ile beğeni toplayan Çağıran şimdi de Çocuk dizisindeki Akçe karakteri ile konuşuluyor.
• Çocuk hem kadrosu hem de hikayesi ile
dikkat çekti. Dışarıda nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Dışarıda
çok güzel tepkiler alıyorum. Diziyi çok sevdiklerini söylüyor karşılaştığım
insanlar. Setteyken anlamıyoruz ama dışarı çıkıp insanlarla etkileşime
geçince gelen tepkiler karşısında dizinin ne kadar izlendiğini ve çok beğenildiğini anlıyoruz.
• Her karakterin oyuncunun
kalbinde bir karşılığı var derler, Akça’nın sizdeki karşılığı nedir?
Akça’nın
kalbimdeki karşılığı hayal kırıklığı ve pişmanlık duygusu. Köklerinde
güvenilecek bir yer olmayan Akça’nın bende hissettirdiği en büyük şey
aidiyetsizlik. Yeri olmadığı için sürekli dağılabiliyor. Kafası karışıyor.
Duygu durumu değişiyor. Kendini suçlamak da buna dahil. Tüm bunlar çok gerçek
geliyor bana.
• Akça’nın 3 karakter
özelliğini almanız gerekse hangilerini alırdınız?
Gittikçe
daha cesaretli birine dönüşüyor Akça çocuk konusunda. Önümüzdeki bölümlerde
kendine bir yol çizmeye başlıyor. Onun kendine yol çizmesini seviyorum. Yaşadığı
koşullar çok değişik. Karakterini oluşturan da bunlar olduğu için ondan
alabileceğim şeyler kısıtlı. Ama radikal kararları kolay alabilmesi olabilir.
• Aile bir çocuğun kaderinde
sizce ne kadar etkilidir?Çok
etkili tabii ki. Kader bizim gittiğimiz yönle başımıza gelenlerin bir
karışımıysa, çizdiğimiz yön de çocukluğumuzun ve sonrasının bizde ne
bıraktığıdır. Nasıl yetiştirildiğimiz önemli.
• Akça çaresizlikle çocuğunu
terk etmek zorunda kalmış, ona hak veriyor musunuz yoksa siz başka şekilde mi
davranırdınız?
“Ben
olsaydım” diyerek empati kurarsam günlük hayatta bile çok yanlış düşünebilirim.
Yargılamamak için böyle düşünmüyorum. Onun koşullarında belki ben de öyle
yapardım. Ama değilim. Bilmiyorum zor valla. Ama ben veremezdim Merve olarak.
• Sette hem çok deneyimli
kadro var hem genç yetenekler aranızda nasıl uyum ve denge var?
Ben o
dengeyi seviyorum. Gençler ve daha deneyimli oyuncular arasındaki enerji biraz
daha dengeli bir ortam yaratıyor. En azından bizde öyle oldu. Herkes çok iyi
anlaştı.
•Çocuk oyuncularla çalışmak
çok da kolay değil, sizin Efe yani Mehmet Emin ile aranız nasıl?Aramız
çok iyi. O da gittikçe alışıyor. Algılamaya başlıyor işi, ne yaptığını. Bunu
gözlemliyorum. Sakin ve akıllı bir çocuk. Şarkı söylüyoruz, küçük oyunlar
oynuyoruz birlikte plan aralarında bile.
• Aileniz sizi her zaman
destekledi mi? Oyuncu olmak istediğinizde nasıl karşıladılar?
Evet,
aslında bunun konusu bile geçmedi. Herhalde küçüklüğümden beri gördükleri için hiç
ekstra bir tepki verilmedi. Zaten annem hep yanımda.
• Anneniz kararlarınızda ne
kadar etkilidir?
Hep
konuşuruz, sohbet ederiz ama konu karar almaksa genelde bildiğimi okurum.
•Oyunculuk yaparken
yaptığınız en komik hata neydi? Bir
tiyatro oyununda ayağımdaki terlik yanlışlıkla seyirciye fırlamıştı. Allah'tan
hafif bir şeydi.
• Oyuncu olmasaydınız ne
olurdunuz?
Muhtemelen adli psikolog olmayı isterdim. Bayağı ilgiliyim suç psikolojisine.
• Kendinizi rahatlatmak
için neler yaparsınız?
Müzik
dinlerim. Yazı yazarım. Yeni insanlarla tanışırım. Kedimi okşarım. Uyurum. Fast Food yiyorum bazen de.
• Kendinizle ilgilenmeyi
sever misiniz?
Kendimi mutlu etmeyi severim ama kendimle ilgilenmek
zorunluluk olmamalı. Yani görev haline gelen şeyler canımı sıkabiliyor. İlhamımız
olmalı sanki hep küçük küçük...
• Bundan sonrası için ne
hayalleriniz var?
Hayallerim
yazdığım hikayeler ve müzikle ilgili. Bunları harmanlandığım çalışmalar da
olabilir. Vakti var tabii daha. Çalışmadığım zamanlarda bu yanlarımı geliştirmeye
çalışıyorum.