"Seni mirasdan da Şekercizadeler soyadından da men ederim!"
Mukaddes'in yaptıklarına bir açıklama getirebilmek için akıl yürütmeyi, ben artık bıraktım. Bir bakıyorsun hem Fatih hem de Selin aynı anda evden ayrılmışken gülücükler saçıyor, bir bakıyorsun en olmadık yerde gözlerinden ateşler fışkırıyor. Neydi o, Fatih'e baskına gittiğindeki hali öyle? Hayır insanlara nasıl bu kadar rahat hakaret edebileceğini sanıyor, ben asıl onu anlayamıyorum. İyi bu yaşa kadar birinin elinde kalmamış. Gerçi Kara Meryem az daha alıyordu ayağının altına ama tuttu kendini. Şahsen Meryem'in söyledikleri beni biraz olsun rahatlattı. Sonuçta Meryem, Şekercizadeler batmasın diye onlara kredi açmış biriyken, Mukaddes'in hiç durmadan Zeynep'i ve ailesini zengin koca avcısı olarak nitelemesi saçma oluyordu. Ayrıca hem Fehmi'nin hem de Mukaddes'in ısrarla anlamadığı bir şey var; Fatih'i yaptıklarına pişman edecek olan, kaybettikleri ya da kaybedecekleri değil ki... Fatih'i yıkabilecek sadece tek kişi var, o da Zeynep'in bizzat kendisi...

Zaten benim Mukaddes ile alakalı asıl merak ettiğim başka. Bu Mukaddes kim acaba? Mukaddes'in hayatı ve geçmişi ile ilgili bize bazı şeyler göstermeye gerek duyarlar mı emin değilim ama emin olduğum tek bir şey var. O da şu; Mukaddes kesin sonradan görme. Çünkü buram buram riya kokan tavırlarını, asaletin köşesinden bile geçmeyen hareketlerini başka türlü açıklayamıyorum. Mukaddes'in hareketleri hani nasıl desem, en hafif tabirle bildiğin çiğ...

"Bir zamanlar sana baktığımda gurur duyardım Fatih.."
Gülsüm Hanım, Fatih'e dediklerinde de ona karşı takındığı tavırda da sonuna kadar haklı. Ne Fatih ne de Zeynep, insanların Selim'e karşı duydukları hisleri önemsemediler. Ne diyordu Gülsüm Hanım? "Ben onun babaannesi sandım kendimi, elleri dedene benziyor dedim.." Daha fazla bu konuda ne diyebilirim bilmiyorum. Sadece şu cümle bile kadının yaşadığı hayal kırıklığının boyutunu göstermeye yetiyor... Bilmen gerekirdi Fatih; İnsanların hayatında öyle yalanlar vardır ki ya hiç söylenmemelidir ya da hiç itiraf edilmemelidir.

Bu arada özellikle dikkat çekmek istediğim bir konu daha var. Gülsüm Hanım'ın Fatih ile olan sahneleri zaten güzel ama beni asıl etkileyen "an" Mukaddes'i azarladığı sahnede yaşandı. Gülsüm Hanım'ın "Mukaddes!" diye yükselirken bir an için elindeki yelpazeyi sertçe açıp anında tekrar kapadığı ve aynı anda kendine hakim olarak daha sakin konuşmaya başladığı sahneyi o kadar beğendim ki anlatamam. İşte, oyuncuyla-usta oyuncu arasındaki farkı sadece minik dokunuşlar belirler dedikleri şey tam da bu olsa gerek. Orada Tulin Oral değil de başkası olsaydı, o yelpazeyi sadece aksesuar olarak görür ve oyununa dahil etmeyi aklına bile getirmezdi yüksek ihtimal..


Bu tablo gerçek mi yoksa bir yalan üstünde mi yükseliyor?

"Neden bizi bırakıp gittin, neden?"
Geldik Aşk Yeniden'in içindeki onca insan arasında hiçbir şekilde hikayesine inanamadığım tek insana; Kara Meryem. Ben mi fazla şey bekliyorum bu hikayeden yoksa hakikaten durumlar mı karışık bilmiyorum. En iyisi ben anlatayım kararı siz verin... Zeynep ne öğrendi? Meryem'i, babası Cahit'e vermiş ama Meryem ile Şevket birbirlerini sevdikleri için kaçmışlar. Cahit yerlerini bulunca ise Meryem'i tehdit etmiş. Haliyle de Meryem boyun eğip onunla gitmek zorunda kalmış. Valla ben hala Kara Meryem gibi birinin neredeyse otuz sene boyunca hem sevdiği adamı hem kendisini hem de kızını diri diri toprağa sokacağına, böyle bir tehdit karşısında Cahit'i öldürme tercihinde bulunacağını düşünüyorum. Tamam diyelim ki bu bir şekilde olmadı, korktu falan filan. İyi de bugün bize anlatılan hikayeyi daha önce böyle dinlememiştik ki? 

Cahit'in Şevket'e yazdığı mektup nasıl başlıyordu? "Arkadaşım, dostum, kardeşim Şevket.. Keşke sana böyle hitap edebilseydim.." Eğer Meryem babası tarafından Cahit'e verilmişken, Şevket Meryem'i kaçırmış olsaydı, sanırım yıllar sonra Cahit böyle özlem ve pişmanlıklar içeren bir mektup yazmazdı. Sonuçta ilk kanı akıtan Şevket, bugün anlatılan hikayeye göre... Her şeyi geç, sezon finalinin fragmanında zaten Zeynep'in Meryem'i affettiği sahneler gösterilmişti ancak daha sonra o sahneler dizinin yayınına çıkmadı. Eğer bugün yaşanan değişiklik hiçbir şey ifade etmeyecekse, neden o gün öyle bir sahneyi kessinler ki fragmanda göstermiş olmalarına rağmen? Koskoca sezon finaline, fazladan maksimum 3 dakikalık bir sahne yayınlayacak kadar zaman ayırabilirlerdi herhalde..

Kısacası, bu Meryem işi nereye bağlanacak bilmiyorum. Benim kafam çok karışık. Tek bildiğim bu konunun cevabını henüz öğrenemeyeceğiz. Çünkü Fatih bir bir her şeyini kaybederken, Zeynep'in her şeye sahip olmasını izleyeceğiz bir süre daha ki aralarında yaşanacak olan kopma sarsıcı olsun...


Bir öpücükle bu hale gelen, yarın öbür gün.. Öhm!

"Ben senin yanındayken, seni kimse bitiremez.."
Fatih ile Zeynep'in ilişkisi inceden monotona bağladığı için, bu aralar romantizm eşiğini Orhan ve Selin ile yükseltmeye çalışıyorlar. Ancak Orhan çocuğum, kızı öpüyorsun, İstiklal marşı okumuyorsun.. Niye hazır ol vaziyette duruyorsun sen? Ayrıca esas duruşta kızı öpmekten, hangi ara kızı alıp samanlığa atma seviyesine geldin iki saat içinde onu da anlamadım. Evladım kolonyayı koklayacaksınız, içmeyeceksiniz! Bu neyin kafası? Hani günahınızı almayayım diyorum ama dayanamadım. Siz evin önünde bile aslanlar gibi şakır şakır öpüşüyordunuz zaten, samanlığa gitmek de nereden çıktı? Bu aileler ikinci bir "Selim vak'ası" kaldırmaz ben size söyleyeyim...


Hayvan sevmeyen, insanı hiç sevemez..

Bitirirken...
Fatih'i gördükçe, zaman zaman hayatı sorguladığım doğrudur... Bir yanda önünden çekilmesini istediği koçlara "Pardon" diye hitap eden Fatih inceliği, öte yanda ayağınızı ezdikten sonra değil özür dilemek suratınıza bile dönüp bakmayan toplu taşımadaki varlıklar. Ah be Fatih... İpler öyle bir geriliyor ki kabak yine senin başına patlayacak ve yaptığın seçimlerden pişman olacaksın sonunda diye inan şimdiden kahroluyorum. Zaten evlilik işi de bayram ayağına ertelendi, artık ne zaman seni damatlıkla görürüz Allah bilir...

Ertan işi ise şimdilik muamma. Ancak ben durup dururken Derin Şevket'in karşısına çıkıp "Gel beni kes." minvalinde bir hareket yapacağını sanmıyorum. Yüksek ihtimal her iki aileye de bir şekilde sızmaya çalışacaktır.. Benim diyeceklerim şimdilik bu kadar, peki ya sizin?

Valandil..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER