Batuhan
Bozkurt Yüzgüleç’in adını bizden önce pek çok Avrupa ülkesi duydu bu yıl. Zira
bu sezon tabiri caizse Çukur’un
Vartolu’su olarak ekranlara nurtopu gibi fenomen bir karakter kazandıran Erkan
Kolçak Köstendil’in yönettiği kısa film SUMA,
film festivallerinden ödüllerle döndü. Moskova Indie Film Festivali’nde En İyi
Yönetmen ve Senarist ödüllerini kazanan filmdeki oyunculuğuyla Batuhan da ‘En
İyi Erkek Oyuncu’ ödülüne layık görüldü.
Henüz
23 yaşında olan oyuncunun ilk profesyonel oyunculuk deneyimi SUMA. Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunu Batuhan’ın yolculuğu nasıl evrilir bilemem
ama beyazcam serüveninden önce bir süre daha Avrupa’daki film festivalleriyle
anılacağı kesin.
Dipnot:
The Godfather’ı Batuhan kadar
romantik ama bir o kadar da gerçekçi, dünyasını direkt karşınıza sunacak kadar
iyi tasvir edenini görmedim!
1- Canlandırdığınız karakteri özetleyecek beş anahtar kelime. SUMA’daki
Zaza
çalışkan, özverili, masum, duygusal, yaratıcı.
2- Canlandırdığınız karakterin tek bir özelliğine sahip olacaksınız;
hangisini seçerdiniz?Ben, ben
olarak severek yaşıyorum hayatı; canlandırdığım karakterleri ise olduğu gibi
severek oynuyorum. Ondan alsam ben olmam, kendimden versem o olmaz.
3- Oynadığınız diziyi / filmi veya tiyatro oyununu bir yemek,
canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak düşünecek olursanız;
diziyi, filmi ya da tiyatro oyununu hangi yemeğe benzetirsiniz ve
karakteriniz olmasa hangi malzeme eksik olurdu?
Yemek dediğin ya doymak içindir ya da tatmin. SUMA zaten doymak ve yolculukta ayakta
kalmak üzerine. O halde masandaki bir parça ekmek ya da cebinden çıkan ezilmiş
bir salkım üzümdür senin için dünyanın en leziz yemeği.
4- İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz; nasıl geçmişti?
Hatırlanmaz mı ilk tecrübe? O ana kadar sahnede, seyirci
karşısında yaptığım işi kamera karşısında yapmak ilginç bir tecrübeydi.
5- Bugüne kadar sette yaptığınız en komik hata nedir?
Bariz
bir hata yaptığımı hatırlamıyorum. Çalışırken yaptığım işten çok keyif
alıyorum, aynı zamanda çokça eğleniyorum.
6- Şu an / son olarak oynadığınız dizide, filmde veya tiyatro oyununda
sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en sevdiğiniz replik
nedir?
SUMA filminde babamı oynayan karakterin; “Oğul,
biz çalacaksak, biz hırsızlık yapacaksak, niye ekmeğimizi çöpten çıkarıyoruz?
Ben söyleyeyim mi oğul? Kirlenmemek için çıkarıyoruz, pislenmemek için
çıkarıyoruz.” repliği, benim en sevdiğim replik olmuştur.
7- Bir bölümlüğüne / sahneliğine oynadığınız herhangi bir işteki
karakterinizi ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde görmek isterdiniz?
Aynı şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız. Hangisini seçerdiniz?
(Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden.)
SUMA’da Zaza karakterini yönetmenim Erkan Kolçak
Köstendil’in yorumlayışını izlemeyi çok isterdim. Bana gelirsek Zaza’nın
babasını oynamak güzel olurdu.
8- Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir ünlünün fotoğrafını tişörte
bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli / yabancı fark etmez.)
Hiç
düşünmeden; büyük usta Şener Şen.
9- Karşınızda zaman makinesi var; hangi dönemde, hangi şehre
ışınlanmak isterdiniz?
Bir
oyuncuya bu makineyi verirsen geri almak ne mümkün! Hiç düşünmeden ilk
gideceğim an; Sicilya’dayım, hava sıcak, kaosu bırakmışım geride; kökenlerim
burada ama ben yabancıyım. Arkamdaki korumalara tepedeki taş evleri gösterip
“Neresi burası?” diye soruyorum; Corleone diyorlar gerçek hayatta Savoca adlı
köye. Ağaçlık bir yola giriyoruz, elinde sepeti bir kızla göz göze geliyorum,
Apollonia… Ve o an bilmiyorum, sinema tarihinin en kısa ve en güzel aşk
hikayesinin başladığını. Tırmanıyorum köye, dar ve tozlu yolunda, nefes
alacağım yer Bar Vitelli ve akıyor hikaye ve ben şu an tam da oradayım. Bay
Vitelli’den kızıyla görüşmek için izin isterken hava hala çok sıcak ama
hissetmiyorum.
10- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız nedir?
Yaşamanın kendisi
çılgınlık.
11- Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları izlerken yanında yemesem
olmaz dediğiniz abur cuburlar neler?
Türkiye’den
ve dünyadan, içinde gerçek oyunculuk, yaratıcı senaryo ve emek olan her dizi
ilgimi çekiyor. Hani doymak dedik ya, beni oyuncu olarak doyuran çalışmalarda
heyecanlanıyorum. İşte o zaman öyle bir ziyafetteyim ki zaten abur cubur aklıma
bile gelmiyor.
12- Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız; öğlen bir dizinin,
akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz. Hangilerini seçerdiniz?
Hermann
Hesse’nin Siddhartha’sı ile merhaba
derdim yeni güne; Counterpart ile
yükselerek yaşardım doyasıya ve Whiplash ile
gecede kaybolurdum.
13- Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları neler?
Aşktır oyunculuk; olduğu
gibi, sadık ve tutkuyla sevmektir. Bu kelimeler, o aşkla yan yana durmaz.
14- Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm... Hadi, bunların yanına
bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram ekleyin.
Yaşamın en değerlisi, ikame
edilmezi zaman. “Zamanist” derim; onun değerini bilmek ve ona hakkını vermek
için.
15- Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir soru rica etsem…
Oyunculuk
dışında yakın olduğun başka sanat nedir?
RaniniTV Ekspres 15 Soruda bölümünün önceki konuğu Aydan Taş’ın
sorusu:
Size bir dizi /
film geldi. Bu işin yönetmeni ve senaristi ile partnerinizin kim olmasını
isterdiniz?
Senarist Roberto
Benigni, yönetmen Alejandro González Iñárritu ve partner de Daniel Day-Lewis.
Röportaj: Cansu Uras
Fotoğraflar: Alper Kemal Özkorkmaz