Bölümlerimiz hızla
tükenirken herkes aklında aynı soruyla izliyor sanırım diziyi. Acaba finalde ne
olacak! Haydi, kabul edelim bölümü değil de finali düşünüyoruz izlerken, bugün
olanlar bizi finale nasıl taşır bağlantı kurmaya çalışıyoruz. Turgut'un Feride'yi
kaçırması, Mahir'in Belgin'i ihbar etmesi bunların finale ne gibi katkısı
olacak hep beraber göreceğiz. Tadında bir bölüm bitti ve ufaktan bir çözülme
başladı kötüler cephesinde sonunda. Ben bugün bölümü oldukça beğendim aslına
bakarsanız. Aksiyonu bol, mini "Hesap Vakti 1" gibiydi, korkuyorum ama
bunun ikinci ve hatta üçüncü versiyonları çıkabilir.
Geçen
hafta adalet için yaşadığım hayal kırıklığını bir kenara bırakıp, sadece
bölümün tadını çıkarmak için ekran başına geçtim. Bölüm gayet güzel kurgulanmıştı.
Mehmet Saim'in ölümü ve cenazesi, Mahir'in Turgut'un parmak izi dosyası için
Belgin'e yardımı, Turgut'un Feride'yi kaçırması, Orhan'ın Necdet'i polise
teslim etmesi derken 112. bölüm de geride kaldı. Hızlı, bir o kadar da ilginç
bir bölüm oldu. Bölüm etiketi #tuzak olunca kimin kime tuzak kuracağını
düşündük durduk bölüm öncesinde. Meğer bir değil birden fazla tuzak varmış
bölüm içinde.
Turgut: Yüzüğünden yansıyan ışık gözümü alıyor Feride, lütfen çeker misin onu önümden!
En büyük tuzağı Karadayı'nın
en kurnaz kişisi olan Turgut kurmuş. Ama Turgut'un da bilmediği bir şey var
daha çok korkmalı Mahir'den şu anda! Artık bir değil iki kişi için endişe
ediyor! Turgut, parmak izi dosyanın bir şekilde Mahir'in eline geçeceğinden
emin olduğundan Mahir ve Feride'nin peşine takılan adamlar sayesinde adım adım
izletip, anında haberlere vâkıf oldu. Mahir'in elinden ona ait bir şeyi almanın
kolay olmayacağını bilince de işini sağlama aldı ve Feride'yi kaçırdı. İlk
hesaplaşma burada başladı. Ne yalan söyleyeyim Feride'ye hastalıklı bir aşk
besleyen Turgut'un, Mahir ile Feride'nin evlendiklerini anlayınca verdiği
tepkiler fazla uçuk geldi bana gene. Feride'nin Turgut karşındaki dik ve sakin
tavrı ise kesinlikle şahaneydi. Feride'nin Turgut'a bakışı hep aynıydı, hiç
değişmedi. Buna rağmen "bir umut" yeniden aşkını haykırdı. Aynı
Belgin gibi!
Belgin: Mahirrr yetiş!
Mahir: Şunu bir kurtarayım da daha Feride var sırada. Ne zor şeymiş süper kahraman olmak!
Benim o çok istediğim Belgin
ve Mahir'in hesaplaşması ufak da olsa oldu sayılır. Mahir bir nebze olsa
içindekileri Belgin'e döktü. Belgin durur mu tüm iyi niyetini tekrar etti yine!
Zor da olsa Mahir ile sınıra kadar geldi, dosyanın yerini söylemeden son bir
deneme ile Mahir'i ikna turuna çıktı. Önce ilanı aşk, sonra biraz özgürlükten
dem vurdu, baktı olmuyor dosyanın yerini söyleyip sınırı geçti! Tuzak tam
burada devreye giriyor. Mahir üç sezondur ilk defa birine söz verip, tuttuktan
sonra satışa getirdi. Mahir'in yaptığı ilk resmi satış kayıtlara
"Belgin" diye geçince ufaktan bir korkmaya başladım. Aslına
bakarsanız bu gece Belgin'in kurduğu "alacağını alamadı mı kıyamaz dediğin
kıyar sana" cümlesinden sonra hafiften bir ürktüm. Belgin aşk için "gitti,
gidiyor, gidecek" derken hem âşık hem de sevdiği ama yüz bulamadığı adam
tarafından satışa geldi. Arabada sessiz sedasız ağlayan hali ve yapacaklarının
sınırı korkuttu beni. Belgin bu, bir intikam çıkar mı tam buradan ne dersiniz?
Yalnız bana göre gecenin en ilginç kareleri Belgin ve Turgut'un Mahir ile
Feride'nin evlendiklerini anlayıp "kaybettim" dercesine yüzüklere
acılı bakışıydı.
Gelelim üçüncü hesap
vaktine. Ayten Orhan ile işbirliği içine girip Necdet'i fena faka bastırdı.
Yalnız bu hesaplaşmanın ucu korkarım iki kardeşin hesaplaşması ile biter.
Necdet, ne Orhan ne de Ayten'e bilendi, tek derdi içi yana yana abisine silah
çeken Osman oldu. Bir günahsız daha gider mi? Gitmesin ne olur Osman'ın da çok
alacağı var bu hayattan.
Mahir: Sen gelme sevdam! Belgin'i sadece kurtarır gibi yapacağım ama seni kesin kurtaracağım.
Böylesi
aksiyon dolu olunca bölüm Mahir ile Feride sahneleri de az oldu. Mahir'in çekim
gücünü, heybetini bilmeyen yoktur elbette her türlü görünür. Ama Mahir'in
yüzünü bile görmeyenlerin, o dosya ile nereye gideceğini bilmeden elleriyle
koymuş gibi "sen Mahir misin?" deyip bulması da bence gecenin en "çok"
tesadüf anıydı. Mezarlıkta içi gide gide uzaktan öylece sevdiğini izleyen,
acısına ortak olamayan Mahir'in endişeli hali çok iyi işlenmişti. Feride'nin o
acısına rağmen Belgin'i kıskanması ise bir başka güzel ayrıntıydı bu gece.
Feride kaybettikçe Mahir daha çok sarılır oldu sevdiğine, sardı, sarmaladı
yaralarını. Alından öpme rekoru da bence 112. bölüme ait. Haftalardır bizlerin
söylediği cümleyi en sonunda Feride'nin ağzından duyduk. Kimsesiz kaldığını
düşünen Feride'ye Mahir'in yaklaşımı, sahip çıkma şekli şahaneydi. (Gerçi artık
bir abisi var, yalnız değil.)
Mahir: Öpüşmeyi sizden öğrenecek değiliz ama burası da mezarlık yani.
Mahir böyle umutlu oldukça
daha umutlanıyorum ben mutluluk adına. Onlar kocaman bir aile oldular şimdiden
yüreklerindeki sevdayla. Bir de buna çocuklar eklenince ne güzel bir aile
olurlar kim bilir. Her ne kadar bu rüyaya ve sözlere inanmak istesem bile kaçak
birinin verdiği sözler yakalanana kadar sürer diyorum. Sırada özgürce sarılma
vakti geliyor olsun bu sevdalılara.
İşte bu yüzden birinin adı Mehmet Saim, birininki Nazif Baba...
Mehmet
Saim kötüydü hatta baba olarak bile kötüden öte biriydi. Öldü, gitti artık
eyvallah. Biz niye bu adam bu kadar kötüydü hala bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz.
Tüm soru işaretlerini kafamızda bırakıp gitti. Hep iki farklı baba profili
izledik Karadayı’da. Biri damat adayını sevmediği için öldürmekten sakınmayan,
kızının bebeği aldırması adına baskı yapan bir babaydı. Diğeri ise doğacak
bebeğin babası kim olursa olsun büyütecek olanın ona şekil vereceğini düşünen
Nazif Baba. Nazif Baba çok büyük bir insan, öyle bir insanın evladı olmak
İlknur için büyük şans kesinlikle. Seyis'e kızgınlığına rağmen İlknur'un
bebeğini doğurmak istediğini iyi bilen bir baba olarak bebeğin aldırılmasına
izin vermedi.
Hikâyemizde
ilk tuzağı kuranın Turgut olması, finalde de Turgut ile biteceğine işaret
sanırım. Beyefendi'nin ölümü ile adalet fikrimiz mecburen değişse bile suç tek
kişinin üstüne kaldı. Adaleti Turgut'un (belki birazcık da Necdet'in) üzerinden
arayacağız ve bekleyeceğiz artık. Turgut'un bir şekilde parmak izleri sayesinde
yeniden yargılanması bize neler getirecek şimdilik bilmiyoruz. Asıl merak
ettiğim Mahir'e bir faydası olacak mı, bunları hep beraber izleyip göreceğiz.
Final için fikir soran arkadaşlar adına şunu demeden geçemeyeceğim; mutluluk ne
kadar çok gecikirse final ile gelecek "mutluluk" fikrim bir o kadar
artıyor. Bakalım zaman bize neler gösterecek?