Başlığı yazarken, benim için de hangisi daha basit diye
düşündüm. Veda etmek, bir daha belki de hiç görmemenin başlangıcıydı. Oysa
hoşça kal demek dostça kal, güzel vakitlere teşekkürler tekrar görüşürüz
demekti. Kelimeleri ziyan ederek kullandığımızda bu kadar detaya
girmeyebiliyoruz.
Şimdi ise geçen hafta hafta kaldığımız yerden itibaren didik
didik edeceğiz bölümü.
Gazanfer, Ar Ailesi’nin başının belası. Bu bize normal
geliyordu, ta ki Öztuna Ailesi’nin Zuhal ablasını tanıyana kadar. Gazanfer
yalnız değilisin, rahat et kardeşim. Sürpriz yapma başlığı altında güzelim
yalıyı – görmedim, söylenenlerle idare ediyorum- ucuza sat. Zuhal’in, İzmir’e
dönme niyeti yoktu da bişey diyememiş zannımca.
Hiko’nun gelmesini beklemesi yaramazlıklarını rahat rahat
yapması içinmiş. Baksanıza, başladı yine dalavere maceralara. Amerika’ya gidecekmiş de miş. Neresine
pardon? Chicago (Amerika Birleşik
Devlet’lerinde şehir) mu yoksa! Yok yok detay yok, sadece Amerika’ya
gidişi var. Haydaaa, Gazo bu sefer nerden çıktı karides işi uğruna Amerika’lara
gitmek, otur bir size mi bakamayacak
Hikmet Ar. Nazan ile, doğmamış çocuklar
ile. Hiko’nun asıl kavgası da bundan kelli değil, evin satışı. Evet, bir de
kendi evini Zuhal’e uygun fiyata satarak sözde veda ediyor. Bu adam akıllanmayacak,
Nazan’ı da peşinden sürükleyecek.
Gazanfer saklan diyemedik ve Hikmet Ar tarafından
apartmandan postalandı. Postalanması pek ağrına gitmedi de eşini alamamak
epeyce üzdü. Plan program yapalım derken, evsizlere ev aramak diğer gençlere
düştü. Mecburlardı; çünkü dışarıdan sessiz görünen Ar Apartmanı’nın içerisinde
yer yerinden oynuyordu. Zavallı Gülay bu topa maruz kalarak arada kayboldu.
Dağınıklık bir yerde değil ki be canım …
Güneş, bir taraftan ablasına kızdı, evi aldığı için. Diğer
tarafta Tarık ile küslük var soyad meselesine. Hayır, Güneş de tam muhalefet.
İstersen kendi soyadının peşine eşinin soyadını da kullanabiliyorsun, neden
zorluk çıkartıyorsun. Üstelik Tarık gibi kibar, anlayışlı, ailesine düşkün bir
erkeğe bunları söylemek, yakışmadı. Soyadına veda etmeyeceksin ki. Kafan mı
duyguların mı karışık bilmiyorum; ama evlilik için bunları aşman şart.
Tarık’ın eski eşiyle oturduğu evde oturmak istememe olayını
anlarım da, zaten şimdiden de orada oturuyorsun. Aslında alışkanlık olması
lazım. Baştan hiç gitmeseydin eve beni ikna edebilirdin sadece. İşte bu
zamanlarda Yonca ruhunun evde dolaştığını hissediyorum ve olsaydı bunlar,
şunlar olurdu diyorum. Büyümelisin Güneş, bu bölüm varlığını dokunduramadım
bana…
Miray, yurtdışında olur da, Fatih plan yapmaz mı? Bingo,
üstüne bastın tatlım. Planını yaparak bir kaçamak ve ailesi ile tanıştırma
faslı bekliyor bizi. Muhtemelen yurtdışı kısmı bitmiş, yurtiçi bölümüne
girildiğinde Saraçlı Ailesi ile tanışacağız; şimdiden gelecek sezon için
heyecanlanıyorum, Alllah cezamı vermesin.
Güneş’in 3+1 ablaları ve teyzesi demektense Altın Kızlar
yakıştırmasını daha samimi buluyorum. İyi ki geldiler, Gazanfer’i değeri
anlaşıldı. Emel içlerinde en deli dolusu zaten. Yıldız akıllı mı akıllı,
Ayşenil şıpsevdi. Baştan notumu alayım, ileride Emel gibi olmak istiyorum.
Yaşına rağmen içindeki enerjiyi kaybetmemiş olması süper ve ötesi. Fiziğine
yakışanı giymesi ayrı konu. Ders diye okutulmalı. Pelin kızımız da durmadan
beğenince Hikmet Ar bile tarz oldu. Nasıl yakışmış o moda, eskilere veda ederek
kırmızılar içinde, bandanası ile birlikte tarz kraliçe kokuyordu.
"Sen Amerika'ya gidersen, kim "Ben yaparım" diyecek" By Pelin
Apartman apartman değil, aksiyon filmi. Vin Abi (Vin Diesel
: Amerikalı oyuncu) görse bir köşeye siner, Ar & Öztuna atışmalarını izler,
Esma kahkahası ile havaya girer. Hatta normalde Esma’ya laf atan Tülay’ın,
ablalara karşı savunmasını izler, pes artık der.
Tülay dedik mi biraz mola verelim …
Cüneyt, ona asistanlık teklif etmişti, malum Pelin annesinin
çalışmasını aşırı derecede istiyordu. Tabi artık büyüdü, kendi başına bir çok
işini hallediyor. Anneanne, dede de yanında. Yoksa ister miydi annesi çalışsın,
eve geldiğinde kimseyi bulamasın. Şanslı çocuk, hep bir arada büyüdüğü için
kıskanıyorum. Evet, itiraf ediyorum kıskançlığımdan çatlıyorum. Neyse konu
Tülay, dağıtmayalım. İlk iş günü için hoşça kal dendi. İyi dilekler iletildi,
kıyafet seçimini şükür moda ikonu Gülay yaptı, yoksa Tülay evde otur dicektim.
Okunmuş pirinç de bekledim; ama gelmedi.
İlk iş günü genel olarak biraz heyecan, azıcık stres, ara
ara kızarmış yüz ile geçiyor olsa da gelen hastalar rahatlatır seni diyemedik.
Gelen hasta da baya hasta. Titizliğin kadının vücudunda kapladığı alan evlere
zarar. Mikroplar ile konuşarak, karşısındaki kişiyi de hasta etme olasılığı
%99,99… Zavallı Tülay, dua et ki kardeşin, müstakbel gelininiz ve Cücü Bey
orda.
Biricik fındık kurdu eve geldi, istedi ki ilk gün annemi
göreyim. O kadar yoğun kişi arasında birisi mi müsait olmaz, düşünün “ben
yaparım Nazan” bile dolu. O zaman yaşasın Emel Babaanne. Annesinin iş yerinde çiçeklerle
ziyareti çok hoştu, hastalıklı kadın belirene kadar. Pelin’i de Cücü’nün çocuğu
sanması ve kimsenin buna ses etmemesi de ayrı parantez.
Dizi içerisinde en beğendiklerim arasında ara ara giren
karakterler.Belki 2 dakika, belki 12 dakika kalıyorlar; ancak o kadar keyifli
ki izlemek, sıkılmak ne kelime, keyiften dört köşe oluyorum. Tıpkı
Hiko&Gazo&Muko üçlüsüne eşlik eden mafyanın adamları gibi.
"Ben Leyla'yı seviyorum mu dedin, Leyla kim Hakan?" By Fulden
Burası Ar Apartmanı, burada olay da, konu da bitmez; ama
diğer taraf da boş durmaz. Hakan, Aysel de Aysel peşinde. Şeniz’den laf yemesi
iyi oldu. Fulden, Tülay değil, berbat eder seni demenin kibar yolunu söyledi. Artık
da anlamazsa salla, bir veda da ona lazım. Şeniz’in dertleri, Rıza ile
atışmaları bitmiyor. Rıza’nın da bir Aysel önceliği olduğu aşikâr. Pardon Ufuk
Bey …
"Evdeyken saçım daha güzel, offf" By Güneş
Yeni adamımız Ufuk. Aysel’e aşığım edasıyla yaklaşıp Aziz
& Hakan & Şeniz denklemini çözmeye çalışıyor. Annesi çok tedirgin; ama
nafile. Bir yemek randevusunu başarıyla geçirdi. Kahkahası da eksik olmasın.
Kötü adam Rıza’ya veda, kahkahası güzel Ufuk’a merhaba dedirttin. Helal be
adam. Tabi simetri hastası Rıza, arada Güneş ve Tarık’ı da yakalayarak Şeniz
olaylarından bahsetti. Güneş’in hazırlıksız yakalanması yeni bir faciaya neden
olsa da Tarık ılımlı adam. Yine kızgınım Güneş’e, bugün sinemedi içime. Oysa
ablalarına alışıp, ısınmışken…
Bir veda da altın kızlar tarafından geldi. Şimdilik İzmir’e
dönüş, sonrası meçhul. Gerçi Mukadder’im arkalarından su dökerek “yine
gelirsiniz” mesajını verse de belli de olmaz.
"Karıma sürpriz akşam çadırı yaptım" By Gazanfer
Neşe ve kahkaha hiç eksik olmuyor şükür, aksiyon tavan
yapmış gidiyor. NazanFer çiftinin çadır maceralarına daha yeni bismillah
diyorum. Cücü sağolsun açtı çadırını yeni evli, bebek bekleyen çifte. İyi ki
açmış, herkes burayı bekliyormuş. Önce Can, Gülay, Fatih gençleri, sonra Tarık,
Güneş tarafı, Altın Kızlar, sonra sazıyla müzisyeni, midyesiyle çalışan işçisi,
zabıtası derken NazanFer Aş Evi tarafından tüm sahil nimetlerden faydalandı.
Karı koca mis gibi dükkan işletse ya. Zafer Abi – Mukadder Yenge
desteği de gelir. Beki arada oraya da bakar. Bir düşünün, taşının. Amerika
uzak, gel yamacımıza. Yoksa Dilaver mi gelecek senin yerine? Sefer, seferden
gelmiş de kavuşamadık henüz.
"Ne demek en güzel dolmayı Ayşenil yapar, getirim bana Ayşenil Hanım'ı" By Mukadder
Haftanın en bol olayı dolma idi. Altın Kızlar, Mukadder Anne
ve Esma Sultan arasında geçen savaşın galibi yoktu; ancak tantanası çoktu. Ne
Tarık’mış arkadaş, hepsi en güzelini yapıp yedirmek için yarıştı. Güneş, olayı
anlayıp idare etmese Tarık mide fesatı geçirebilirdi. Altın Kızlar unutsa da,
çok konuşsalar da yemek yapabiliyorlarmış, öğrendik. Hem de o kadar ki Mukadder
Anne bile bir ara hırslandı. Helal size kadınlar…
Sezon finaline az kala, bombaların pimleri çekilerek elimize
bırakıyorlar. Aysel, sadece Aziz’in adamı mı? Sefer tek sefer mi gözükecek?
Altın Kızlar, İzmir seyahatinden dönecek mi? Can askere giderek, bize veda
etmesin. Esma Sultan evinde otursun ki şen kahkahası kalsın; ama
Tarık&Güneş çifti uzağa taşınmasın. Eski Tarık, gerçek Rıza, yeni Ufuk ,
Şeniz’in sinir harbiyle ölerek veda etmesin. Hikmet, Gazanfer ile uğraşırken,
İsmet Dilaver’i getirsin. Aksiyonu bol,
keyifli apartmanın en küçüğü Pelin büyümesin ve ben kıskanmaya devam edeyim …
Curcuna sahnesinin keyfine doya doya bakalım … Sevgiler.