Çoğu zaman insanlar bizi aşağılamaz, biz onların
yüksekliğine bakarak kendimizi aşağılarız. Kazanmanın da, harcamanın da
kıymetini iki defa bilen insanlar için aşk korkutucu bir şeydir. Yanlışımız da
burada. Sevince bir an durup tıpkı Aslı gibi evlerin büyüklüğüne ve kalplerin yüksek
duvarlarına takılı kalırız. Aslında hor görülmekten değil de, olduğumuzdan daha büyük
sanılmaktan korkarız.
Aslı, Burak'ın itirafından sonra o ihtişamlı evin
karşısına geçip, çaresizce baktı ya hani, o sahne beni içine aldı. Çok şey
görmedik ama zihninden geçenler gözlerine döküldü. Birkaç dokunuşla nasıl da güzelleşti ve o parıltılı dünyaya ait oldu oysa ki... Çünkü ışığı hapsetmek imkansızdır. İçinizdeki Aslı'nın umudunu kırmayın, tepemizdeki masmavi gökyüzü hiçbir cüzdana sığmıyor hâlâ...
Masal karesi misin mübarek?
Parti ortamı beni büyülemese de elbiselere bayıldım.
Eda ve Aslı'nın elbiselerinin çizgileri de, renkleri de rüya gibiydi. Aslı'nın
makyajından saç modeline kadar her şey dozundaydı. Eda'nın sempatikliği ve
reddedilişinin ardından döktüğü gözyaşları sahiciydi. Ama öylesine hassas bir kızın
iki dakika sonra neşeli bir şekilde parti ortamına dönmesi tuhaftı. Ne
karakterin hassasiyetine ne de aşkının ızdırabına inancım kalmadı açıkçası.
Deniz'in fotoğrafları yarım saatte herkesin diline düşmüşken cebinde dünyayı
barındıran bir telefonla gezen Eda duymadı, tuhaf...
Uykum geldi, gitçem ben bakışı
Ya Volkan'a ne demeli? Yegane aşkı Deniz ona yalan
söylemiş, üstelik fotoğraflar herkesin diline düşmüş ama Volkan arabaya iki pat
pat vurduktan sonra sakinleşti. Aslı'yla oturup aşk felsefesi üzerine sohbet
ettiler. Volkan'ın Deniz aşkıyla ilgili temelleri düşününce bu da fazlasıyla
tutarsız oldu. Ama yeşeren duygularının onu eskimiş bir azaptan kurtarmasına
yoralım hadi bunu da...
Dizinin durağan gidişatı haftalardır dilimde.
Açıkçası bu konuda yılmış olsam da söylemeden edemiyorum, neden her bölüm tek
bir olayın peşinde gidiyoruz? 120 dakikalık bir iş için fazla ağır kaçıyor bu
durum. Bu hafta yalnızca partiye doğru ilerledik ama gerisi boş. Paralelinde
akacak farklı hikayelerle hem ana öykü güçlenebilir hem de vaktimiz daha
değerli hâle getirilebilir. Fakat ısrarla uzatılmış sahneler izleyip birkaç
mekanda tıkılı kalıyoruz. Her olayın bir şekilde dillendirilmesi de izleyicinin
'anlamama ihtimaline' karşı yapılıyor olabilir ama bana göre yaratılan
atmosferi incitiyor.
Olumsuzlukların arasında iyiye giden şeyler de var
elbette. Yusuf Çim her geçen gün Burak çıtasını daha da ileriye taşıyor. Masum
bakışları ve ciddi tavırlarıyla karakterin dönüşümünü gözler önüne seriyor.
Daha önce de söylediğim gibi, olgun ve duygusal davranışlar onun ifadesine daha
çok yakışıyor. Demet Özdemir'le de birleşince ortaya şeker tadında bir enerji
çıkıyor. Keşke o enerji doğru yöne aktarılabilse...
Aramızdan tır mı geçsin istiyorsun Burak?
Bizim şimdi Çağla'ya kızmamız gerekiyor değil mi?
Beni pas geçin. Zira ben birçok dizide başımıza gelen şeye tekrar tekrar onay
veremeyeceğim artık. Evet Çağla şımarık bir kız, Deniz'le de kişisel bir
çekişmesi var. Peki hangimiz sevgilimizin ilgisi bir başkasına kayarken sakin
kalabiliriz? Biz hep esas çiftler kavuşsun deriz ama belki biz de hayatımızın
bir yerinde o istenmeyen kişi olacağız günün birinde. O gün gelince de böyle
sakin ve aşk böceği olarak kalabilir miyiz? Çağla da kalmayacaktır ve patladığı
zaman umarım ona kızabileceğim mantıklı nedenler olur elimde. Mesela Burak başka biriyle ilgilenirken diğer yanda bir sevgili bekletmekten vazgeçebilir. Böyle olmazsa da olur ama böyle olursa daha şık durur. Yoksa Aslı'nın da vurguladığı gibi, güvenilmez olur.
Fragmana bakılırsa aşk bacayı çoktan sarmış.
Burak'ın Aslı'ya duygularını ispatlama evresi diziye ivme kazandırabilir. Ya da
biz yine bütün bölüm bunalıma girip finalinde ağzımıza sürülen bir parmak balla
ortada kalabiliriz. İşin içine Burak ve Volkan çatışması girdiğine göre artık
bir şeylerin değişme vakti gelmiş demektir.
Hoşuma giden en önemli detayı sona sakladım.
Burak'ın anne ve babası klasik drama ailelerinden ne kadar da farklı değil mi?
Aslı'yı bir parça ötede tutsa da Selda da Nihat da yardımcı olmanın öneminin
farkındalar. İnsanları aşağılayan, azarlayıp duran zengin ailelerden farklı bir
şey izlediğim için mutluyum. Umarım bu ailenin kimyası kolay kolay bozulmaz.
Gerisini bekleyip birlikte göreceğiz. Güzel günler.