Sweet November filmini hatırlıyor musunuz? Hani
başrollerini Keanu Reeves ve Charlize Theron’un
paylaştığı unutulmaz bir aşk filmi… 42.bölümün hashtagini öğrendiğimden beri
(#SonbahardaAşk) aklımda bu filmden kareler dönüp duruyordu. Hatta televizyonun
karşısına “Havada Aşk Kokusu Var”
şarkısını söyleyerek oturdum. Yalnız biraz yanılmışım. Dizinin ancak son
kısmında aşkı hissedebildim. Zaten o kadar çok şey yaşandı ki aşka pek sıra
gelemedi. Bende o yüzden bu hafta yorumlarıma dizinin sonundan başlıyorum. Daha
sonra uzuuuun uzun Hazal’dan bahsedeceğim.
Nereden aklıma geldi Sweet November? Aylardan Kasım, odak
noktamız aşk olunca ister istemez insanın aklı bu filme gidiyor çünkü film
dilimize “Kasımda Aşk Başkadır”
olarak çevrilmişti. Nedenini bilemem ama her Kasım ayı geldiğinde tozlu
raflardan bu film çıkar ve izlenir. İzlemeyenlerin bile günlerce “Ama canım kasımda
da aşk başka oluyor...” cümlesi ağzından
düşmez. Bence kasımda aşk farklı, özel falan değil. Aşk dediğin her yaşta, her
mevsimde güzel öyle tek bir ay ile sınırlandırılamaz. Neyse, hemen
toparlıyorum. Kasım’ın son haftasına girmişken Eros’un oku 42.bölümde Paramparça’yı es geçmedi. Yani aşkın
ayında karakterlerimiz hayatlarının aşkıyla güzel bir yola çıktı. Dilara ve
Harun, Gülseren ve Cihan hatta Cansu ve Deniz… Onları izlerken aşkın binbir
hali ve yüzü var diye düşündüm.

Ne kadar da güneş gibi parlayan bir çift... :)
Harun ve Dilara yıllar önce yaşayamadıkları
aşkı yaşamaya başladılar. Bu aşk yüzünden Harun’un arafta kaldığını
düşünüyorum. Bir yandan intikam planı tıkır tıkır işlerken diğer yandan Dilara’yı
bu plandan olabildiğince uzak tutmaya ve en hafif yarayla atlatmasını sağlamaya
çalışıyor. Yalnız o işler öyle olmuyor Haruncuğum. Eğer bir savaş varsa orada
en çok masumlar zarar görüyor. Senin ve Cihan’ın savaşında da en büyük zararı
Dilara görecek. Şimdilik mutlu günlerinizin tadını çıkarın…
Geçen haftaki yani
41.bölüm yorumumda hem dizi sürelerinden şikayet etmiş hem de Cihan ve Gülseren
arasındaki aşkın inandırıcılığı konusundaki şikayetlerimi dile getirmiştim.
Büyük bir mutlulukla belirtmeliyim ki Paramparça
geçen haftaki şikayetlerimin hepsini boşa çıkardı. Öyle güzel sahneler vardı ki
izlerken hem çok mutlu oldum hem de çok ağladım. (Ben mi fazla duygusalım yoksa
herkes ağladı mı?) 42.bölüm geçen haftadan biraz daha uzundu ama o kadar
akıcıydı ki ne zaman başladı ne zaman bitti hiç anlamadım. Ayrıca bu dizi
sayesinde “Yedigöller” cennetini keşfettim. Doğasına, verdiği huzura resmen
aşık oldum. Cihan gerçekten işini iyi biliyor. Öyle büyülü bir manzara
karşısında kim evlenme teklifine hayır diyebilir ki. Ve ben ilk defa o sahnede Cihan
ve Gülseren arasındaki aşka inandım. Onların mutluluğuyla ben de mutlu oldum. İçimde
kelebekler kanat çırpmaya başladı. Evet sonbaharın büyüsüyle aşk bir başka oluyormuş, …
Bu vesileyle yönetmenimiz Altan Dönmez ve ekibine böylesine harika
sahneler için teşekkür ediyorum.
Bir sonraki sayfaya
geçiniz…