Bu hafta
nihayet Darabont etkisini yavaş yavaş görmeye başladık. Baştan söyleyeyim, bütün
taşlar olmasa da bir çoğu yerine oturmaya başladı. Bir flashback sayesinde komedyenin
ölümüne yol açan fotoğraflarda ne olduğunu nihayet gördük. Meğer Bugsy ulu orta
infaz yapmış ve komedyen ile eşi gizlice saklanıp cinayeti kare kare çekmişler.
1940’larda cinayet işlerken objektife yakalanan bir mafya babası olarak gözümdeki
karizması oldukça çizildi.
Dizinin
geçtiği zamana döndüğümüzde Sid’in geçen hafta iki kişiyi Hitman vari bir
operasyonla öldürdüğü restorandaydık. Her daim olduğu gibi yine iki kolluk
kuvveti yetki alanı tartışması yaptı. Bu tartışmalar artık izleyiciyi sıksa da
bu seferki epey faydalı geçti. Öncelikle öldürülen iki adamın Bugsy’nin cinayet
davasında görgü tanığı olduklarını öğrendik. Bunu daha önceden bilseydik Sid’in
yaptığı operasyon daha heyecan verici olabilirdi. Keza fotoğraflarda ne
olduğunu baştan bilseydik tüm hikaye çok daha rahat oturabilirdi.
Sorguda dikkat, birinci kural.
Parçalar Birleşiyor...
Bugsy’nin
işlediği cinayetle ilgili tanıklık yapacak iki muhbir öldürülürse bu cinayetlerden
kim sorumlu tutulur? Tabii ki Bugsy, şehrin en güçlü mafya babası sorumlu olur.
Geçen hafta “Suçluların korkulu rüyası” olarak tanıttığımız yetkili abimiz
William Parker da hemen mantığı kurdu ve ona geri durması söylenmesine rağmen
tam bir av başlattı. Ertesi gün şehrin mafyözlerinin yarısı karakola alınmıştı
ve sorgular başladı. Büyüksün Parker!
Aslında elde
pek bir istihbarat veya kanıt olmadan, birilerini öttürebilme amacıyla yapılan
sorgularda tabii ki kimse bir şey bilmiyordu. Ne bir isim, ne bir olay, ne bir
fotoğraf... Bi dakka, bi dakka! Fotoğraf mı? Ne fotoğrafı? Tabii ki gözlerden
kaçmadı. Bu polislerin yetki ve teknik ekipmanları çok kısıtlı olabilir ama
aptal değiller. Yoksa cinayet fotoğraflandı mı? Eğer öyleyse birileri bunu
biliyor olmalı. Aynanın ardından gelen uyarıyla Teague sorguyu fotoğraf
konusuna getirdi ama pek bir şey çıkmadı. Herkes korkuyor. Hele ki Sid kendi
ayağıyla polis merkezine gelmiş. Kim cesaret edebilir tek kelime etmeye?..
Bu adamlar
gerçekten çok havalı. Sid’in karakola bir girişi vardı, ben yatağımdan kalkıp
kenara çekilecektim. Avukatıyla geldi. Hani şu Teague’nin asker arkadaşı olan
avukat... Sorgu odasına geçti ve polislere hiçbir şey vermedi. Sonrasında olaya
tanıklık eden iki kişi de onu teşhis edemedi. Birisi zaten Sid’e muhbirlerin
yerini ispiyonlayan ihtiyardı. Ötekisi ise biraz daha peynir isteyen şişman
kadın. Açıkçası şişman kadın o kadar adam içinden polis olanı seçince keyifle
sırıttım. Mafya’nın müthiş gücüne şahit olduk.
Az önce “bu
polisler aptal değil” mi demiştim ya, geri alıyorum. Polisler Sid’i saldıktan
hemen sonra ihtiyarın eskiden onlara çalıştığını ortaya çıkartabildiler. Tabii
şimdi Sid’i ara da bul. Tüm şehri birbirine katsan ne fayda adam kemanıyla
meşgul.
Cinayet işlemek pek ona göre olmayabilir ama tam bir vizyoner.
Peki Bugsy nerede?
Bu hikaye,
1940’lar Los Angeles’inde geçen bir Las Vegas hikayesi. Bugsy, Las Vegas’ın
temellerini atmakla meşgul. Çölün ortası, daha tek bir dev gazino yokken Bugy
bu işe kalkışıyor. Vizyonuna saygı duydum açıkçası. Çok iyi bir mafya adamı
olmayabilir ama tam bir iş adamı. 50 yıl sonrasını görebiliyor ve ilk gazinonun
temellerini atıyor. Tabii ki bir insanın üstüne... Evet adamı çimentoya
gömüyorlar ama üzülmeyin. Önce yaklaşık 40 kere falan vuruyorlar. Zaten ölmüştü.
Buraya kadar
gayet güzel geldik aslında. Bir de esas kızımızın evine dönmeseydik çok daha
iyi olacaktı. Teague eski karısını ziyarete gelmiş. Tabii masum bir ziyaret
değil. Uyarılar ve önlemlerle dolu. Birden kapı çalınıyor ve Mickey içeri giriyor.
Burada okurdan özür dilemek istiyorum. Geçen dizi-yorum’da Mickey’i Meyer
olarak tanıtmışım. Meyer hala New York’daymış meğer.
Mickey’in
şüpheci tavrı ve banyoda fotoğrafçıların kullandığı kırmızı ışığı bulması
gelecek bölümler adına merak uyandırıcı oldu. Polislerin bile zaman zaman zeki
olabildiği bir memlekette suçluların zekasını siz düşünün. Mickey, esas kız,
Teague aynı evdeler... Tabii Teague dolaba saklanmış bir halde odada bulunuyor
ama olsun yine de metrekare içerisinde.
Eski
kocasını dolaba saklayan kaç kadın vardır acaba dünyada? Neyse konumuz bu
değil. Bu üçlü yeterince kalabalık değilmiş gibi Sid de kapıda bitiyor. Mickey
açığa çıkan ihtiyarı öldüreceğini söylemeye gelmiş. Üstelik bunu Teague
dolaptan çıkıp balkona saklanmışken, camın önünde konuşuyorlar.
Sigara içmek adam öldürmeye zararlı değilmiş.
Tabi Teague durur mu? Koş koş koş!
İhtiyar adam
polisten kaçmayı istiyor ki sonuna kadar haklı. Fakat mafya onu sırtında niye
taşısın? Mafya, tarihin hangi döneminde bu kadar hümanist oldu ki? Peki üç
silahlı beceriksiz adam bir ihtiyarı yakalayabilir mi? Cevap: Hayır. Teague
olaya yetişip atlı karıncalarda “eh işte” diyebileceğimiz çatışma sahneleriyle
üç adamı da öldürdü ve ihtiyarı kurtardı. Sonra ihtiyarı polise teslim etti. Eeeee
ihtiyarı koruyup, mahkemede tanıklık ettirirse Bugsy hapse girer. Böylece esas
kızımız da gelecekteki tehlikelerden kurtulmuş olur. Artık netiz. Teague’nin
tek odağı esas kızımız. Onun hayatını en ufak tehlikeye sokan her tehditi
ortadan kaldıracak. İhtiyar olanlardan sonra zaten tanıklık yapmak istedi. Sid
herşeye geç kaldı ama ihtiyarın tanıklık yapmak istediğini gördü. Hımm...
Ortalarda
dolaşıp esas kızımıza şantaj yapan manyağı da unutmadık. Komedyen ile
ortaklarmış. Komedyen ölünce hakkı olan 5000 doları istiyor. Esas kızımız ne
yapsa inandıramadı. En sonunda parayı da buldu ama manyak gerçek miktarın 50000
dolar olduğunu öğrenince bu sefer hepsini talep etti. Adam çok dengesiz ama
mafyayı karşısına alan Teague için sadece ufak bir karın ağrısı...
Bugsy’i
yakalamak çok kolay oldu. Uçaktan indiği anda polisin avucuna düştü. Sid
cinayet zanlısı, Bugsy tutuklu olunca haliyle şehirde bir otorite boşluğu
doğdu. Evren boşluk sevmez. Bundan dolayı bir başka mafya grubuyla tanıştık.
Bir günde Bugsy’nin pek çok mekanını bastılar.
Ortalık bu kadar
karışıkken bir de üstüne çete savaşları mı başlayacak? Birilerinin arabuluculuk
yapması, en azından rakip mafyayı oyalaması lazım. Teague’nin asker arkadaşı
avukat da bunu yapmaya çalıştı. Fakat Mickey’in rakip mafyanın en has adamına
‘muz yedirmesi’ avukatın arabuluculuk planlarını suya düşürecek gibi görünüyor.
Bugsy’i de yakalarım. Alaynızı yakalarım. Peki ya sonra?...
Acemi şansı...
William
Parker’ı son derece gururlu bir şekilde valinin karşısında dikilirken gördük.
Yanında da yetki tartışmasına girdiği diğer yetkili abimiz duruyordu. William
şehrin en büyük babasını içeri atmış. Hem de elinde ifade vermek isteyen tanık
var. Daha da kanıt bulacak tabii... Mahkemenin yarın olacağını öğrenene kadar
cakasından geçilmiyordu. Yanındaki yetkili abi “bunu en acemiler bile yapmaz”
dedi. Nerden bilsin William şehrin bu derece yozlaştığını? Kanıt bulunmasın
diye mahkemenin erkenden yapılması gerçekten keyif verici bir kurgu olmuş.
Bugsy’nin gücünü iyice hissetmeye başlıyoruz.
Şimdi,
William’ın önünde 26 saat var. Bu 26 saat içerisinde kanıtlar bulmak zorunda ve
Sid’i bulup Bugsy aleyhine döndürmeli. Sid ise yapabilirse kendilerine karşı tek
tanıklarını da ellerinden almanın planlarını kuruyor. Bunun için de bir gece
ansızın karanlık bir odadaki koltukta, Teague’nin evindeki koltukta elinde
silahla onun gelmesini bekliyor. Artık Teague, Sid’in elinde. Bundan sonra ne
olacağını haftaya göreceğiz. Dedim ya yavaş yavaş açılıyor...