Kayıtta mıyız? Başladık mı? Öhöm... Yeni sezon sahiden de
başladı sevgili okur! Başladı da tamponu kırık hafızam beni yarı yolda
bırakmasa ne güzel olur. Sırlar matruşka bebeği gibi birbirinin içine kaçmışken
ben de ne neredeydi diye hatırlamaya çalışıyorum. Dört koca sezon geçirdik ey
okur! Arada bir teklersem siz hatırlatın ''Hayır yahu hatırlamadın mı o şöyle
olmuştu'' diye. E o zaman başlayalım...
Büyük sır ortaya çıktıktan sonra Narin'in başına bir şey
gelmesi ve böylelikle sırrın geleceğe sarkma ihtimalinden söz etmiştim. Bunu
Sabri'nin konağı sallamasıyla bütünleştirmek çok mantıklı bir hamle. Böylelikle
yeni sezon tanıtımında gösterildiği gibi burnu kanayarak yere yığılan klişe bir
anneyi değil de, oğlunun peşinde sürüklenirken vurulan bir anneyi izlemiş olduk.
Tabii Melek'in çoktan ölmesi gerektiği ipten kurtuluşunu sindirmemize de
yardımcı oldu bu hızlı gelişmeler...
Karagül kadınlarını hastanelik etme geyfi!
Yeni sezonun iki bölümünde tek günü izlediğimizi Ebru'nun
üstündeki perişan kıyafetlerle fenalaşmasından anladık. Kaza geçirmiş bir
kadın; önce avludaki kıyametin ortasına düştü, sonra Fırat nehrinde ölüme çelme
taktı ve ardından yine hastaneye döndü. Dünyanın yuvarlaklığını bir de Ebru
ispatladı. Bir bölüm içinde bir günü izlemek bile yorucuyken, iki bölüm içinde
bir günü izlemek gerçekten sıkıcı olabiliyor.
Bu bölüm erkeklerin dize geldiği anlara tanık olduk. Sabri
de Kendal da yarattıkları cehennemde kavrulan maço ruhlar aslında. Fakat benim
merak ettiğim asıl adam Kenan. Geçtiğimiz sezon gümbür gümbür ayak seslerinin
ardından öyküye dahil olan Kenan neden yedek kulübesinde bekliyor? Belki de
ısınma turları atıyordur, kimbilir...
Yaz tatili en çok da Sevda Erginci'ye yaramış. Evin mahçup
ve uslu kızı yerini iyiden iyiye dişli bir amazona bırakmış. Şahane! Kendal ve Ayşe sahnesi nazarımda Karagül tarihinin en özel hesaplaşmalarından biriydi.
Diyaloglarıyla, çekimleriyle ve elbette ki oyunculuklarıyla ödüllük bir duygu
fırtınası estirdi.
Çıt çıkmayacak şşş...
Kendal Ayşe'yi saçlarından sürüklerken yöre halkının tepkisi
muhteşem bir temastı. Ne yazık ki böyledir bizde; bir kadını sokakta dövmek,
onu öpmek kadar korkutucu görünmez ülkemizde. Yine de geçtiğimiz bölümde de
söylediğim gibi, Kendal kıs artık o elinin şiddetini!