İstanbul’un göbeğinde
olup bir bağ ile İstanbul’a bağlanamamış pek çok mahalle vardır. Şehrin
dayattığı hayat ile doku uyuşmazlığı yaşayan, öfkesini; yaşama uğraşını şehrin
yüzüne kusamamış, yüreği iki kelam etme hevesiyle dolu mahalleler. İki yakası
bir araya gelmeyen Boğaziçi’ni, kaygılarıyla, gözyaşlarıyla doldurup taşıracak
mahalleler. Bilmesek de duymuşuzdur, görmesek de göz ucuyla bakmışızdır bir ara
zahmet edip! Oradaki var olma mücadelesi şehrin geri kalan tarafına
benzemez. Öyle empati ile falan da anlaşılacak iş değil. Biz de bu şehre göç
ettiğimizi unutup o insanları geldiği yöreye ve yöne göre (doğu, batı dedikleri) kategorize etmişsek
o anlama işi de zor zaten. Konuyu Kısmetsizler Sokağı’na getireceğim. Umarım
farkettirebilmişimdir.
Tabelayı değiştiren Muzaffer'di. Mahallenin kaderini de o değiştirecek.
Kısmetsizler Sokağı ile
henüz yeni tanıştık. Üç haftadır haklarında yeni yeni sayfalar açılıyor önümüze.
Neşenin, dedikodunun, yoksulluğun, dayanışmanın hakim olduğu; dizilerden de aşina
olduğumuz o tanıdık atmosfer Kısmetsizler’de de var. Bu hafta sokak ahalisini
biraz daha yakından tanıdık. Tanıdık da, açıkçası ben epey şaşırdım onlara ve olanlara.
Geçen hafta çıkan kavgayı ben ilerleyen bölümlerde alevlenecek bir çatışma sebebi
olarak yorumlamıştım ama hiç de öyle olmadı. Gül gibi geçinip gitmeseler de,
kol kola beraber yürüyecekleri bir yol çizdiler hep birlikte. İlyas’ı, Efsun’u
yaptıklarına rağmen bağrına basan Kısmetsizler beni şaşırttı. Ama sonra
nedenlerini düşününce mevzu, yazının başında söz ettiğim o ortak paydada
toplanan, benzer kaygılar, acılar noktasına geldi. Kendi gibi olanı koruma, kollama
refleksine dönüştü davranışlar.
Aşka düşen ile yatağa düşen yan yana.
Muzaffer benim iki
bölümdür göz bebeğimdi. İzlerken gözlerim parlıyordu. Geçen hafta İlyas’a “Dürüst
bir adamsın.” dediğinde biraz afallamıştım ama saflığına vermiştim, halletmiştim
kendi içimde. Ama gel gör ki durum sandığım kadar da basit değilmiş. Bir kere
Muzaffer saf falan da değilmiş. Üstelik de İlyas’a olan hisleri “aşk” gibi
gözüküyor. Hepimize geçmiş olsun. Muzaffer gibi bir kadını yanına alan İlyas’ın
daha da sırtı yere gelmez. Adamı ipten aldı, getirdi gönlünün baş köşesine
koydu. İlyas’ı daha iyi bir adama dönüştüreceksen seninleyim Muzaffer. Ama
suçları, günahları kayırırsan bozuşuruz. Tek engelleri Ganimet. Muzaffer –
Ganimet savaşı izlemeye hazır olun. Muzaffer Nuran’a çok benzemese de, Nuran’ın
ruhunun Muzaffer’de yaşadığına inanıyorum. Nuran’dan sonra kalan büyük boşluğa,
Muzaffer karakterini yerleştirmek çok akıllıca. Muzaffer’de hafif bir hayal
kırıklığı yaşasam da hikaye açısından güzel bir hamle olmuş.
Burma bileziği vereceksin sandım Cevriye, ödüm koptu!
Cevriye mahallenin
vicdanı olacak gibi gözüküyor. Kızı Hanife onu çok üzecek diye de şimdiden
kendime dert edindim bu durumu. Yeri gelmişken İlyas’ın ameliyatı için
kolundan bileziğini çıkarıp veren Cevriye’ye helal olsun. Bilezik bir kadının
en kıymetli eşyasıdır. Hem maddi hem de manevi bir değeri vardır. Öyle
bileğinden çıkarıp vermek de herkesin harcı değildir.
Altınlar için yan masaya lütfen, burası nakit masası!
Mahallelinin İlyas’a
yardım etmek için kuyruğa girdiği sahne hiç olmamış. Ganimet’in masada oturup verilen
paraları yazması neydi öyle? Bu tür yardımlar herkesin gözü önünde, öyle sıraya
girilerek yapılmaz. Sağ elin verdiğini sol el bile görmez.
Bu bakış sana çok mu yakıştı ne.
Bahar tam benim hayal
ettiğim gibi. Kimseyi affetmeyeceğini ve tek tek hesap soracağını söylüyor.
Aynen böyle devam. Zaten böyle devam etmezse hikaye hasar alır. Bu sezonun ana
konusu; iki kız kardeşin savaşı ve bu savaşta tarafını seçenler.
Atanamayan çift!
Arzu ve Doruk’un hikayesi
beni hâlâ heyecanlandırmıyor. Ortada bir çocuk olmasına rağmen Bahar- Ateş
ilişkisine dair bir kaygı yaşatmıyor bana. O taraf biraz cılız ve hareketsiz
ilerliyor. Hikayeden çıksalar bile olur hatta.
Bu hafta Kısmetsizler’i
daha çok izledik sanki. Ya da bende bıraktığı etki nedeniyle bana öyle geldi.
İlk haftalar olduğu için o tarafı da biraz yakından tanımamız normal. Fakat ilerleyen
haftalarda Atahan Konağı'nı, Kısmetsizler Sokağı'nı, Bahar- Ateş tarafını dengeli ve birbiriyle
ilişkili bir şekilde izlemeyi tercih ederim
Şimdi kısa kısa birkaç noktaya temas edelim.