Asiye: Çetin seninle çok mutluyum ama gitmem gerek. Nereye diye sorma anlatamam.
Çetin: Iyi git. Zaten at gibi giden it gibi döner.
Yukarıdaki diyalog Asiye ve Çetin arasında zerre oynamadan her bölüm en az 5 kere dönen diyaloğun 29. Bölüm itibariyle vardığı son nokta. Asiye sürekli gizemli olaylar içindedir Çetin onu izler, kavga ederler finalde göz boyamalık bir ateşkes bir sonraki bölüm sar en başa. Tüm kalbimle soruyorum: YORULMADINIZ MI? İzleyiciyi enayi yerine koymaktan bıkmadınız mı? 1. bölümdeki Atarlı giderli Asiye an itibariyle ağlak bir karaktere döndü. Bu karakterin zaman içinde yaşayacağı evrime örnek olamaz bu tamamen yanlış hikaye seçimi ve yanlış karakter motivasyonu evet!
-Ali adam öldürmüş!
+Ali adam mı öldürmüş?
-Evet adam öldürmüş.
+Ali mi yapmış?
-Evet Ali yapmış.
+Hayır, Ali yapmaz.
-Ali değilse kim?
+Hayır Ali yapmaz.
Şimdi bu diyaloğu okuyanlar kendini okuma-yazma kursunda hissedebilir. Yukarıdaki cümleler ilkokul okuma fişlerinden bir kesit de değil. Sakin olun bunlar tamamen Kara Ekmek diyalogları. Yorum sizin...
Bir de ne öldüren ne olduran, her gördüğümde buhran geçirmeme sebep olan Ali-Mine çifti var. Bunlar her bölüm mahallede aynı güzergahta (Allah'ın işi) karşılaşıp mütemadiyen sonu "Allah belanı versin" (Selamün kavlen!) makamında biten bir tartışmaya giriyorlar. Hayır, konuşsalar olayı çözecekler. Ama biz olayın çözülmesini istiyor muyuz? Haşa! Çatışma biter çünkü.
Ali: Seni seviyorum Mine.
Mine: (Mavi gözlerini belertip uzaklara dalar. Ağlamaklı.) Lan, pardon Ali yaptıklarını unutmadım. Bana zaman ver. (Taylan'ı kafalamak istiyorum ama seni de cepte tutmak istiyorum)
Bakın hayat ne kadar kolay(!)
Bu ve bunun gibi daha bir sürü örnek. Daha ne kadar devam edecek ben de bilmiyorum. Sabırla o erteleye erteleye hepimizi kanser ettiğiniz finali bekliyor,ve umarım bu kadar sündürdüğünüze ve saçmaladığınıza değer diyorum. Sizin de yorumlarınızı bekliyorum.
Sağlıcakla...