Kiralık Aşk'ın dokuzuncu bölümü için kötü desem de iyi desem de yalan söylemiş olurum sanırım. Bölümün dili olsa da sorsak ''Nasılsın?'' diye, ''İç güveysinden hallice...'' cevabını alırdık büyük ihtimal. Her hafta, ''Ömer ve Defne artık konuşur mu?'' ya da ikili arasında bir adım atılır mı, diye umutla geçiyorum ekran karşısına; ama Mehter Takımı'ndan hallice durumumuz. Yine de umudumu kaybetmedim, bölümdeki güzel sahnelere sarılıp bardağın dolu tarafından bakmak istiyorum izninizle.
Geçmiş yorumlarıma biz göz attım da hep Ömer'le başlamışım bölümü yorumlamaya. Bu hafta karar vermiştim, ilk Defne'den söz edeceğim, diye ama hayaller - hayatlar durumuna kurban gittim maalesef. Çünkü bardağın dolu tarafı Ömer'den yanaydı bu hafta.
Çok mu çok oluyorsun Ömer acaba? ^.^ ''Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızla çarpma, geri dönmek isteyebilirsin.'' demiş Don Herold. Ömer bu sözü biliyor olacak ki son anda çark etti durumu ve geri dönüş yaptı. Yalnız o nasıl bir ''U'' dönüşüdür Ömer? Bizde de pardon, Defne'de kalp var. Kız ne yapacağını şaşırdı. Çoğu kişi Ömer'in birden neden böyle değiştiğini ve böyle iyi olduğunu merak etmiş Defne'ye karşı. İşte bunlar hep kaybetme korkusu, diyorum ben. Ömer düşündü ki “İyi olursam, iyi davranırsam gitmez.” Hani yaramazlık yaparız da annelerimiz bize kızar, sonra da binbir şirinlikle kendimizi affettirmeye çalışırız ya; durum işte aynen böyleydi. En azından ben böyle algıladım. O istifa mektubunu geri vermesi de bu tezimi destekler nitelikteydi. Reddedildiğindeki kırgın bakışlarını bir süre unutamayacağım sanırım...
Kiralık Aşk'ın bölüm sonunda biz.(TEMSİLİ)
Defne'ye acilinden bir akıl verecek arkadaş alabiliyor muyuz ya? Nihan âşık olunca kendi derdine düştü, bizim kızın derdinden anlamıyor. Çok üzülüyorum her hafta Defne'ye ben. Kendini Ömer ve Defne arasındaki her olasılığa o kadar kapamış ki kendi kalbinin çığlıklarını duymuyor bile. Ömer'in bu bölüm ona olan itiraflarını hiç üstüne alınmadı. Alınmayı bırak, anlamadı bile. “Ben anlamadım.” deyip boş vermek, kolaya kaçmak olmuyor mu Defne? Zaten istifa kararından belliydi kaçmaya çalıştığın ama kalbinin sesinden nasıl kaçacaksın? ''Sonunu düşünen kahraman olamaz!'' deyip Polat Alemdar misali her olaya balıklama dalıyorsun, ama sonun inşallah hayırlı olur.
Ayrıca Defne, Ömer'den uzak kalmak için istifa etmemiş miydi? Sinan'ın teklifini kabul etmesini bir türlü anlayamadım ben. Ömer'i görünce gözlerini mi kapayacak şirkette? Evine gidip kahvaltı hazırlamayınca, aynı arabaya binmeyince bitecek mi her şey? Bu Yasemin'e Ömer'i layık görüp hediyesini verdikten sonra, Defne'yi ikinci kez affedemeyişim olacak. Tüm aşk meşk duygularını geçtim, insan olarak bile birine yapılması ayıp bir davranıştı bu bana göre. Ömer’i istemediği, patronundan memnun olmadığı bu kadar net ifade edilebilirdi. Umarım bu kararından pişman olmazsın Defne...
Ordular, ilk hedefiniz Yasemin. İleriii!...
Neriman ve askerlerine katılmak için nereye başvurmamız gerekiyor acaba? Ben gönüllüyüm ama tahtını Koray feci şekilde sarsıyor, benden uyarması Neroş'um. Silkelen ve kendine gel! Sen bu değilsin, dönüşün muhteşem olacaktır, sana güvenim tam.
Bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi, ama Yasemin ve İsmail çifti beni daha çok heyecanlandırıyor şu an. “Dinsizin hakkından imansız gelirmiş.” misali yavaş yavaş işlemeye başladı İso Yasemin'i. Hasatlarını da ufak ufak, küçük bir teşekkürle de olsa toplamaya başladı. Bir Külkedisi masalı da oradan çıkar mı dersiniz? Zengin kız fakir oğlan, her daim işe yarar bir klişedir.
Ne kadar da yakışıyorlar. Maşallah..
Sinan için hep, “Sınırı aşmadı, iyi niyetinden böyle davranıyor, değişiyor…” gibi kelimeler kullanmıştım. Hâlâ aynı fikirdeyim, ama azıcık da olsa kötü tarafa meyil ettiğini gördük bölüm sonunda. Bunu, bile isteye yaptığını düşünmek istemiyorum ben. O da Ömer gibi böyle duyguları ilk defa hissediyor ve elinden kaçırmak istemiyor haliyle. Dizide en mantıklı hareket eden de Sinan, düşününce. Bir kere konuşuyor, soruyor, cevap arıyor; Ömer ve Defne'nin aksine. Sonra Defne'ye karşı bir adım atıyor. Sinan asla aptal bir adam değil. Arkadaşının da, Defne'nin de duygularının farkında. Ama insan bazen görmek istemiyor, yok sayıyor, kendini kandırıyor. Defne ve Ömer'den aldığı tatmin etmeyen, yalan olduğu besbelli olan cevaplarla da bu tezini destekliyor. Defne'ye asistanlığını yapmasını teklif ettiği için, kızamıyorum bu yüzden Sinan'a. Kim âşık olduğunu düşündüğü -bence âşık değil etkilenme- kızın, kendinden uzaklaşmasını ister ki?
Bu yüzden Neriman'ın verdiği “Sude yakında geliyor.” müjdesini bekliyorum keyifle. Salih Bademci'yi üzmesinler, rica ediyorum. Önceki dizisini sırf, çok üzdüler diye izlemeyi bırakmış insanım ben. Bu arada, Sude'yi oynayacak oyuncuyu DEV merak ediyorum. Ranini, sen biliyor musun kim?
Kendimi yapboz misali hissettiğim bir bölümü daha geride bıraktık. Eksik parçayı tam bulduğumuzu düşündüğümüz anda, yine parçalara ayrılıp dağıldık. Sağlık olsun. Bu kadar çok irdelenip, adım adım işlenen itiraf, umarım beklentilerimizi karşılar diye ummaktan ve yazarlara güvenmekten başka çaremiz yok.
Bölümde emeği geçen herkesin emeğine sağlık. Haftaya görüşmek üzere…
Şunu da azıcık yüzümüz gülsün diye koyayım şuraya...
AMİİİİN!!
Kitapkurdu
Kiralık Aşk 10. Bölüm Fragmanı; Bu hafta anket sorumuz şöyle; Sizce Defne Ömer'e neden Sinan'ın yanında çalışmaya başladığını açıklayabilir mi? Oyları alalım piliz. ^.^