RaniniTV Ekspres: 15 Soruda Görkem Mertsöz

RaniniTV Ekspres: 15 Soruda Görkem Mertsöz
“Farkındalık bir insanın başına gelen hem en güzel hem de en acı verici durum.” Avlu dizisinde Demet Evgar’ın hayat verdiği Deniz karakterinin avukatı Erhan’ı canlandıran Görkem Mertsöz’ün Twitter hesabından çaldım bu tweet’i. Söz konusu kendi hayatı olunca büyük ihtimalle Mertsöz için farkındalık hayatının en güzel durumu olmuştur. Zira gıda mühendisliği okuduktan sonra bölümünün mesleğini icra ederken ayaklarının geri geri gitmesine karşı koymayıp bu farkındalıkla işini bırakıyor ve sıfır noktasına gelerek oyuncu olmaya karar veriyor. Dila Hanım’ın Suat’ı ile hanesine “aşina” sıfatından fazlasını ekleyen oyuncu, bu sefer sorgulayan değil sorgulanan olarak RaniniTV Ekspres’in sorgu odasında!  
 

 
1- Canlandırdığınız karakteri özetleyecek beş anahtar kelime. 
Avlu’nun Erhan’ı için söyleyebileceğim beş anahtar kelime; idealist, yaratıcı, özgüveni yüksek, hırslı ve realist olur.
 
2- Canlandırdığınız karakterin tek bir özelliğine sahip olacaksınız; hangisini seçerdiniz?
Herhalde hırslı olmasını seçerdim çünkü kendi hayatımda hırs yok denecek kadar az. Bazı durumlarda gerekli oluyor (gülüyor.)

3- Oynadığınız diziyi / filmi veya tiyatro oyununu bir yemek, canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak düşünecek olursanız; diziyi, filmi ya da tiyatro oyununu hangi yemeğe benzetirsiniz ve karakteriniz olmasa hangi malzeme eksik olurdu? 
Avlu, herkesin aslında ben de yaparım dediği ama lezzetli olması için ustalık gerektiren zeytinyağlı yaprak sarması olabilir. Ben de o sarmanın içindeki kuş üzümü olurdum. Bazı insanlar yaprak sarmasına kuş üzümü konmaz der ancak gerçek ustaların vazgeçemediği bir malzemedir (gülüyor.)
 
4- İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz; nasıl geçmişti? 
İlk audition’ımı unutmam imkansız. Çünkü büyük bir reklam audition’ıydı ve beni seçtiler. Ancak yanlış anlaşılmasın; bana ilk kez profesyonel bir set deneyimi yaşattığı için değil, sette başıma gelen olaylar yüzünden unutulmaz oldu benim için. Sette yaşadıklarım başlı başına bir hikaye olduğu için bir gün detaylıca anlatmayı tercih ederim. Biraz gizemli bir cevap oldu (gülüyor.)
 
5- Bugüne kadar sette yaptığınız en komik hata nedir? 
Hata değil ama şöyle bir anım var; Dila Hanım’da oynarken daha setin ikinci günü bir yemek sahnesi çekilecekti. Suat, Adana’ya yeni geldiği için Dila ile arkadaşı onu kebap yemeye götürüyor. Çekim esnasında neden bilmiyorum herhalde çok sevdiğimden yeşil biberi ısırdım. Ne kadar acı olduğunu anlatamam. Gözlerimden yaşlar geliyordu ama yönetmen “kestik” demediği için sahneye devam ettim. Sonuna kadar o gözlerle oynadım sahneyi; yönetmenimiz “kestik” deyince bütün sette bir kahkaha patladı. Hepsi farkındaymış aslında durumun (gülüyor.)
 
6- Şu an / son olarak oynadığınız dizide, filmde veya tiyatro oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en sevdiğiniz replik nedir? 
Erhan’ın Deniz’e söylediği bir replik vardı, Platon’un adalet tanımı; “Adalet her kişiye borçlu olunanı vermektir!”
 
7- Bir bölümlüğüne / sahneliğine oynadığınız herhangi bir işteki karakterinizi ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde görmek isterdiniz? Aynı şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız. Hangisini seçerdiniz? (Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden.) 
Nursel Köse’nin yorumlamasını isterdim, ben de onun rolüne geçerdim (gülüyor.)
 
8- Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir ünlünün fotoğrafını tişörte bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli / yabancı fark etmez.) 
Fotoğraf bastırmak pek bana göre değil ama Jimi Hendrix’in şu sözünü bastırırdım: “Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiğinde dünya barışı tanıyacak.”
 
9- Karşınızda zaman makinesi var; hangi dönemde, hangi şehre ışınlanmak isterdiniz? 
1960’lar İstanbul’una ışınlanmak isterdim. Şimdiki çirkinliklerinden az da olsa uzaklaşmış olurdum.
 
10- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız nedir? 
Buna çılgınlık mı denir bilmiyorum ama herhalde kurumsal hayatta kariyer basamaklarını mutsuz bir şekilde tırmanırken istifa edip oyunculuk eğitim almaya başlamak diyebilirim. İyi ki de yapmışım (gülüyor.)
 
11- Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları izlerken yanında yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler? 
Şu sıralar This Is Us, Dark, Safe, How to Get Away with Murder ve Ozark izliyorum. Çok şükür abur cubur alışkanlığım yok, sadece her bölümde bir şişe soda (gülüyor.)
 
12- Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız; öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz. Hangilerini seçerdiniz? 
Güne Robinson Crusoe ile başlayıp öğlen Silicon Valley ile devam ederdim ve akşam finali Amelie ile yapardım.
 
13- Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları neler? 
Oyunculuğun çekilir yanları bayağı fazla ama benim için en çekilir yanı sürekli kendime dair yeni şeyler keşfetmek. En çekilmez yanı da o dünyanın getirdiği belirsizlikler herhalde.
 
14- Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm... Hadi, bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram ekleyin. 
“Eşit-ist” olurdu. Din, dil, cinsiyet, renk, sınıf ayrımı yapmadan herkesin eşit haklara sahip olarak yaşayabileceği bir dünya çok daha güzel olurdu.
 
15- Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir soru rica etsem…
Eğer 24 saat için bir şansın olsaydı tarihte kiminle yer değiştirmek isterdin; neden?

RaniniTV Ekspres 15 Soruda bölümünün önceki konuğu Bahar Süer’in sorusu:
Oyunculuk adına bir metot geliştireceksin diyelim, bu metodun adı ve esasları ne olur?
Stanislavski, Meyerhold, Grotowski, Eric Morris gibi usta isimler oyunculukta bir metot geliştirmek için yıllarını vermişler ve ben şimdi bu soruya ukalalık edip bir metot ismi uydurarak cevap vermek istemem. Ancak şunu söyleyebilirim; oyunculukta benim için en önemli unsur her anlamda doğal ve de elimden geldiğince gerçekçi olabilmek. Bu yüzden bu iki kavram üzerine yoğunlaşıp bir teknik geliştirirdim herhalde.

Röportaj: Cansu Uras
Fotoğraflar: Alper Kemal Özkorkmaz



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER