melemene ekmeği banar ağzına kendim tıkarım. Enteresan işler. Masada ayağa kalkışlarını da anlamadım. O da zengin işi herhalde. Yukarıda bahsettiğim bir zengin kalkışı da var. Böyle giderse adı Burjuva Vadisi Pusu olur demedi demeyin.
Belli ki Kenan şirketin başında olacak ve Yusuf’un bununla ilgili hiçbir problemi yok. Fakat hala niye öldürülmek isteniyor işte burası tam bir muamma. Hanedanlar arası ölüm emri verilse dahi Mete kim ki yıllarca bu işle uğraşacak? Yusuf konusu gittikçe içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Adamı hem öldürmek hem de elini sıkmak istiyorlar.
Yusuf da boş durmuyor tabii… Soluğu Mete’nin yanında aldı. Bu kadar iyi yetiştirilmiş bir adamın herkesin her lafına kanabilecek gibi durması gözümde karakterin inandırıcılığını zedeliyor. Polat onun yaşındayken koca mafyayı suya götürüp susuz getirirdi. Mete ihaleyi Polat’ın üstüne yıkmaya çalışacaktır.
Vatşapta ben uyuduktan sonra onlayn olmuşsun bitti bu iş kızım bitti.
Bu arada sahnede öyle bir an vardı ki içim cız etti. Yusuf, Mete’ye “seni yaşatmam” dediğinde aklıma Akif geldi. Akif’in ölüp Mete’nin hala yaşıyor olması gerçek hayatın tam bir özeti. Halbuki hep derdim ki Mete’nin ölümü Akif’in elinden olacak. Üzüldüm valla ya ama ilerleyen dakikalarda Yusuf’un sevgilisini kaçırınca sevindim. Hani bir adam inatla daha ne kadar cami duvarına ….? Nice delikanlıyı yarini kullanarak götürdüler ama bana sorarsan yine de delikanlıyı yariyle sınamayacaksın. Mutlaka kan akar ve kimden akacağını kestirmek zordur.
Bu kadar yeni gelişme oldu ama bölüm boyunca beni en çok şaşırtan şey, Hoca’nın kaçırılmadan Polat’ın mekanına ulaşabilmesiydi. Hocayı kutlamak gerek. John Smith haberini de verdi. John Smith ve Polat birbirlerine iyi bileniyorlar. Yakında büyük şenlik var. Korunması gereken profesörler için ise şimdiden üzgünüm. Eminim hepsi vatanını seven, iyi birer bilim adamıydılar. Tek suçları Hoca tarafından korunuyor olmaları. Ne diyelim, vatan sağ olsun…
Bak yemin ediyorum şunun dibiylen alnının ortasına bir koyarım şimşeği görürsün, gök gürültüsüne yetişemezsin bak!!
Zeynep’den kokuyu aldı ya Polat daha ulaşana kadar bırakmaz. Hastanede Zeynep güzel feyk attı doğrusu. Böyle feykleri Tilki Andrei atardı. Yine de uyuşturucu bağımlılarının ortak noktalarına bakmak çok akıllıcaydı. Zeynep tüm geçmişini değiştirmiş ama yakınlarının geçmişleri olanca açıklığıyla ortada duruyormuş. Büyük zafiyet vallahi. E Polat da yararlandı tabii..
Yazının başında Zeynep’in beklediğimiz gibi biri olmadığını söylemiştim ama bu bölüm beni giderek şaşırtmaya ant içmiş gibiydi. Ariel’in Suriyeli göçmenlere kurduğu tuzağı ve sonrasında yaptıklarını izlerken aklımda hep “peki ya Zeynep bunları bilse ne yapardı?” sorusu vardı.
Kurtlar Vadisi Pusu bu sefer sorumun cevabını verdi. Hiçbir şey yapmadı. Zeynep ruhunu kaybetmiş. Sadece bir insana, bir aileye, bir kesime, bir bölgeye, bir millete duyulan merhamet, samimi olmaktan çok uzak bir duygudur. Bu çok basit bir formülasyondur. Din, dil, ırk fark etmez. Zalimin karşısında mazlumun yanında yer alacaksın.
Çaktırmıyorum ama onun kadar kötüyüm.
Gölge’nin mülteci adamlarını eğitmesinde problem yok. Fakat Gölge'nin umrunda olmayan diğerleri Zeynep’in birazcık olsun umrunda olmalıydı. Hatta Gölge bunu bilip yalan söylemeliydi. O zaman tamamdı. Gölge, Zeynep'i bizden daha iyi tanıyor tabii. Zeynep sen resmen kötüsün yaa...
Gel gelelim Ariel’in yaptıklarına.. Bu defa Vadi aklı beni şaşırtamadı. Zaten Kurtlar Vadisi Irak filminde de savaş bölgelerindeki organ kaçakçılığını bize göstermişlerdi. Buna ek olarak afet bölgeleri ve kaos ortamlarını da uygun ortamlar olarak sayabiliriz. Mülteciler denek, savaşçı, organ gibi sınıflara ayrılırken sadece insanlığın ne kadar da kötü olabileceğini bir kez daha hatırlamanın o rahatsız edici duygusunu yaşadım.
Vurur yüze ifadesi, bu devlet ne zaman kurulacak bitanesi?..
Burada Polat’ın tesise sızması ve Ariel’in emriyle onca insanın gaz odasına kapatılması gerçekten etkili sahnelerdi. Son sahnede Polat’ın elinde çocukla çıkışı da çok dramatikti ama o çocuğu yaşatmaları hepsinin gazını aldı. Şuan yazdıklarım beni de rahatsız ediyor ama dramanın ruhuna göre o çocuk ölmeliydi. Öldür o çocuğu ve bize bir sezona yetecek kadar kocaman bir öfke ve hüzün hissi bırak. Bunu yapmamayı seçti. Etkili bir anı ve duyguyu ıskaladılar.
Kurtlar Vadisi Pusu 266. bölüm böylece bitmiş oldu. 90 dakikalık bir bölümdü ki bundan dolayı gerçekten mutluyum. Üstelik kitap, notalı mesaj ve yeni Polat gibi pek çok farklı soru işareti doğurdu. Vadi'de soru işaretleri hep heyecan verici olmuştur. Bekleyip cevapları tek tek göreceğiz.
Haftaya mutlaka görüşelim.