Vicdanın derinliklerine gömülmüş, naftalin kokulu itiraflar
Sezon finaline iki bölüm kaldı ve inanın benim sabrım da beni en fazla iki bölüm daha idare edecek gibi gözüküyor. Artık sezon finali yapılsın ve herkes şapkayı önüne koyup bir düşünsün istiyorum. Sunni heyecanlarla köpürtülmüş böyle bölümlerle devam ederseniz izleyiciyi yeni sezonda ekran karşısında tutamazsınız. Çünkü ağızda gevelenmekten posası çıkmış gerçekler, çıkarları veya sevgisi uğruna ne yapacağını bilemeyen dengesiz karakterler doğurmaya başladı haberiniz olsun. O çok büyük sır ortaya çıktığında ortalığı ayağa kaldıracak veya adaleti sağlayacak karakter kalmadı neredeyse.

İnanın dün akşam ilk kez “Büyük Sır ortaya çıksa ne olur ki?” dedim. Hasret ağlar, Mehmet Emir biraz bağırır, Efsun daha çok bağırır, Bahar şaşırır, Sultan inkar eder vs vs. Yusuf Ağa’nın öldürüldüğü öğrenilse ne olur?  Ölümüne neden olan asıl suçlu Nuran zaten öldü. İlyas kalp krizi geçirir, Salih de Mücella için suçu üstlenir hapse girer. Eee ne kaldı elimizde? Aşk. İyi de ortada aşk da kalmadı ki. Bahar ile Ateş’in ilişkisi, ayrılmakla barışmak arasına salıncak kurmuş bir ilişki artık. Bu iki durum arasında gidip gelen bir kısır döngü. Güven sorunu olan, gelecek planları olmayan, bakiyesi azalan sevgileriyle günü kurtarmaya çalışan ve can çekişen bir ilişki. Ne olur yeni sezona öyle bir hazırlanın ki, hikayeyi tutup yerden öyle bir kaldırın ki, tüm bu yazdıklarıma pişman olayım. Yere göğe sığdıramayayım sizi. Hadi ne olur?

Naftalin kokusundan gözlerin yandı değil mi?

Sakine’nin itiraf sahnesi beni etkilemedi. Eğer Mehmet Emir yerine polisi arasaydı belki o zaman durum biraz değişirdi. Ya da Hasret’i arasaydı mesela. Mehmet Emir’i niye arıyorsun ki? Sorguda “Suçlu Nurandır, biz de suskunluk ortağıyız” demeyeceksen bu işlere hiç girmeyeceksin. Sesi anlaşılmasın diye telefona naftalinli havlu saran Sakine’den çok şey bekliyorum galiba. Ölmüş bir kadını, Nuran’ı ihbar ediyor Sakine. Hem de kendi sesinin anlaşılmasından bile korkarak. Susanlar da bedel ödemeyecekse ne anladım ben o işten. Yusuf Ağa’yı bir mezara defnetmeden, suçlulara da adli bir ceza vermeden bu konuyu bu sezon kapatmayın.

Doğruyu söylemek gerekirse benim Nuran’ın dönmesiyle ilgili bir hayalim var. Cesedinin teşhis edilemeyecek derecede yanmış olması bu hayalimi canlı tutuyor. Nuran ve Sultan’ın olduğu bir O Hayat Benim çok farklı olabilir. Her ne kadar Yeşim Ceren Bozoğlu’nun demeçlerinden, asla dönmeyeceği sonucu çıksada hayat bu, belli mi olur? Bu ihtimali cepte tutmayı seviyorum. Şunu da eklemeliyim ki, olaya tamamen hikayenin güçlenmesi, fark yaratması açısından bakıyorum. Diğer detaylar benim konumun dışında kalıyor.

Bir bavulun imtihanı

Beyza’nın CD telaşı da beni heyecanlandırmadı. Efsun’un valizini ona haber vermeden komşuya veren Mücella kısmı daha heyecanlıydı. Neden mi? Efsun pembe valizine koyulan o turşuları görseydi büyük kıyamet kopardı da ondan. İlyas’ın bahçeye Bahar rahat kitap okusun diye astığı lambalar da neydi öyle? Ne kadar zorlama bir sahneydi. Belli ki o lambalar sigortayı attıracak. Beyza'nın cd'sini Bahar izleyemeyecek. Olası bir heyecanı baştan bloke eden bir hareket olmuş. Tam o anda, soğukkanlı bir şekilde İlyas şalteri indirseydi bile olurdu. Ya da yok yok, kalbini tutsaydı da olurdu! Ortalık karışır, konu kapanırdı. Siz organize bir ekipsiniz ve ekip olmak bunu gerektirir!

Hayrettin Beyza'yı değil, Sultan'ı yakalayıp tutacaksın

Sultan ayağını burktuğunda heyecanlanan oldu mu? “Eyvah yakalanacak!” diyen? Sanmam. Heyecan yaratmak için en azından bir kişi Hülya’nın isyanına  kulak verip, birkaç odaya bakmalıydı. Bütün ev ahalisi ve üstelik güvenlik görevlisi dahi kadının feryatlarını kapıdan dinledi. Olmaz ki. Hülya o halde bile Hayrettin’den yardım istedi. Herkesin put kesildiğ o sahne gerçekten ibretlikti. Bizim toplumumuzda bu tür hastalar ve bir de çocuklar, böyle durumlarda ciddiye alınmaz. Oğlum da bir keresinde telefonda sitenin güvenliğinden yardım istemiş, görevli “telefon şakası” sanıp oğlumu mağdur etmişti. Duyarlı yanımızı köreltmeyelim, feryat figan yardım isteyen birine kulaklarımızı tıkamayalım kısacası.

Sultan’ın burkulan ayağına et koyması fikrini sevdim. Çünkü böyle küçük detaylar karakteri anlamamıza hizmet eder. Bu metafordan yola çıkarak, canı, cananı uğruna neler yapabileceğini idrak edelim derim.

Emeğinize sağlık.

Beyza artık ana haber mi sunuyor?

Uzun çöpü çektin ama neden mutsuzsun balım!

Sessiz sinemanın son temsilcisiyle tanışın, Berat

"Golf sevgidir, herkese açıktır"

O Hayat Benim izlerken ben

"Allah ıslah etsin bu adamı" demek için mi cami önüne çağırdın adamı Hasret?

Esra Erol'da çay içseydin bunlar başına gelmezdi be Sakine

Hülya'yı bu kadar korkutan ilaç tıp literatürüne geçmeli

Bu kapıyı setten birinin açtığına eminim. Arda da bu yüzden şaşkın

"Aşkım arka koltukta kemerimi takacak kadar seviyorum seni"

Odun; Gelincikte kullanılan bir tür silah

Selin'cim senin gibi güzel mesai arkadaşlarını pek yaşatmazlar burada

Siper de kazsaydın be Sultan

"Ay iyi ki geldin bu odada yalnızlıktan patlıyordum"

Efsun'u tek hareketiyle susturabilen tek kadın, Sultan





BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER