Zenne’nin
yaratıcıları M. Caner Alper ve Mehmet Binay, ikinci uzun metrajlı
filmleri ‘Çekmeceler’ ile yine Türkiye
sinemasında bugüne kadar denenmemiş, kışkırtıcı ve çok
konuşulacak bir konunun örtüsünü kaldırıyorlar.
Başrollerini
Ece Dizdar, Taner Birsel, Nilüfer Açıkalın, Tilbe Saran, Pınar
Töre, Tuğrul Tülek, Hakan Çimenser ve Yekta Kopan’ın
paylaştığı, ‘Çekmeceler’ 6 Mart’ta seyircisiyle buluşacak. Hem
tiyatro sahnesinde hem de dizi ve sinemalarda keyifle izlediğimiz
usta oyuncu Tilbe
Saran ile oyunculuk mesleğinin yanı sıra 6 Mart’ta vizyona
girecek olan filmi
Çekmeceler'i Filmstudio'ya anlattı.
Filmstudio:
Neden
oyunculuk?
Tilbe
Saran Neden
nefes alıyorsam; yaşamak için.

Filmstudio:
Bize
biraz çekmeceler filminden ve rolünüzden bahseder misiniz?
Tilbe
Saran: Film,
"kadınlık", "erkeklik" üzerinden pompalanan
rollerin
kadına ve erkeğe yükledikleriyle beraber gizlenen, saklanan
gerçekler, sırlar üzerine. Anne, baba olmak ya da olamamak
üzerine. Canlandırdığım
"Saadet" karakteri,
yaşamasını, eğlenmesini seven neşeli bir kadın aslında. Hayal
kırıklığına uğradığı evliliğini bitirdikten sonra bir
yandan kendi arzularını, kendi düşlerini gerçekleştirmek için
uğraşırken, bir yandan da ayakları üzerinde durmaya, hayatını
idame ettirmeye çabalar. Ama bu koşuşturma sırasında annelik
görevini beceremez. Belki de hiç anne olmaması gereken bir yapısı
vardır.
Filmstudio:
Sinemaseverler
neden Çekmeceler’i izlesin?
Tilbe
Saran: Gizlenen,
yok sayılan sorunların insanı nasıl bir yalnızlığa
sürükleyeceğini, kanını zehirlediğini, ruhunu paramparça
ettiğini görmek için.
Filmstudio:
Oyunculuktan
arta kalan zamanlarda neler yapıyorsunuz?
Tilbe
Saran: Benim
için bütün yollar oyunculuğa çıkıyor. Sinema, televizyon,
tiyatro. Kadir Has Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde ders
veriyorum. Ayrıca, Oyuncular Sendikası Genel Sekreterliği’ni
yürütüyorum.

Filmstudio:
Genç
kuşak sette sizden yardım istiyor mu? Onlara hocalık yapıyor
musunuz?
Tilbe
Saran: Sette
"hocalık" olmaz, onun adı dayanışmadır. Kaldı ki ben
gençlerden çok şey öğrendiğimi ve onlar sayesinde taze
kaldığımı düşünüyorum. Setler, sahneler ortak üretim
alanlarıdır, orada pişen aşta herkesin alın teri vardır. Kadir
Has Üniversitesinde 6 yıldır ders veriyorum ve öğrencilerime
aşığım.
Filmstudio:
Proje
seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz?
Tilbe
Saran: Bir
"söz"ü, bir derdi olan hikayeleri seçmeye gayret
ediyorum.
Filmstudio:
Asla
oynamam dediğiniz veya mutlaka oynamak istediğiniz bir rol var mı?
Tilbe
Saran: Umarım
hiç olmaz! Ama Jüliet'i
kaçırdım!
Filmstudio:
Dizi
ve sinema sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tilbe
Saran: Dizi
setlerinde çalışan tüm emekçiler, zaman ve rating baskısı
altında çok uzun ve elverişsiz koşullarda, her an iş kaybetme
stresiyle haftalık yayına iş yetiştirmeye çabalıyorlar.
Piyasadaki artan iş talebini karşılayacak uzmanı da yetiştirecek
vakit ve eğitim olmadığından, zaman zaman ehil olmayan kişilerin
yeterli deneyim kazanmadan sete girmeleri hem kendileri hem de diğer
çalışanlar için tehlike arz edebiliyor. Kalite hıza kurban
gidiyor.Sinema
setleri bu açıdan daha rahat. Hikaye ve karakterler üzerinde daha
uzun kafa patlatılabiliyor, ortaya çıkan işler de görece olarak
daha özenli oluyor.
Filmstudio:
Oyuncu
olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Tilbe
Saran:
Stanislavski "herkes
oyuncuları parlak ışıklar içinde görür ve yaptığı işin
maden işçiliği kadar ağır olduğunu bilmez" der. Doğrudur,
oyuncu olmak isteyenler sahnenin ya da setlerin büyüsüne
kapılmadan önce uzun, yorucu ve meşakkatli bir işe
giriştiklerinin farkına varmalılar. Üstelik, çoğu zaman
emeklerinin karşılığını bulamayacaklarını da bilmek
zorundalar.