"Ne? Burak garson bir kızla mı olacakmış? Hahhaaayt!"
Sanırım bu hafta en sık duyduğumuz tepki bu oldu. Kendine göre haklı sebepleri
olanları tenzih ederim (bkz: Şükran) Fakat Sinan gibi olgun ve vicdan sahibi
bir adam bile aynı hisse kapılıyorsa orada bir sorun var demektir. Selda
anadır, saçmalama lüksü var. Nihat da hadi bir nebze... Ama sen amcasın Sinan,
arka çıkman gerekirdi.
Burak'ın pes etmemesi ve aşkına kol kanat germesi ne
güzel. Ah bir de çat pat diye karşımıza iş güçle çıkmasan Turgut Bey. Tam şurada
bir aşk operasyonu yapacağız, projeleri başımıza yığıyorsun. Neyse ki Halil
abimiz var arkamızda. Sahilde Aslı'ya akıl vermedi, ruhunun kilidini açtı adeta.
Ne güzel cümlelerdi onlar öyle... Dramada muhakkak bir bilgeye ihtiyaç vardır
her zaman. Herkes öyle çetrefilli olaylarla boğuşur, öyle çamurlu entrikalara
saplanır ki birinin onları kurtarması gerekir. Çilek Kokusu'nun bilgesi Salih Abi mi oldu şimdi? Bana uyar...
Seviyooğğğğruuuum duyuyor musun?
Aslı'nın canı acırken Burak'ın hemen arkasında
belirmesi ve akabinde iliştirilen şarkı nefis olmuştu. Dizinin dram yönü komedi
yönüne göre daha kuvvetli. Fakat neylersin ki türü romantik komedi. Haliyle
insan yüzünde çiçek açtıracak birkaç sahneye de ihtiyaç duyuyor. Burak ve
Erdem'in kapıya dayandığı sahne de öyle bir güzellikti işte. Bu dörtlünün
arkadaş olması işlere hareket kazandırdı. Ama Burak ve Aslı sahneleri bir elin
parmaklarını geçmeyince biraz bunaldığımı söylemeliyim.
Sütünü içmeden uyumuşsun, eksi yazdım hanene!
Esasında dizinin ritmindeki zayıflık benim için
halen yorucu. Başından beri bu işi çok seven, yazmak için hevesle başka bir
arkadaşımdan kapan ben, gerçekten yoruluyorum bu durgunluktan... Başlangıçta
''İleride güzel şeyler olacak eminim'' diyordum, şimdilerde ise o kafasına
pasta düşen tatlı kızla deri ceketli çocuğu arar hale geliyorum. Sanırım bu
zayıflıkta Çilek Kokusu'nun rakiplerinin de etkisi büyük.
Romantik komedi
anlamında yaz sezonunu yerinden oynatan Kiralık Aşk ve dram türünde farklı
kurgusuyla dikkat çeken Güneşin Kızları aklıma gelen ilk örnekler... Bu
örneklere bakınca düşünüyorum da sanırım bir yapıma kapılıp gitmem için ya
yan karakterlerine kadar neşe saçan bir teması olmalı ya da sırların peşinden sürüklemeli... Çilek Kokusu'nda gülmem ve üzülmem gereken zamanların
arasındaki sınır çok ince. Kestiremiyorum, afallıyorum. Tabii tek sıkıntım bu değil.