Bu
haftanın başlığını Neriman İplikçi'den aldım sayın
okuyucular. Duyunca "Evet, bu olmalı!" dedim ve zıngırt diye
koyuverdim. Bakalım bu hafta sevgili dizimiz Kiralık Aşk, bizi hangi
duygulardan hangi duygulara peşinden sürüklemiş?
Defne,
uğradığı haksızlık sonucu, soluğu komutanı Neriman'ın yanında
alıyor. E haklı. Kız o kadar mahcup ki kendisine inanan insanlara
masumiyetini kanıtlama peşinde. Necmi-Defne-Neriman üçlüsünden
oluşan koalisyon kafa kafaya verince masumiyetini kanıtlaması
zaten çok uzun sürmüyor. Ay bu arada söylemeden geçemeyeceğim,
Neriman'ın 'rezene' çayı tutar gider.

Bu
tostlu saçı nasıl düzelteceğiz?
Defne'nin
içinde bulunduğu durumu çok iyi anlayabiliyoruz değil mi?
Üstümüze bize ait olamayan bir etiket yapıştırılması,
gururumuzu öyle bir kırar ki... Neyin iyi geleceğini bile
bilemezsin. Hani sen bilirsin ve diğerlerinin ne düşündüğünü
illa önemsersin. Defne'nin de durum böyleydi.
Diğer adıyla ekmek
arası, büyümüş de küçülmüş kardeşinin 'Sevdiklerin seni
doğru bilsin yeter.' tesellisinden sonra koşup Ömer'e gitmesi güzel
bir ince an değil miydi? Ömer'in de mutfakta Defne'nin notlarını
görüp kendini flashbacklere boğması filan... Bunlar güzel
sahnelerdi.
Sinan'ı
ayrıca severim. Ömer bile ikileme düşerken Sinan'ın Defne'nin
arkasında olması ve gerçeklerin açığa çıkması için kendini
paralamasını, kalbimin ulvi köşesine yazdım. Olur da Sinan'ın
kötü bir halini görürüm, kredisi olsun...

Yaa
ne slk slk sorular bunlar!
Nerimancığım
masaj yaparken bile elini, kolunu, beynini, dilini olaylara müdahil
etmeden duramıyor tabii... Ayrıca vıcık vıcık gerilmekle kendine
has yorumunu konuşturdu. Ay acaba 7 aylıkken filan mı doğdu bu
Neriman? Telefonunu meşgule düşürünce bile iflas etmiş gibi bir
telaş... Yanlış anlaşılma olmasın Neriman'ı ayrı severim,
hatta en sevdiğim karakterdir. O ne derse altında imzam vardır.
Tarihe böyle geçsin.( ŞİMDİDEN TELAŞLANDI)

MİNEEEEEEE!
BAKIŞ AÇIMI DÜZELT PLS!
Defne
ve Ömer'in yüzleşmesi yine iyi bir sahneydi... Defne o kadar güzel
şeyler söyledi ki her söylediği için gözümden alkış emojisi
çıktı. Ve ben o sahnede nedense Ömer'in Defne'yi sınadığını
düşündüm. Yaptığı el-kol hareketleriyle söylemlerini o kadar
dikkatli inceledi ki sanırsın kırk yıllık yalan uzmanı. Ayrıca
Ömer, topluca kalbimizi kırdın canım. Defne iş dilenecek kız mı? "Tüü, yazıklar olsun!" dedim tabii, ama bilirsin sana kıyamıyorum, çk
gzl bkyrsn! Kıyamamamda, senin gibi bir adamın 'GİTME' deyişinin
de payı kocaman.
Bilirim, senin gibi kalbinin kapıları çok şifreli adamlar
ne birine 'Gitme' diyecek kadar bağlanır ne de bunu söyleyecek
kadar cesur davranır. Burdan da sana puan çıktı şekerim!
Ama asıl geçme notunu, asansörü bir Herkül havasıyla
durdurup masum bir çocuk gibi 'ÖZÜR DİLERİM' diyerek kaptın.
Özür dilemek, merhametini, kibrinin önüne koyabilmektir. Sen bunu
çokzel başardın cınım!

Ay
elim sıkışacak, yardım etsene Defne!
Kendisini
yardımcı komutan olarak gördüğümüz Necmi her ne olduysa işin
başına geçti, Defne ile kafa kafaya verdi ve hırsızı buldu. Bu
performansının artmasını bekliyoruz Necmiciğim! Pekiii, gelelim
bunu duyan Kraliçe Neriman'ın tepkisine... Onunla birlikte kalkıp
göbek atmak istemeyenleri kınıyorum! Kadının içinden mezdeke
çıktı ayol! Bir düğün sahnesi olsa da Neriman'ı piste alsak...

YALLA
BİNA YALLA YA HABİBİ YALLA!
İşte,
insanın içinde iş aşkı olmayagörsün... Defne, ara verdiği
birkaç günün sonunda fırtına gibi esti... Ah be Ömer, sen bu kız
olmadan artık ne yapacaksın zor... Bunu sen de biliyorsun ya; işte
bu seyirci olarak çok keyif verici, öpüyorum!
Ömer-Defne
ikilisinden iyi bir Oktay Usta ve Emine Beder çıktı yalnız.
Şirket iflas etse açıkta kalmazlar. Girerler bu işe. Ya da yok
yok... Baksanıza, biri Ayşe Kadın fasulye, biri Fransız soğan
çorbası... DRAM! Tamam tamam, ben onları kültürlerarası bir
menüde buluşturacağım... Defne, bakıyorum çocuğu alttan üstten, sağdan soldan kesmelere başladın. Ooo hayırlı işler! Biz
bakmıyoruz, aynen devam:P

Tuzu tam koydu mu ya? Neyse canı sağolsun!
İsmail-Nihan
sahnelerini de ayrı seviyorum bu arada. Kerem Fırtına böyle nakış
gibi işliyor oynarken. Susarken bile gözleriyle
anlatıyor, hissettiriyor. Ve ben bu çok sevgili beyefendinin
sahnelerinin artmasını istiyorum. Gideyim de imza kampanyası
başlatayım...
Ayrıca
belirtmek isterim ki sahnede Yasemin varken hepimiz 'Ayy ne gıcık
kadın, çirkefin hası!' diyebiliyorsak burada alkışlar Sinem
Öztürk' e ...
Kuş
tüyü mü, kaz tüyü mü anlayamadım!
Aşk
oyunu... Dibine kadar klişe kokar, sonunda oyunun gerçek olacağını
bilirsin ama hiçbir zaman modası geçmez... Her zaman da izlersin.
Tabii iyi bir senaryo ve uyumlu oyuncuların varsa... Yoksa geçmiş
olsun! Ömer'in bu oyuna balıklama atlamasını hepimiz gevrek
gevrek sırıtarak izledik. Resmen fırsata cumburlop diye atladı.
Ay ne tatlı!

Ay
fırsat! Kaçırmayayım ^.^
Gaflar
kraliçemiz Defne, yaptığı gaflarıyla Ömer'i coşturdu! Aman,
Ömer kendi kaşındı valla. Kendi kendini kaşısın şimdi. O da
biliyor ki böyle tatlı tatlı bir kaşınma o! Nişanlı pozu kesen
çiftimizi bir de yüzük meselesiyle bir güzel sıkıştırdılar -ki bu da çok güzel bir sahnenin yaşanmasına ortam
hazırladı, sağ olsun! Ömer'in, annesinin yüzüğünü çıkarıp
Defne'ye takması... Biz kızların gözünden bu sefer de kalpler
fışkırdı. Her ne kadar oyundan da olsa, o yüzüğün yerinden
çıkıp Defne'ye gelmesi onun bile kalbini pır pır ettirdi.
Misafirlerimizin bitmek bilmeyen istekleri devam ediyordu tabii ki... Sıra geldi, Defne'nin "Parçala!" anladığı ama aslında İtalyanca "öp!" demek olan baciala'ya.
Tam
ikinci öpücük ateşiyle geliyordu ki, ateşi harmanlamaya gelen
Neriman ateşi kısığa getirdi. Hll spr dvm! Neye niyet, neye
kısmet...

Ömer
çorba soğanlıydı, az dur!
Toparlayacak
olursam, yine leziz bir bölümdü. Defne külkedisi olarak başladığı
oyununa diğer aşk oyunun içinde prenses olarak devam etti. Bu,
gelecek bölümlerde olacakların teminatıdır arkadaşlar!
Defne'nin bu bölümde söylediği 'Dünya hiç masallardaki gibi
değil.' cümlesi en azından onun dünyası için gerçek olmayacak.
Elimizde
bir külkedisi, bir prens, bir iyi kalpli şövalye, kötü kalpli
cadı, kraliçe varken sen tam da bir masalın ortasındasın
Defneciğim. Ama unutma, iyiler masalın ortasında kazanmaz. Ve
hiçbir külkedisi, masal mutlu sona ermeden prensese dönüşmez...