Her seçim bir kaybediştir aslında...

Adım adım sezon finaline yürüdüğümüz Paramparça, temposu yüksek bir bölüm ile karşımızdaydı. Bilindiği üzere 25.bölümün sonunda Rahmi’nin Hazal aracılığı ile Gülseren’e kurduğu kumpas başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Yaşanan bu olay sonrası Hazal, çektiği vicdan azabıyla her şeyi anlatmış sinirlerine hakim olamayan Gülseren de kızına tokat atmıştı. Ancak daha sonra gerçekler ortaya çıkınca Hazal’a kol kanat gerip onu affetmişti. Duydukları karşısında deliye dönen Cihan da soluğu babasının yanında almış ancak Rahmi kalp krizi geçirmişti.

Planları suya düşen Rahmi

26.bölüm Rahmi’nin hastaneye götürülmesi ile başladı. Doktor, durumunun o kadar da kötü olmadığını yine de her ihtimale karşı stent takıldığını söyledi.


Bu günleri de görecek miydik? :)

Rahmi hastanedeyken Hazal da Gülseren’in evine geldi. Annesinin onu affetmesi ve ne olursa olsun sahip çıkması Hazal’ın daha fazla pişmanlık duymasına neden oldu. Teselli ise hiç beklemediği birinden geldi. Cansu, Hazal’ın neden o kadar üzgün olduğunu anlayamasa da onunla konuşup yardımcı olmaya çalıştı. Bu yaklaşımı sayesinde belki de ilk defa Hazal gardını düşürdü. Cansu'ya Gülseren’e çok benzediğini, onun gibi iyi kalpli olduğunu söyledi.


Sahip çıkan Dilara sarılışı

Rahmi’nin son yaptığı Cihan’nın babası ile tüm bağlarını koparmasına sebep oldu. Ailesinden de uzak durması için Hazal’ın tüm gerçekleri Dilara ve Ozan’a anlatmasını istedi. Duydukları karşısında neye uğradığını şaşıran Dilara ile Rahmi’nin yüzleşmesi çok sert oldu. Rahmi eteğindeki taşları bir bir döktü. Söyledikleri doğru bile olsa yaptıklarının yanlış olduğu gerçeğini değiştirmez. Yalnız Dilara’nın yaşadıklarının hep yanlış akıl hocalarından kaynaklandığını düşünürdüm. O yüzden de Candan ile arkadaşlığının bozulmasına sevinmiştim. Şimdi Rahmi ile de arası bozulduğuna göre iyice yalnız kaldı. Bu arada Alper’in DNA testi için Dilara’nın diş fırçasını alması da yeni hikayelerin kapısını aralayacak gibi duruyor. Bu bölüm Dilara’nın annesi ile konuşması ve Alper’in açacağı davada düşünülürse eğer Dilara’nın anne ve ablasının hayatımıza dahil olması yakındır. Yalnız Dilara’nın annesi ile hayatında hiçbir sorun yokmuş gibi konuşması çok dikkatimi çekti. Sonuçta Gürpınarlar çok göz önünde bulunan ve sürekli magazin basınında yer alan bir aile. Neredeyse tüm Türkiye Cihan’ın Dilara’ya boşanma davası açtığını öğrendi. Yurt dışında olmalarına rağmen Dilara’nın ailesi hiç mi olup biteni takip etmiyor. Nasıl bu kadar habersiz olabiliyorlar anlam veremedim.


Deniz'in yaşadıkları hangimizi üzmedi ki...

25.bölüm yorumumda Cihan’ın aslında geçmiş yüzünden Rahmi’ye kızgın olduğunu yazmıştım. Sonunda babası ile olan bu anlaşmazlığın nedeni bu bölüm ortaya çıktı. Rahmi kumar borcu yüzünden öz kızını hiç istemediği bir adamla evlendirmiş. Kızı Deniz bu duruma dayanamamış ve intihar etmiş. Cihan için kardeşinin ölümü hiç atlatamadığı bir travma olarak kalmış. Engel olamadığı içinde hep kendini suçlamış. Belki de bu yüzden kızlarına bu kadar bağlı ve korumacı. Özellikle de Cansu’yu kaybetmek istememesinin altında bu sebebin yattığını düşünüyorum. 

En son mezarın başında bırakmıştık ne oldu sonra?

Rahmi oğlunun söyledikleri karşısında ilk defa kendini suçlu hissetti ve kızının mezarının başına gitti.


Candan gibi düşman evlerden ırak...


Dost kazığı dedikleri bu oluyormuş. - Dilara ve Cihan

Haftalardır beklediğimiz mahkeme günü nihayet gelip çatmıştı. İlk dava olduğu için Yıldırım ve Cihan duruşmayı çok ciddiye almamışlardı. Ancak hiç beklemedikleri bir şey vardı. Candan bu davayı kaybetmeye hiç niyetli değildi. Savunmasını çok iyi hazırlamıştı. Diziyi bugüne kadar hiç izlememiş biri bile sadece mahkeme sahnesini “Candan-Yıldırım kapışmasını” izleyerek ilk bölümden son bölüme olan tüm olayları öğrenebilir.


Manzara güzel :)


Daha kavuşamadılar bile ama ayrıldık diye üzülüyorlar.

Davanın beklediklerinden daha çetin geçeceğini anlayan Yıldırım, Dilara ve Cihan’ın önüne tek bir seçenek koydu. En başa dönecekler. Yani Cihan boşanma davasını geri çekip Cansu ile beraber yalıya dönecek, Hazal’da Gülseren’in yanına taşınacak. Zorunlu oldukları bu dönüş Gülseren için çok yıkıcı olsa da durumu kabul etti hatta Cihan’a bu konuda destek oldu. Bu zorunlu ayrılık kızları da psikolojik olarak derinden etkiledi. Cansu, Gülseren’den ayrılmamak için çok dil döktü ama sonunda başka çaresi olmadığını anladı.


Bu sahnede sonuna kadar Hazal'ın arkasındayım...

Hazal ise bugüne kadar yaşadığı korkuyu ilk defa bu kadar yüksek sesle dile getirdi. Geldiği günden beri geri gönderilme korkusu yaşıyordu ve sonunda bu gerçek oldu. Öz anne ve babasının onu sevmediğini, istemediğini onların gözünde asıl kızlarının Cansu olduğunu söyleyip durdu.

Şimdi yine Cihan’ı zorlu günler bekliyor…

Hangisi daha zor, aşkından vazgeçmek mi? Kızından vazgeçmek mi? Ya da kızlarının arasında seçim yapmak zorunda kalmak mı?

Siz olsaydınız ne yapardınız?

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER