Kafalar Karışık ile küfürsüz komedi yapmaya çalıştık

Kafalar Karışık ile küfürsüz komedi yapmaya çalıştık
Sosyal medya fenomenleri Atakan Özyurt, Bilal Hancı ve Fatih Yasin'in ilk sinema filmi "Kafalar Karışık" vizyondaki yolculuğunu devam ettiriyor. Yapımını ILS Vision'un, yönetmenliğini Yücel Yolcu'nun üstlendiği, usta oyuncu kadrosunun buluştuğu "Kafalar Karışık" vizyona girdiği ilk üç günde gişeyi salladı.Vizyona girdiği günden itibaren fenomen üçlü 50 salon gezerek 15.000 seyirciyle buluştu. 7 Aralık Cuma günü vizyona giren film ilk üç günde 270.621 bin seyirciye ulaştı. Yayınlandığı fragman ve teaserları milyonlar tarafından izlenen, seyircilerin haftalar öncesinden geri sayıma başlayarak merakla beklediği film sayesinde Youtube dışındaki izleyicinin de radarına giren "Kafalar" ekibiyle filmi ve süreci konuştuk. 



● Kafalar grubu nasıl bir araya geldi ve youtube kanalı nasıl ortaya çıktı?
Fatih: Bilal'in farklı, Atakan'ın farklı, Fatih'in farklı bir mizah tarzı vardı.Üçünü bir araya getirip Kafalar'ı oluşturduk.

Atakan: Aslında biz Fatih'le bir AVM'de gezerken Bilal'le karşılaştık. Tanıştık, konuştuk, kaynaştık ve iletişimimiz devam etti. Bizim Fatih'le; Atakan Özyurt, Fatih Yasin videoları diye bir kanalımız vardı. Bilal de grubumuza dahil olunca grubun ismini Kafalar olarak değiştirdik ve daha seri içerikler üretmeye başladık.

Bilal: Bir araya geldikten sonra aynı evde yaşadık. Çünkü beraber olduğumuzda ortaya daha güzel fikirler çıkıyordu. 

● Youtube'da ne kadar takipçiniz var ve bu yükselişi neye bağlıyorsunuz?
Atakan: Youtube'da şu an 5 milyona yakın takipçimiz var. Biz sürekli üretiyoruz farklı farklı konseptler buluyoruz. Ülkede şu an youtube adına en fazla konsepti olan kanal Kafalar kanalıdır. 7-8 çeşit konseptimiz var. Bu konseptleri her defasında geliştirerek paylaşıyoruz. Bu da beraberinde yükselişi getiriyor.

Bilal: Farklı farklı konseptlerimizin olmasının yanı sıra düzenli bir takvimle videolarımızı paylaştık. İnsanları beklentiye sokarak, her hafta Cuma saat 18:00'de videolarımızı paylaşıyorduk. Böyle dizi gibi bir düzene koymuştuk. İnsanlar bizi merak ettiği için, eğlendiği için abone olup, kanalı takip etmek istediler. Bu şekilde kanal büyüdü. Disiplinli bir şekilde devam ettik. Eğlenceli içerikler yaptık. Samimi olmaya, kendimiz olmaya çalıştık. Özgüveni yerinde insanlarız. Bu şekilde kanalımız büyüdü.

Atakan: Bilal'İn söylediklerine ek olarak söylemek isterim ki samimiyet ve doğallık her zaman zaten başarıyı getirmiştir. Hiç birşey üretme, sadece samimi ve doğal ol; insanlar zaten bunu görüyor ve karşılığını da veriyor.

Kafalar Karışık filmi nasıl ortaya çıktı?
Fatih: Biz aslında videolarımızdan yola çıkarak oluşturmak istemiştik ama daha sonra senaristler bu şekilde olamayacağını bir hikaye olması gerektiğini söylediler. Biz de onlarla beraber bir senelik süreçte çalışarak Kafalar Karışık filmini konuştuk. Böyle bir hikaye çıkarttık. Ailecek herkesin sinemaya gidebileceği temiz bir komedi, aksiyon, romantik komedi oluşturmaya çalıştırdık . Bence güzel oldu. Herkesi de bekleriz sinemalara..

Atakan: Sektörde ister Youtube olsun ister Vine olsun, Instagramer ya da snapchater olsun herkesin kafasında böyle bir fikir vardır aslında. Biz sinema sektörüne hakim değiliz doğruya doğru ama bir yerden girmek lazımdı ve yeni bir mizah anlayışı getirmek gerekiyordu. Bunu da küfürsüz komedi olarak yapmaya çalıştık. Artık devam filmlerinde de daha farklı, daha komik konularla, konseptlerle, mizah anlayışlarıyla seyircilerin karşısına çıkmayı düşünüyoruz.



● Filmin konusunu sizden dinleyebilir miyiz?
Bilal: Aslında filmin konusu çok sıcak bir arkadaşlık, dostluk macerasının çevresinde gelişen olaylar diyebiliriz. Atakan dostumuzun sevdiği uğruna verdiği bir mücadelede arkadaşları onun yanında oluyor. Birisi çok destekliyor, diğeri de onun üzülmesini istemediği için ona gerçekleri söylemeye çalışıyor bu yolda ama tabii onlar da kafalarına koydukları için özellikle inatçı olduğu için Atakan'ın peşinde geliyor. Böyle bir maceraya atılıyorlar. Kısacası bir dostluk macerası, güzel bir film. Filmin konusunu merak edenler şu an filmimiz sinemalarda gidip izleyebilirler (gülüyoruz)

● Karakterlerden bahsedebilir misiniz?
Fatih: Arkadaşının yanında olan, onu hiçbir zaman terk etmeyen ve sürekli umut veren adamı oynuyorum. Normal hayatımda da böyleyim. Karakterimden çıkmadan sinema sektörüne girmiş oldum.

Atakan: Fatih ve Bilal beni aykırı olarak görürler. Şımarık, yaramaz bir arkadaş olarak görürler. Ben de üçümüz arasındaki iletişim bakımından onlara katılıyorum. Gerçek hayatta da bir sıkıntı olduğu zaman doğrudan danışacağım kişiler Fatih ve Bilal oluyor. Başımı bir sıkıntıdan genelde onlar kurtarıyor. Filmde de aslında hiç zorlanmadık yine bir kafamı belaya sokuyoruz. Onlarda her zamanki gibi filmde de yanımda oluyorlar. Her ne gerekiyorsa yapıyorlar. Tabii Bilal aykırı, ters davranıyor, Fatih destekliyor. Normalde nasılsa, aslında filmde de o  oldu. Ben inadına devam ettim. Bilal caydırmaya çalıştı. Fatih destekledi ama yine hep birlikte olayın üzerine gittik. Reelde neyse filmde de o oldu. Diyoruz ya doğallık ve samimiyet...

Bilal: Zaten söylediler benim karakterimi. Az çok normal hayatta da herhalde Trabzonlu olmanın verdiği bir özellik herhalde sinir, aksi hemen parlayan biriyim, karamsarımdır biraz. Realist olmaya çalışırım. En çok korktuğum hayal kırıklığına uğramaktır. O yüzden bin düşünür bir yaparım. Karakterim filmde de böyleydi.

● İlk sinema filminiz nasıl bir ön hazırlık yaptınız, ne kadar zamandır bu filme hazırlanıyorsunuz?
Fatih: Yaklaşık 1.5 senedir bu filme hazırlanıyoruz hatta ilk aşamada Brezilya'ya gidip 15 günlük bir manzara seçicilik yapmıştık orada bir harita belirlemeye çalıştık. Başka bir hikayeyle video çekmeyi düşünüyorduk aslında. Daha sonra Atakan, benim ve Bilal'in başına kötü şeyler geldi. Birimizin gözü şişti, 15 gün inmedi. Birimiz zehirlendi, birimiz yataktan kalkamadı. Bu durumlar yaşandığı için biz de ekibin sıkıntılı bir sürece gireceğini düşündük, onların da başına bir şey gelmeden İstanbul'da, bildiğimiz topraklarda çekmeyi istedik. Daha iyisini de ikinci filmimizde yapacağız inşallah.

● İlk oyunculuk deneyiminiz olduğu için çekimlerden önce korkularınız oldu mu?
Atakan: Tabii ki çekimlerden önce korkularımız oldu. Yapamazsak diye bir korkumuz olmadı aslına bakarsanız. Bizim korkumuz filmimizde oynayan üstat oyuncular var ve bizim ilk filmimiz. Metin Akpınar, Cihan Ünal, Perihan Savaş, Erkan Can, Güven Kıraç ve ismini sayamadığım niceleri. Onların profesyonelliği karşısında ne yaparız diye düşündüm. Ama hiçbir şekilde korkmaya gerek yokmuş. Oyunumuza oyun kattılar, heyecanımızı aldılar. Bize büyük destek oldular özellikle Metin Akpınar. Her sahnesinde, her rolünde her satırında bize destek oldu. çok destek oldular. Sosyal medyada tepkilere baktığımız zaman hiçbir şekilde oyunculuğumuzun sırıtmadığını görüyoruz ama elbette bu konuda kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Yurt dışında ya da Türkiye'de oyunculuk eğitimleri almaya hazırız.Yoğunluklar geçtikten sonra yapacağız.

● Çekimler nasıl geçti, usta oyuncularla çalışmak nasıldı, heyecanlandınız mı?
Bilal: Zorlandığımız kısımlar oldu, bizim için kolay olduğu kısımlar da oldu. Daha çok dediğimiz gibi kendimizi oynadığımız için bu konuda çok zorlanmadık ama profesyonelliğin gerektiği noktalarda tecrübe eksikliğimiz olduğu için biraz endişeliydik. İlk 3-4 günden sonra bunu da üzerimizden attık. Atakan'ın dediği gibi üstatlarımız çok yardımcı oldu. Bizim için çok önemliydi. Sadece biz değil, oynayan diğer arkadaşlarımız da, teknik ekip de bize yardımcı oldu. Bazı sahnelerde zorlandık özellikle benim bir sahnem vardı, denizde. Yüzme bilmediğim için zorlandım. Fatih'in böcek fobisi var, çukura düşüyor böceklerin olduğu. O biraz zorlandı. Atakan denk mi geldi bilmiyorum, yükseklikten korkar.

Atakan: Yüksekten düştüm, yükseğe fırladım.



● Metin Akpınar'la çalışmak nasıldı?
Atakan: Metin Akpınar'la çalışmak böyle bir iki dakikaya sığacak cümlelere gerçekten yetmez. Türkiye'deki çoğu ünlü ismin de hayali Metin Akpınar'la çalışmak. Mesela o kişilerin hayali şu; Metin Akpınar 'la muhabbet sohbet etmek. Biz onu da yaptık, aynı filmde başrolde beraber oynadık. Aslına bakarsanız çocukluğumuzun, annelerimizin, babalarımızın çocukluğunu süsleyen efsane bir oyuncu. Onu sayfalarca anlatmak bile yetmez. Özetle çok güzeldi, çok şanslıydık.

Fatih:  Biz de Yeşilçam'ın sanata gerçekten değer veren oyuncularıyla oynamak istedik çünkü onlar gençlere önem veren kişilerdi.  Sette bize o kadar iyi değer verdiler ki hatta bazen bizim repliklerimizi ezberleyip bize söyledikleri oldu. Bu da gerçekten Yeşilçam'ın, eskilerin, üstatların insanlara ve gençlere çok fazla değer verdiğini göstermiş oldu. Kendilerine gerçekten çok büyük teşekkür ediyorum . Metin Akpınar'la herkesin  yüz yüze tanışmasını isterim. 

Bilal: Benim Metin ağabey ile filmde karşılıklı bir repliğim var. Bunun için Allah'a şükürler ediyorum,  olmayabilirdi. Çok güzeldi, çok özeldi. Hayatım boyunca unutamayacağım anlardan biriydi. Belki bu fırsatı bir daha yakalayamayacağız. Belki onunla tekrar yan yana gelemeyeceğiz ama gelmiş olmak çok önemliydi. Kendisi de sağ olsun bizi çok sevdi. Sette bizi davet ediyor; gelin yemek yiyelim, sohbet edelim gibi. Bizim ona kendimizi sevdirmiş olmamız da çok önemli. Sabaha kadar konuşurum, anlatırım Metin Akpınar'ı, bitiremezsin. Onunla  çalışmak aslında zirvede başlamak gibi bizim için. Gerçekten zirvede başlıyorsun ve tabii bunun sorumluluğu çok yüksek.

● Erkan Can ve Güven Kıraç'la olan sahnelerinizden unutamadığınız bir anınız var mı?
Atakan: İlk sette tanıştık Erkan Can ve Güven Kıraç'la. Çok değerli,  çok büyük sanatçılar.  Gerçekten bizleri de çok sevdiler. Tanıyınca biz daha da çok sevdik onları. Antalya Kaş'ta sete başladıktan 1 hafta sonra Erkan Can gelecekti. Biz aramızda konuşuyorduk ya Erkan Can bu dağlara, taşlara, denizlere nasıl yapacak diyoruz kendi  aramızda. Erkan Can girmez dublör olur diyorduk. Erkan Can bir geldi onu durdurabilene aşk olsun. Bizi utandırdı. Biz Erkan Can'a yetişmeye çalışıyorduk. Güven ağabey ile de çekim arasında arabadaki sohbetlerimiz unutamadığım şey.

Fatih: Kendi sahnesi dışında da inanılmaz komik, güldüren bir adam. Instagramdaki sanatsal  resimlerini gösterirdi bize. 

Bilal: Onlarla tanıştıktan sonra oralara nasıl geldiklerini anlamak zor olmadı. Erkan Can çok babacan, baba diyoruz ona. Jetski sahnemiz vardı. Bu sahne Atakan'laydı. Atakan için çok güzel bir şey olsa gerek. Güven Kıraç'la da kamera arkasında yaşadıklarımız çok komikti. Hem özelinde hem genelinde çok samimi, çok sıcaklar. Onlara da kendimizi sevdirdik.

● Sosyal medyada youtuberlara ilgi giderek artırıyor. Ne düşünüyorsunuz, nasıl değerlendiyorsunuz?
Fatih:  Sosyal medya özgür olduğu için sosyal medyada konuşabiliyorlar. İnsanlar özgürlüğün nerde olduğunu bildiği için sosyal medyaya koşuyorlar. Biz de özgürlüğün tadını çıkartıyoruz sosyal medyada.  

Atakan: Burası yeni bir mecra. Gerçekten herkesin kendini gösterebileceği yer. Televizyonda insanların bir yeteneği varsa bunu gösterebilmesi inanılmaz zordu. Sosyal medya çıktı ortaya. Elinde telefonu olan, bir yeteneği olan en basitinden saçmalasa bile bunu insanlara sunabiliyor. Bu yönden güzel. Sosyal medyanın insanların karşısına çıkması gerçekten güzel bir avantaj. Sosyal medyayı kötü kullanırsan sana zararı olur bu gidişat iyi veya kötü kullanmana bağlı.

Bilal: Sosyal medya özgür bir ortam, insanlarımız özgürlüğüne düşkün rahatça orada search edebiliyorlar, yeteneklerini bedavaya gösterebiliyorlar. Eskiden olsa yapımcı peşinde koşacaklardı. Şarkı söylemek istiyorsan Unkapanı yollarında yatıyordun. Şimdi herkes kendini gösterebiliyor. Onların da, herkesin işini kolaylaştırdı. Kolay olan neyi sevmeyiz ki? O yüzden ilgi bu kadar arttı diye düşünüyorum.


Röportaj devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER