RaniniTV Ekspres: 15 Soruda Erdem Kaynarca

RaniniTV Ekspres: 15 Soruda Erdem Kaynarca
Güneşin, puslu gökyüzünde başrolü geri kapmaya çalıştığı bir sabah, Tilki Yapım Stüdyo’nun her tarafını yeni demlenmiş filtre kahve kokusu sarmışken kapının çalınmasıyla Erdem Kaynarca’nın güleryüzünün karşımızda belirmesi bir oluyor. Kahve içerken soluklanır diye çekim öncesi oturuyoruz ve başlıyoruz sohbete. Kendisini, Kalp Atışı’nın Mehmet karakteri için nokta atışı olarak gördüğümden ilk olarak başlıyoruz diziden konuşmaya. Ardından konu Türkiye’deki dizi senaryolarına geldiğinde vitesi bir tık yükseltmek kaçınılmaz oluyor. Son sürat ilerlemeye devam ederken Arzu Tramvayı’na geldiğimizde büyük ihtimalle Erdem’in provalar sırasında yaşadığı heyecandan daha fazla heyecanlanıyorum. Tiyatrodan söz açılmışken koreograf, dans sanatçısı ve akademisyen Tuğçe Tuna’nın 15’inci İstanbul Bienal’i için hazırladığı Beden Damlaları adlı performans sanatından da bahsetmeden geçmiyoruz (Bu satırları yazarken Beden Damlaları’nı kaçırdığımı fark ettiğim için hayıflanma köşesine geçiyorum an itibariyle.) “Çalışmak hayat için midir, hayat çalışmak için midir?” şeklinde yarattığımız soru çerçevesinde iş tempomuzdan bahsederken bakmışız biz değil RaniniTV Ekspres, bayağı uzun röportaja koşuyoruz. Erdem’in yetişmesi gereken bir prova, benim de başka bir çekimim olmasa büyük ihtimalle onu objektif karşısına geçirme konusunda sınıfta kalırdık. Nietzsche, Friends (röportajı düzenlerken tabii ki Joey Tribbiani’nin Paper, Snow, A Ghost sahnesini izledim) ve Antik Yunan anahtar sözcüklerini içeren cevapların yer aldığı bu röportaja geçmeden önce yarattığı “-izm”li kavram için Erdem Kaynarca’ya teşekkürü borç bilirim. 



1. Canlandırdığın karakteri özetleyecek beş anahtar kelime. 
Aşk, dostluk, cüret, eğlence, risk. 

2. Karakterinin tek bir özelliğine sahip olacaksın; hangisini seçerdin?
Mehmet gibi fütursuzca, motor üstünde bir hayat geçiren biri olmak isterdim. Maceraya atılmayı hep sevmişimdir. 

3. Oynadığın diziyi / filmi bir yemek, rolünü de bu yemeğin malzemelerinden biri olarak düşünecek olursan ortaya nasıl bir lezzet çıkardı? 
Kalp Atışı, türlü olurdu herhalde. Mehmet olmasaydı da yemeğin baharatlarından biri eksik olurdu. 

4. İlk audition’ını hatırlıyor musun?
İlk audition’ım, ilk üniversitemde tiyatro kulübündeyken bir GSM operatörü reklamı içindi. Audition’ı almıştım fakat reklam için sakallarımı kesmem ve oradaki provalardan feragat etmem istendi. Param olduğundan değil, paraya ihtiyacım da vardı; lâkin ben tiyatro kulübündeki provamı tercih ettim. 

5. Tüm işlerini düşünecek olursan bugüne kadar sette yaptığın en komik hata nedir?
Kameranın arkasından rol arkadaşım otomobille uzaklaşıyor. Ben de arkasından bakışlarımla onu takip ederek söyleniyorum. Sahne bu şekilde. Genelden sonra yakında tabii olmayan bir aracı takip edermiş gibi yapıyorsun. İlk kez olduğundan mıdır nedir, en az 10 tekrar aldık. Otomobil yokken olmayan aracı bir türlü takip edemedim (gülüyor.) 

6. Şu an veya son olarak oynadığın dizide ya da filmde senin veya başka bir karakterin söylediği, en sevdiğin replik nedir? 
Kim bilir?

7. Bir bölümlüğüne / sahneliğine senin karakterini ekipten başkası canlandıracak ya da dublörün olacak diye düşünelim. Kim canlandırsın? Aynı şeyi sen yapacak olsan, hangi karakteri canlandırırdın? (Yaş, cinsiyet vb. düşünmeden; salt karakteri yorumlayış biçimini görmek isteyeceğin kim olur?)
Kalp Atışı prodüksiyon ekibinden Ozan’ı bıraksan oynar benim adıma (gülüyor.) Bense Öykü’nün (Karayel) canlandırdığı Eylül Erdem karakterini oynamak isterdim. İzlerken de merak ettiğim bir karakter Eylül. Onun motivasyonlarını oynamayı deneyimlemek isterdim. 

8. Ergenlik yıllarına döndük; sevdiğin bir ünlünün fotoğrafını tişörte bastıracaksın. Bu kim olurdu?
Nietzsche! 

9. Karşında zaman makinesi var. Hangi dönemde, hangi şehre ışınlanmak isterdin?
Antik Yunan’a gitmek isterdim. Tiyatronun ve felsefenin doğduğu yer ne de olsa… O döneme tanıklık etmek ve bir parçası olmak isterdim. 

10. Bugüne kadarki en büyük çılgınlığın nedir? 
Genel olarak maceralı geçer hayatım, o yüzden seçemiyorum ya da anlatamıyorum şu an (gülüyor.) 

11. Hangi dizileri takip ediyorsun ve onları izlerken yanında yemesem olmaz dediğin abur cuburlar neler?
İzlediğim çok fazla dizi var. Game of Thrones gibi ana akım işleri de seyrediyorum, alternatif işleri de. Yakın zamanda American Gods’ı bitirdim. Mindhunter’a başladım; enfes bir iş olmuş. Onun dışında da bir anime sever olduğumu söyleyebilirim (gülüyor.) Kuruyemiş bağımlısıyım sanırım. 

12. Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksın; öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksin. Hangilerini seçerdin?
Yüzüklerin Efendisi’nin Orta Dünya’sında başlardım. Öğlen Friends’in dünyasına geçerdim sanırım. Akşam ise Interstellar’ın içindeki kara deliğe bir uğrardım ya da Gotham City’de Batman olmak isterdim (gülüyor.) 

13. Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları nedir?
En çekilir yanı oynadığım an, en çekilmez kısmı ise oynamak için beklemek (gülüyor.) 

14. Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm… Tüm bunların yanına bir tane de senden “-izm”li kavram gelecek; adı ne olurdu veya neye dair bu terimi üretmek isterdin? 
Dünyada herkesin, kullandığı ve seçtiği kelimelerle hayatını şekillendirdiğine inanıyorum. Ne diyorsak, ne düşünüyorsak onu yaşıyoruz aslında. Bu yüzden wordivist, vördividizm gibi bir şey olurdu sanırım (gülüyor.) 

15. Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir soru rica etsem… 
Neden tiyatro? (Gülüyor.) Şaka tabii. Bu mesleği yapmasaydın ne yapardın? 

Bir önceki RaniniTV Ekspres’in konuğu Özgün Aydın’ın sorusu:
Bir oyuncu olarak kendini hangi enstrüman olarak tanımlarsın? 
Klarnet olurdum sanırım. 


Röportaj: Cansu Uras 
Fotoğraflar: Alper Kemal Özkorkmaz // Tilki Yapım
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER