Pelin Ermiş’in ekran macerası için “sonsuz” terimini
kullanabiliriz. “Nasıl yani? Devreleri yaktın galiba?” diyebilirsiniz;
haklısınız. En nihayetinde o da hepimiz gibi bir ölümlü ancak onu tanıdığımız
dizinin gerçek anlamda Türk televizyon tarihinin en ölümsüz dizilerinden biri
olduğu ortada: Aşk-ı Memnu. Ekranın
en “umutsuz vaka” diyeceğimiz platonik aşklarından birinin kahramanı olan
Cemile’ye hayat vermişti Pelin Ermiş. Sonrasında da önündeki yol uzadı gitti ve
son olarak Hangimiz Sevmedik
dizisinin ardından Star TV’de yayınlanan Avlu’nun
Sezen’i olarak izleyici karşısına çıkmaya başladı.
Güleryüzünden nemalandığımız Pelin ile Avlu’nun sezon finalinden iki gün önce
bir araya geldik. Heyecanı yüzünden okunsa da tabii ki değil ipucu, bölüme dair
tek bir kelime bile etmedi öyle bir konu ortada yokmuşçasına. Durum böyle
olunca bize de çekim aralarında yaz tatili planlarını konuşmak kaldı. Fakat
aşağıdaki röportajda sadece Avlu değil; Aşk-ı Memnu’dan Hangimiz Sevmedik ve Yoldan
Çıkan Oyun’a uzanan zaman tüneli misali bir sohbet ortaya çıkmış oldu.
Bu arada Pelin’in noktayı koyduğu yeri unutmayın ve
ne olursa olsun başınızı göğe kaldırıp yıldızlara yakalamayı es geçmeyin.
1- Canlandırdığınız karakteri özetleyecek beş
anahtar kelime. Bu soruyu oynadığım tiyatro oyunu
Yoldan
Çıkan Oyun’da canlandırdığım Florence karakteri üzerinden cevaplayayım;
histerik, numaracı, komik, narsist, seksi.
2- Canlandırdığınız
karakterin tek bir özelliğine sahip olacaksınız; hangisini
seçerdiniz?Avlu’da Sezen’in
absürtlüğünü kendime yakın buluyorum. Bir Sezen Aksu fanı olarak ismin denk
gelmesi de ilgimi çekiyor.
3- Oynadığınız diziyi / filmi veya tiyatro
oyununu bir yemek, canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak
düşünecek olursanız; diziyi, filmi ya da tiyatro oyununu hangi yemeğe
benzetirsiniz ve karakteriniz olmasa hangi malzeme eksik olurdu? Yoldan Çıkan Oyun, frambuazlı
cheesecake olsun. Florence de frambuazı. Görüntüsüne çok önem veriyor. İlgi
çekmeyi ve kırmızı rengini çok seviyor.
Bir de maziyi analım;
Aşk-ı Memnu düğün
çorbası olurdu. Cemile de çorbanın süzme yoğurdu.
4- İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz;
nasıl geçmişti? Kendi okuduğum okulda oldu. Konservatuar ikinci sınıftaydım, Plato Film’den
okula gelmişlerdi. Konservatuarı anlatan bir dizi çekilecekti. En doğal
ortamında olmuştu audition. Müjdat Gezen yine hocamızı oynamıştı dizide
(gülüyor.)
5- Bugüne kadar sette yaptığınız en komik hata
nedir? Saymakla bitmez aslında ama ilk aklıma gelen
Aşk-ı Memnu setinde yaslanmamam gereken bir yere dayanmıştım ve
elektrik çarpmıştı. Sonra panik olup doktora gittik. Bir sorun yoktu bu ana
kadar ama ben sakinleşmek isteyip 3-4 kaşık sakinleştirici şurup içip üstüne
bir de sete gelerek sahneye girince her şey bende slow motion ilerledi tabii
(gülüyor.)
6- Şu an / son olarak oynadığınız dizide, filmde
veya tiyatro oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en
sevdiğiniz replik nedir? Soruyu okur okumaz aklıma direkt
Avlu’nun
geçen bölümlerinde beni etkileyen replik geldi: “Vicdan yoksa adalet de
yoktur.”
7- Bir bölümlüğüne / sahneliğine oynadığınız
herhangi bir işteki karakterinizi ekipten başkası canlandıracak. Kimi o
rolde görmek isterdiniz? Aynı şekilde siz de başka bir karakteri
oynayacaksınız. Hangisini seçerdiniz? (Yaş, cinsiyet vb. etmenleri
düşünmeden.) Hangimiz Sevmedik dizisinde
Adile karakterine hayat veren Gül Onat’ın yerine geçmek isterdim. Hiç
kavuşamayıp, o kadar atışıp hep aşık kalabilen saf sevgiyi oynarken yaşamak
keyifli olurdu.
Yoldan Çıkan Oyun’da
da Florence karakterinde Sarp Apak’ı izlesem çok gülerdim.
8- Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir
ünlünün fotoğrafını tişörte bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli /
yabancı fark etmez.) Brad Pitt (gülüyor.) Özellikle
Fight
Club’daki Tyler Durden’ı bastırırdım (gülüyor.)
9- Karşınızda zaman makinesi var; hangi
dönemde, hangi şehre ışınlanmak isterdiniz? Oooo… Heyecanlı bir soru! Zamanlar konusunda insan seçim yapamıyor. Geleceğe
de, geçmişe de ışınlanmak isterdim. 5-10 dakika da olsa geleceğimde hangi
şehirdeysem o anı görmek isterdim, insan merak ediyor tabii (gülüyor.) Geçmiş
olacaksa Kemal Sunal, Tarık Akan ve Gülşen Bubikoğlu’nun oynadığı Yeşilçam
filmlerinden birinin tam ortasına ışınlanmak isterdim.
10- Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız
nedir? Konservatuara girmeden önce başka üniversitede okuyordum. Ve bir anda okulu
bırakmaya karar verip İzmir’e geri döndüm ve jet hızıyla oyunculuk sınavlarına
hazırlanmaya başladım. Ergenlikte kontrolü bırakıp istediğim şeyi yapmak güzel
bir çılgınlıktı.
11- Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları
izlerken yanında yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler? Son zamanlarda
Friends dizisine tekrar
sardım. Hep gülüyorsun; müthiş. Kahve, çekirdek, cips, çikolata; elime ne
geçirirsem yerim.
12- Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız;
öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz.
Hangilerini seçerdiniz? Üçünün de rengi farklı olsun. Engin Geçtan’ın
İnsan Olmak adlı kitabının dünyasında başlardım güne. Psikolojik
analizler, şaşırma… Öğlen güleceğim dizi
Friends
olsun, mis. Akşam da aşklı, tutkulu bir film olsun; örneğin
Aşıklar Şehri. 13- Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları
neler? En çekilir yanı hakikaten verdiği mutluluk. En çekilmez yanı ise duygular.
İnsan üzerine bazen çok düşünüyorsun. Yorabiliyor bu da seni.
14- Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm...
Hadi, bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram
ekleyin. Duygulist. Duygularla aramda sağlam bir ilişki var (gülüyor.)
15- Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir
soru rica etsem…Bir şarkı olsan hangi şarkı olurdun?
RaniniTV Ekspres 15 Soruda bölümünün
önceki konuğu Yunus Narin’in sorusu:En
son ne zaman kafanı kaldırıp yıldızlara baktın? Görebildin mi?Ne olursa
olsun kafamı kaldırıp gökyüzüne bakmaktan vazgeçmedim hiç.
Röportaj: Cansu Uras
Fotoğraflar: Alper Kemal Özkorkmaz