Geçen haftayı son dakika sürprizi kadın ve çocuk ile
bırakınca, bu hafta aklımızda sadece detayları vardı. Kadın ile tahminlerimiz
olmuş, çocuk Cemal’den midir anketlerimizi yapmıştık. Nitekim tam da tahmin
ettiğimiz gibi kaplumbağa prens Kaan’ın oyunuymuş. Kaan’ın, Gül aşkının hangi
aşamaya geldiğini biliyorduk da, ablasının da hâlâ bu aşkı destekleyip işi bu
boyuta getirceğini düşünmemiştik.
Banu’nun dolapları karıştırırken bulduğu bir fotoğrafı hemen
Kaan’a y ve onun yetiştirmesi ve onun üzerinden haince planlar yapılması hiç
hoş olmadı. Üstelik bir abla olarak artık “evli” olan Gül’e karşı kardeşini
uzaklaştırman gerekirken işi körükleme tavrını sevmedim. Sözde Kamuran’a aşık,
oysa Gül Gül diye yanıp tutuşan Kaan, fotoğrafın arkasındaki telefon numarası
ile programı ayarlamış bile…
"Siz nereye bakıpdurun"By Niyazi
"Oğlum Mikelenjelo, diğer kardeşlerin nerde?"By Cemal
Gül’ün G’si dahi yokken Cemal’in hayatında askere
gönderilecek yakışıklımıza eğlence tertiplemiş köy gençleri. Bugün de yavuz
siyasetçi diye tanıdığımız Niyazi kendini kamufle ederek aramızda yerini alarak
ver elini Marmaris demişler. Erkeklerin bekarlığa veda ve asker uğurlaması eğlenceleri
meşhurdur. Yemesi içmesi gezmesi tozması güzel de şişede durduğu gibi
durmayınca böyle “sürpriz çocuk” lara maruz kalınır. Kaan’ın oyunu bu.
Seslenişlerinizi duyuyorum; fakat tam tersi de olabilirdi. Bir gece kaçamağı
hayatınızın tümünü en derinden sarsabilir. Yoksa eğlenceler, temaşalar,
sohbetler, yemeler gayet hoş anı. Eskilere gittiklerinde en çok masa
sahnelerini beğendim. Maçlarda futbolcular tribünlere 3’lü çektirir, tribündeki
taraftarın o anki coşkusu paha biçilemez. Yemek masasında sazı sözü güzel
Mansur’un da dahil olduğu “Marmaris kızları, Güzel Köy’e gelecek” tonlaması
yıldızlı puanlama ile gönlümüze girdi.
Hikmet: Hissediyorum, bu çocuk benim
Sıddık: Kılıcı da çekti, aynı ben
Geçmişi bıraktık, bugüne geldik. Bir de baktık ki, Nina
(turist kız) ile çocuğu Cemal’i arıyor. Cımal derken de aslında şivelerine uzak
olmadığı belliydi. Eeee yalan mı kuzum, köyde Cımal ve Sıval diye seslenme
hakim…
Nina’yı kaçırmak için Sıddık, Niyazi başkanlığında işlemler
yapılmaya başlandı. Önce Niyazi’ye götürülmesi, Hikmet’in kapıda bekletilmesi
fikri sıcaktı; lakin Nihal’in Niyazi’yi araması, Kamuran’ın Seval ile görüşme
isteği, Bünyamin’in Kemal’in arabasını kurtarma kabadayılığı derken misafirler
Sıddık’ın evine götürüldü. Operasyon başarıyla tamamlandı. Kaan’dan saklama
çabaları takdirlikti; ancak onun planladığını bilmediklerinden bir adım geride
kaldılar…
"Klip çekmicen, benlen video çekcen, yerim seni Hüsnü" By Dudu
Orası geride kalırken, Dudu ve Hüsnü çifti gelinleri Gül
sayesinde çağın tam da ortasındalar. Gül, ileride Dudu ve Hüsnü’nün çocuğuna
anı olsun diye ikisini videoya aldı. Modaya uymak bunu gerektirirdi. Ses
kayıtlarını montajlayarak ileride
çocuklarına dinletmeleri ne kadar hoş. Yine moda olan hamile iken dış çekim
yapmalarını da bekliyoruz…
Biz bunları bekliyoruz, Dudu anne denmesini. Gül’ün henüz
anne dememesinden şikayetçi olan Dudu yapmışlar. Empatiyi sesli kuralım. Dudu,
kendine daha yakın hissetmek ve oğlunun eşini gelinden ziyade kızı gibi
görebilmek için ve aradaki “bana teyze dediler” resmiyetini kaldırıp, farkı
hissetmek için istiyor. Haklıymış gibi görünse de zamanı geldiğinde söyleneceğinden
kuşkum yok. Gül tarafından bakarsak da, başka bir kadına anne demek, sevdiğin
adam, eşim dediğin erkeğin annesine anne diyebilmek. Çok da basit durum değil.
Sonuçta tek annesi vardı. Zaman böyle durumlarda en iyi ilaçtır…
Dudu: Kremalı bisküvit var mı?
Gül: Dudu teyze, pankek var.
Dudu: Oğlum, duydun mu bana yine ne dedi?
Cemal: Bi dk, az susun da Celal'e yardımedipdurun
İlaç, hastalık dendi mi Dudu out, Celal in. Çocuk işe yeni
başlamışken ne çekti. Kaynak yaparken gözlük takmaması çakır gözlerini
kızarttı. Geçici hastalığa abisinden bir de
yardım geldi. Hem yakışıklı, hem usta, hem hamarat, hem de hekim gibi
abin olduğu için şanslısın Celal. Acıyı dindirme amaçlı patates dilimlerini
gözlerine koyarak, yengesinin de gözlüklerini takarak cool hasta oldu. Celal’e
iki güzel destek de Hilal ve Ayten’den geldi. Hava alması için eşlik ederek
gezmeye çıkardılar. Gül’ü kıskandırmak için Kamuran’a spor araba alan Kaan,
başına ne işler açtığını bilse hayattan istifa eder. Dolaşma esnasında gençleri
yakalayan Kaumran, arabayla gezdireyim diyerek arabayı yıkatmaya gelinceye
kadar iyiydi. Oysa açık arabayı açık şekilde sadece Kamuran’ın yıkatabileceğini
düşünmemişler. Olmamış o bu kız Yusuf Baba, olmamış.
Bak hiç annesi ile Nurten’den feyz almamış ki. Onlar cin
mübarek. Hemen aşerme davasına pankek tarifini istediler. Gül kız yer mi yemez
bu numaraları. Oysa Dudu iyi niyetli kadını, bilse al tarifim senindir dicek.
Ahhh ahh inanma böylelere. Bunun geçmişi var, Yusuf Baba’nın Hüsnü ile
görüşmesi var. Ne de güzel söyledi Hüsnü’m. Kıssadan hisse. Kendi işinle uğraş,
rızkın gelir ayağına. Dalavereye ne gerek var, şu üç günlük dünyada.
"Koş kız, ocağın altını açık unutuvermişim"By Niyazi
Bu kısa ömürü Sultan Ana da düşünmüş olcak ki, eğlenmeye
devam gari diyiverdi. GülCemal bahçesini daha güzelleştirip sazlı sözlü eğlence
yapıldı. Aşklar tazelendi, mesajlar alındı. Hep mum ile oturmak nereye kadar,
senin güneş enerjin oluncaya kadar. Yemekler yenilip, yatma vaktine yaklaşırken
bomba patladı. Sıddık yine sıfır, otur. Gündüz evini öğrenen Kaan, akşam Sıddık uyurken Nina ve kaplumbağa prensi
alarak GülCemal evine götürdü. İlla Cemal’e baba dedirtmenin peşinde. İşte tam
bu sırada Niyazi yetişti. Yeni baba Niyazi hayırlı olsun, mis gibi büyümüş
evlat. Nihal ile de evlen, formu bozulmasın, ohh mis.
Haftaya dükkan açılışları, hasta bakışları var. Çocuğun
kimden olduğu, kaplumbağa çanta modası mevcut. Sazıyla, sözüyle, çapkınlığıyla
Mansur türküleri, Deli Hikmet maceraları var. Yalanla , dolanla, sudan sebeple #buaşkbitemez
… Güzel haftalar.