Jaime Camil: Darcy hamile kaldı, yani Jane the Virgin'e yeni bir bebek geliyor...

Jaime Camil: Darcy hamile kaldı, yani Jane the Virgin'e yeni bir bebek geliyor...
Türkiye'de 19 Aralık'ta seyirciyle buluşacak olan Jane the Virgin, çoğunuzun malumu, kafası karışık bir jinekolog ile modern tıbbın azizliğine uğrayarak yapay döllenme yoluyla hamile kalan ve dünyası alt üst olan bakire Jane'in hikayesini anlatıyor. Tabii Jane'in hamile olduğu dönemlerden bu yana olaylar çok gelişti ve dizi yıllar içinde hem Amerika'da hem dünyada kendisine sadık bir izleyici kitlesi yaratmayı başardı. Dizide Jane'in iyi niyetli ve aşırı gösterişçi babası Rogelio de la Vega’ya hayat veren Jaime Camil, CBS International Studios tarafından Los Angeles'ta düzenlenen söyleşilere, Rogelio’dan çok da farklı olmayan bir enerjiyle katıldı.

Meksikalı gazeteci arkadaşlarımızdan öğrendiğimize göre ülkesinde çok tanınan ve canlandırdığı karakterle benzer şekilde gerçek hayatta bir sürü ünlüyle ahbap olan Camil, gelir gelmez İspanyolca konuşan basın mensuplarıyla derin bir sohbete dalıyor. Onlar şen kahkahalar atadursun, bir grup İspanyolca konuşmayan gazeteci olarak aval aval bakındıktan sonra olayı öğreniyoruz: Konu, yeni tanıştığın insanlarla öpüşme. Şimdi Latinler de bizim gibi eşini dostunu gördüğünde öpüşüp sarılan insanlar. Türkiye’de kaç kere, yeni tanıştığınız bir arkadaşınızın arkadaşının elini sıktığınızda yeterli samimiyeti göstermemiş gibi hissedip onu şapır şupur öptünüz? Kesin çok kez. Camil de Los Angeles’a ilk geldiğinde seçmelere girdiği vakit odada bulunan yapımcıydı, casting direktörüydü kim varsa hararetle öpüyormuş. Bir süre sonra haber yayılmış olacak ki durumu yadırgayan menajeri kendisini uyarmış: “Bu yaptığın hiç profesyonelce değil, iş yaptığın insanları kırk yıllık dostun gibi öpemezsin.” Camil bunu başta çok yadırgamış ve duruma bayağı bozulmuş ama bunun sebebi, adamların soğuk nevale olması değil, mikrop kapma korkusuymuş. “O insanların bütün gün kaç kişiyle görüştüğünü düşünün. Mikroplar!” Tevekkeli kendisi odaya girdiğinde kibar kibar herkesin elini sıktı ama iki Meksikalı arkadaşı öpmekte beis görmedi. Haliyle konu da buradan açıldı.



● Dizide rol arkadaşlarınızla sürekli öpüşüyor olmalısınız zira herkes Latin kökenli.
Aynen öyle. Hollywood’da hep oyuncuların nasıl anlaşamadığıyla ilgili korku filmi gibi hikayeler duyarsınız. Bizimkisiyse bunun tam tersi; her günümüz büyük bir Costa Rika partisi gibi geçiyor. Birbirimize bayılıyoruz. Figüranlar da dizimize gelmeyi seviyorlar, onları da şapır şupur öpüyoruz. (Gülüyor)

● Gina Roriguez de diziye küçük bir rol için gelen erkek arkadaşıyla öyle tanışmamış mıydı?
Aynen öyle. İşte biz bu kadar arkadaş canlısıyız. (Gülüyor) Bir anda sevgili bulabiliyorsunuz. (Alyansını göstererek) Bu benim için geçerli değil tabii.

● Jane the Virgin’in bu evrensel başarısı sizin için ne ifade ediyor?
Los Angeles’ta iş bulabilen bir oyuncu olmak kendi başına bir başarı. Bunun yanında halktan iyi tepkiler ve ödüller alan bir dizide çalışmak apayrı bir şey. Bence ödüller ve izleyicilerden aldığımız yorumlar, dizinin başarısının büyük bir göstergesi.

● Yeni sezonda Jane the Virgin’den ne bekleyebiliriz?
Bence dizinin yazarlarının yaratıcılığı sonsuz çünkü çok tuhaf sahneler yaratabiliyorlar. Bir gün bana gelip “Bir sonraki hikayede küçüleceksin ve bir bilim kadınının içinde yaşayacaksın.” dediler. Haliyle şaşırdım. (Gülüyor) Size bazı hikayeleri anlattıklarında bunu nasıl hayata geçireceklerini merak ediyorsunuz.

● Peki sizin hikayeye katkıda bulunduğunuz oluyor mu?
Hayır. Hikayeye katkımız sıfır. Bize verdikleri materyal o kadar iyi ki buna gerek yok. Meksika’da nasıl olduğumu bilirler, orada çok fazla doğaçlama yapardım ama burada buna hiç gerek kalmıyor. Yapamadığımızdan değil, gerek kalmadığından. Açıkçası bir harfi bile değiştirmiyoruz. Bu da senaryonun ne kadar iyi olduğunun göstergesi.

● Hollywood’da çeşitliliğin sorgulandığı ve konuya hassasiyetin arttığı bir dönemdeyiz. Dizinizin bu konuya katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?
Bence bu konuda uzunca bir yolumuz var. Bu yolculukta doğru adımları attığımızı düşünüyorum. Jane the Virgin, Latin kökenlileri asla karikatürize etmiyor. Latinlerin her sahnede “Fiesta, taco” demesi beklenmiyor. Evlerin pembe olması, her duvardan pinata sarkması da söz konusu değil. Dizide her şey çok normal, biz de herkes gibi orta sınıf bir Amerikan ailesiyiz. Bu arada Coco filminde de küçük bir rolüm vardı ve onda yaptıkları çok saygı değer bir şey. Dia de los Muertos’un böyle yansıtılması çok güzel. Çeşitlilik anlamında yolumuz uzun ama doğru adımları attığımızı düşünüyorum. Bu bir maraton, kısa bir yarış değil.

● Karakterinizi yeni sezonda neler bekliyor?
Şu anda dördüncü sezonun beş bölümünü çektik. Kasım ayında boştuk, çekim yapmadık. Noel’den önce iki bölüm daha çekip yine küçük bir tatile gireceğiz. Üçüncü sezonun sonunda, Rogelio ile “nefret seksi” yapan Darcy hamile kaldı, yani yeni bir bebek geliyor. Dördüncü sezon da Rogelio için bu dilemmayla başlıyor. Bu durum onun için çok komik bir hal alacak. Çocuğun ismi bile sıkıntı çünkü Rogelio kıza “Rogelio Ana” ismini vermek istiyor ama tabii ki bebeğin annesi karşı çıkıyor. Rogelio doğumun Miami General Hospital’daki Ricky Martin Ünlü Doğum Suiti’nde yapılmasını isterken Darcy evde doğum yapmak istiyor. Ortada bir sürü komik kavga olacak. 

● Geçen sene Brett Dier diziden ayrıldı. İyi arkadaştınız, bu ayrılığı nasıl karşıladınız?
Evet, çok yakın arkadaşımdı. Zaten dizideki asıl aşk hikayesi Jane ve Rafael arasında değil, Rogelio ve Michael arasındaydı. Artık diğer aşk hikayelerine bakabiliriz. Rogelio’nun Rafael’e biraz kanı ısınmaya başladı çünkü onun da kendisi gibi inanılmaz derecede yakışıklı olduğunu fark etti. Hatta bir sahnede Rafael’in poposuna bakıp “Ne kadar da yakışıklısın.” demişti.

● Birkaç yıldır Rogelio karakterini oynuyorsunuz. Onun size benzer özellikleri nedir?
Sanırım ikimizin de ortak noktası, ailelerimizi sevmemiz. Benim için dünyada eşim ve çocuklarımdan daha değerlisi yok, Rogelio’nun ailesi de hayatının merkezinde. Yalnız ben onun kadar gösterişçi değilim.

● Aslında komedi oyuncusu değilsiniz, bu rol sizin için zor oldu mu?
Romantik komedi sularında yüzme konusunda rahatım. Komediye de yatkın olduğumu düşünüyorum. Çok iyi yönetmenlerimiz, yazarlarımız var. Rogelio kolaylıkla palyaço gibi olacak bir karakter. Diziye komedi unsuru katan karakterde birazcık da olsa derinlik olmazsa her şey çok yüzeysel görünebilir. Rogelio’yu sevme nedenim de bu; komik sahnelerin yanında Jane’le derin sahneleri de olabiliyor. Bunlar da çok inandırıcı. Rogelio’yu o kadar dengeli yazıyorlar ki inandırıcılığını kaybetmiyor.

● Yazarlar adeta pop kültür göndermelerini Rogelio üzerinden yapıyorlar değil mi?
Evet, sanırım ileride Hollywood’daki üzücü taciz olaylarına da Rogelio üzerinden değinecekler. Rogelio kesin hayatında yanlış bir şeyler yapmıştır. (gülüyor) Onun bir sürü ünlü arkadaşı var ve en iyi arkadaş sıralamasında birinci sırada Gloria Estefan, ikinci sırada Oprah Winfrey, üçüncü sırada da Bruno Mars var.

● Ricky Martin’e ne oldu?
Ricky ilk üçte değil, beşinci sırada filan.

● Başka işler yapmaya vaktiniz oluyor mu?
Bir sezonda 22-24 arası bölümümüz oluyor. Bu sezon 18 bölüm olacak. Yılın dokuz ayı durmadan çalışıyoruz. Tabii bu da 22 maaş çeki demek, o yüzden şikayet etmiyorum. Başka bir şey yapmaya pek vaktim kalmıyor.

● Diziye bir sürü konuk oyuncu geldi, hayalinizdeki konuk oyuncu kim?
Meksika’da Alejandro Hernandez isimli bir şarkıcı var, onun gelmesini isterdim. Bugüne kadar diziye katılan bütün ünlüler dizinin hayranıydı. Biz kimseyi kovalamadık. Şu ana kadar Britney Spears, Bruno Mars ve Kesha geldi. Bence Rogelio, diziye ünlü getirme konusunda harika bir kanal. Bildiğiniz gibi bir sürü ünlü arkadaşı var.

● Vakit çok çabuk geçti, geldiğiniz için teşekkürler.
 Ben teşekkür ederim. Bu odayı çok sevdim, diğer odalarla görüşüp size geri geleceğim.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER