Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
mezunu İlhan Şen, 1987 yılında Bulgaristan’da dünyaya geldi. Mehmet Can Kocak yönettiği “PERSPECTIVE” isimli kısa film ile ilk
kez kamera önüne geçen oyuncu, 2018 yılında “MEHMED Bir Cihan Fatihi” ile
izleyici karşısına çıktı. Hemen ardından Hilal Saral’ın yönetmenliğini üstlendiği
Şahin Tepesi dizisinde Mete karakteri ile Son olarak ATV’de yayınlanan Eşkıya Dünyaya
Hükümdar Olmaz dizisinin oyuncu kadrosunda yer aldı.
1- Son projenizde canlandırdığınız karakteri özetleyecek beş anahtar
kelime.
İnsan, erkek, zengin, veliaht, oğul.
2- Canlandırdığınız karakterin tek bir özelliğine sahip
olacaksınız; hangisini seçerdiniz?
Keşke uzaydan gelen bir süper kahramanı canlandırsaydım.
Ama maalesef, bir insanı canlandırdım. Özellik olarak bana insan olmak yeter.
Zaten bu özellikle beraber bütün duygular, anılar, aşklar, akla gelebilecek her
şey geliyor. Über-süper özellik.
3- Oynadığınız diziyi / filmi veya tiyatro oyununu bir yemek,
canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak düşünecek olursanız;
diziyi, filmi ya da tiyatro oyununu hangi yemeğe benzetirsiniz ve karakteriniz
olmasa hangi malzeme eksik olurdu?
Oynadığım son dizi, Türk Mutfağı'nın son döneminde
öne çıkan lezzetlerinden biri olurdu. 'Karnıyarık' gibi mesela. Bileşik ismi ayırabiliriz
de: 'Karnı yarık.' kesinlikle ayırabiliriz. Ben de bir malzeme olsam, nasıl desem, ’3
tatlı kaşığı tuz.' yazar tarifte ama insanın içinden biraz daha fazla tuz atmak
gelir ya hani, ben o fazla ama içinden gelen tuz olurdum yemeğe atılan.
4- İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz; nasıl geçmişti?
Kim hatırlamaz ki! Nasıl geçtiğine gelince, bir
Barış Manço sözü bırakabilirim sanırım: Bir ben var ki benim içimde; benden öte,
benden ziyade.
5- Bugüne kadar oynarken yaptığınız en komik hata nedir?
Yaptığım en komik hata için, 'oynamaya çalıştığım her an' diyebilirim ki defalarca
yaptım belki hala yapıyorum. Çünkü oynamaya çalışmak trajediyi ve komediyi beraberinde
getirir oyuncuya. Acınası komik durum. Trajikomik!
6-Şu an/son olarak oynadığınız dizide, filmde veya tiyatro
oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en sevdiğiniz replik
nedir?
Dario Fo'nun Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü oyununun
son cümlesi: Boğazımıza kadar bok içindeyiz. Bu doğru. Ve işte bu nedenle başımız
dik yürüyoruz.
7- Bir bölümlüğüne/sahneliğine oynadığınız herhangi bir işteki
karakterinizi ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde görmek isterdiniz?
Aynı şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız. Hangisini seçerdiniz?
(Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden.)
Hiç kimse. Hiç kimse çünkü, ben her rol için
saatler, günler ve sayfalarca emek veriyorum. Herkes veriyor (umarım). Elimden
geldiğince, tuğla tuğla ördüğüm karakteri yansıtmaya çalışıyorum. Birinin
gelip, bir saniyeliğine, bir bölümlüğüne, bir sahneliğine de olsa, yarattığım
evde oturmasını istemem. Orası benim özelim. Ben de aynı şekilde asla başkasının
özeline karışmak istemem. Haddim değil.
8- Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir ünlünün fotoğrafını tişörte
bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli/yabancı fark etmez.)
Ulus Baker. Ünlüdür. Çok ünlüdür.
9- Karşınızda zaman makinesi var; hangi dönemde, hangi şehre ışınlanmak
isterdiniz?
Dünyanın yok olacağı zamana ışınlanmak
isterdim. Son gün, son saat, son saniye. Ve nereden en güzel izlenebilecekse,
oraya.
10- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız nedir?
Bana kalsın orası :)
11- Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları izlerken yanında
yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler?
Merakla beklediğim, Peaky Blinders var bu ara.
En sevdiğim abur cuburlar da elin oğlunu görüp görüp yediğim, başımın eti ve tırnak
etlerim.
12- Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız; öğlen bir
dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz. Hangilerini seçerdiniz?
Georges Perec- Uyuyan Adam. Flash TV- Gerçek
Kesit. Pier Paolo Pasolini- Salo'nun 120 günü.
13- Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları neler?
Çekilir yanı, uzuuuun ince bir yolda olman. Çekilmez
yanı, gidiyor olman hem gündüzlerce hem gecelerce.
14- Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm... Hadi, bunların
yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram ekleyin.
'Abi ne oynadığının bir önemi yok, yakışıklı/güzel abi bilmem kaç milyon
takipçisi var işte, koy her
türlü iş yapar' İZİM.
15- Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir soru rica
etsem…
Ne kadar özgürsün sevgili dostum ve ne kadar
sen sensin?