Gömleğinin beyazında iblisin saklı!
Hızlıca koşarken yere düşsek, kalkarken önce ellerimize bakarız. Kötü bir rüyadan uyanırken gerçeğe döndüğümüze inanmak için ellerimize bakarız. Çünkü ellerimiz gerçekliğimizin resmidir. Ellerimiz hayatta olduğumuzu hatırlatır. Ellerimiz dokunduğumuz günahları anlatır.. Günahkar insanlar vardır, en kaliteli ceketlere sığınırlar. Bembeyazdır gömlekleri, lekesizliğini ispatlarcasına.. Birini hatırlattı mı size?


Yhaa oğluşum da burda mıymııış?

Haluk'un sırları ormanda adım başı saçılmış ekmek kırıntıları gibi. Topladıkça yolu bulacaksın sanıyorsun. Fakat bilmiyorsun ki yolun farklı karanlıklardan geçip aynı karanlığa çıkıyor. Haluk'un tedavi olması şart. Geçmişinde çok çektiği ve çektirdiği aşikar. Ancak bizim derdimiz terazinin hangi kefesinin ağır bastığı.. Görünüşe bakılırsa zulmü acısını aşmış. Ancak bu Rana için de böyle ilk bakışta. Oysa ki ben Rana'nın en aklı başında karakter olduğuna inanıyorum. Sevdiğine de düşmanına da kaç adım ilerden bakacağını bilen, soğukkanlılığını yitirmeyen bir kadın..


Dikkat ettiysen gömleğim gözlerimle aynı renk..

Selin'in dayak izlerini görmesi Ali ve Selin ilişkisine apayrı bir pencere açacaktır. Paylaşılan sırlar bağları arttırır. Bu ikilinin uyumu beni diziye çeken en önemli etkenlerin başında geliyor. Alayları da hüzünleri de gerçek tutkunun resmini çiziyor. Ali kıskançlıktan delirirken Selin'in hisleri de giderek yeşeriyor. Bir de her bölümde home party olmasına alıştık ama bir bölümde kaç kez eğlenmeye gidiyorsunuz siz zengin çocuklar? Buna bir dur durak deyin, yaz hep burda kalmayacak..


Ana kokusu parfümü yapılmalı

Ayrıca Selin karakterinin pişmeye başladığının da altını çizmeliyim. O ayarsız genç kız gitgide halden anlayan, gururunu koruyan birine dönüşmeye başlıyor. Üstelik artık ses tonu hiç kulak tırmalamıyor. Güzelliğinin ne kadar göz doldurduğunu da hesaba katarsak kıskanacağımız çok şey birikti..


Nazlı batırdın, bez getir..

Nazlı karakteri için ise aynı şeyi söylemek zor. Savaş'a destek olma konusundaki tutumu başarılı. Ancak hala Ali ve Selin arasında yakalanmış kimyayı Savaş ve Nazlı'da göremiyorum.. Savaş bu bölümde bizi kendine de, acısına da büsbütün inandırdı. Nazlı ise giderek sorunlu hale gelen ses tonuyla kulak yoruyor. Annesini tanımadığı insanların içinde rezil etmek bir çeşit 'sert kızın koruma biçimi' midir? Aksine ergenlik sancıları çeken küçük bir kız izlenimi yarattı bende.. Şayet toparlarsa olayların içine daha kuvvetli biçimde dahil olabilir. Ancak bu hâliyle sadece kumandanın ses tuşuna yönelmeme sebep oluyor..


Şu kaleyi de feth'edelim bakışı?

Ali içi en çok doldurulmuş karakterlerden biri. Onu izlemek keyifli.. Bunda cast seçiminin etkisi büyük. Bakışlarıyla anlatabiliyor derdini. Ve ne kadar zorlarsa zorlasın hedeflediği ölçüde giyemiyor kötülüğü.. Karakterin kilit noktası tam da burada. Ezilmiş masum yanı bir kenardan fırlıyor. Bize de, olduğu insanla, olmak istediği insan arasındaki amansız savaşı izlemek düşüyor..

Haluk'un şiddeti kimin ensesinde patladı peki? Sevilay mı, yoksa köteği hak eden komşu mu? Sevilay'ın gördüğü şeyin başka biri ya da başka bir şey olduğunu sanıyorum. Komşuya ''Bir daha olmayacak söz'' derken gözlerinden alev fırlatıyordu Haluk.. Bunun bir karşılığı olacaktır. Ya da belki de tüm bu tahminlerimiz için yaratılmış bir hiledir hepsi, olamaz mı? Belki Haluk ikisine de gitmemiştir de gitmeye çalışırken başına bir şey gelmiştir? Zorlu ihtimal gibi dursa da her şey mümkün. Temposu yüksek sahneleri ve merakımı her bölüm ayakta tutan sırlarıyla Güneşin Kızları güzel bir bölüm izletti bizlere. Bakalım sırada bizi bütüne götürecek hangi parça var?

Gerisini bekleyip birlikte göreceğiz. Güzel günler.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER