Hizmete aday: Murat Soykan!
"Ben sinirli değilim!"
Aile büyüklerinin de bu hafta yaşanan aksiyonlarındaki çıkış noktası Ayşegül oldu. Ancak yanında hediye olarak bir de hırsızımız vardı. Etrafta dolanan hırsızın ilk hedefi Ayşegül’ün eviydi. Nasıl olmasın? Ev, Ayşegül’ün tabiriyle “Edirne il sınırına yakın”. Etraf bomboş, in cin top oynuyor. Kızcağız markete gitmek için bile Can’a yalvarıyordu “Beni de markete bırak.” diye. Mutfak camının boncuklu berber perdesinden farkı yok. Camın müdavimleri Efe ve Can. Ev hırsızlık için bu kadar müsaitken tabi normal olarak… Yalnız o nasıl bir uçan tekmeydi. Ayşegül, hırsızı yere sermesi kalp ben! (Siz Ayşegül’ü küçük gördünüz de Karamürsel sepeti mi sandınııııız?!) Hırsızın uçması, kaçması derken işin sonunda Ayşegül’ün yanındaki isim değişmedi. Can yine geleneği bozmadı ve en ihtiyaç olunan zamanda ortada yoktu. Ayşegül’ün yanındaki isim Murat oldu! Vukuattan sonra Can, Ayşegül’ün yanında Murat’ı görünce neden bu kadar sinirlendi anlamadım doğrusu. (Gözlerimi devirerek geriye doğru bayılıyorum.)

Böyle sahnelerden biraz daha varsa alırım bi' dal!
 
(Tam bu noktada fragmana götürecek kadar güzel olan Ayşegül’ün hapishane sahnesinin daha uzun olmasını beklemiştim. Daha sahnenin tadını alamadın hoop bitti, hiçbir şey anlamadım. Kişisel görüşüm böyle farklı hazırlığı olan sahnelerin daha uzun sürmesi, tadını çıkartmamız yönünde. Bunu sadece İlişki Durumu: Karışık dizisi için de söylemiyorum. Yirmi altı bölüm Ulan İstanbul yorumlarken de aynı düşünüyordum. O kadar emek verilmiş, bu kadar kısa sürmesin.)

(Ayakkabı kutusu şakası yapamayacağım. Ayakkabı kutusu şakası yapamayacağım. Ayakkabı kutusu şakası yapamayacağım.)
 
Çakal hırsızın (Neden her hırsıza da “çakal” lakabını takarız? Bkz: Çakal Karlos) diğer hedefinin Can’ın ailesinin evinin olduğunu da fragmandan anlamıştık. Yalnız İsmail Dede bu tuzağa nasıl düştü ya? Eski toprak dedik, kaçın kurası dedik, nazar değdirdik resmen. Güvenlik diye işe alacakları adam hırsız çıkmasına ise Türkiye’de yaşıyor olduğumdan mıdır nedir, çok şaşırmadım. Kimler, neler çalıyor. Sanırım dizide gördüklerimiz artık çok naif ve önemsiz geliyor. Hırsız hikâyesini özel yapan tek şey hırsızı yakalayanın Ayşegül olmasıydı. Karakolda kısık sesle bir “koca” muhabbeti geçti. Onu da duyduk ama yok ya ben de hırsızlık deyince aklıma başka şeyler geliyor.

Hırsızla delirmeceler
 
En başta da zihnimden geçenleri paylaştığım gibi, bölüm eteğindeki tüm taşları son sahnede döktü. O halde bizde soruyoruz:
 
 Can, senaristinin Ayşegül, yapımcısının Murat olduğunu öğrendi. Şimdi ne yapar?







BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER