Haftalardır sürüncemede bırakılan Ertan konusu öyle ilginç bir şekilde açıklandı ki hani gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Yine de ben bu durumun bir sonuca bağlanmasından memnunum, gerçi hala bizimkileri kimin tehdit ettiğini bilmiyoruz ama olsun. Ancak benim merak ettiğim başka bir şey var. Acaba düğün gecesinde yaşananları en başından beri bu şekilde mi kurmuşlardı, yoksa olay gereğinden fazla dallanıp budaklanınca sonradan fikir mi değiştirdiler? En azından çekimlerin yeni yapıldığını Mustafa'nın elindeki sargıları gizlemeye çalışmalarından anlayabiliyoruz.. Kim bilir belki günün birinde öğreniriz..
Fazla değil, yarı beline kadar girersen üşümezsin..
"Ertan olayı bundan sonra bir daha açılmamak üzere kapandı!"
Meğer Derin Şevket ve Orhan, Ertan diye Selin'in iticilik abidesi arkadaşını denize atmış. Bu ihtimal aklıma gelmiş miydi? Evet, Orhan'ın geçen bölüm ki hâl ve hareketlerinden sonra onun bir şeyler karıştıracağı belliydi zaten ama açıkçası konduramamıştım. Neden? Çünkü
Aşk Yeniden'e yakışan bence, kendini tekrar etmemesi ve klasik klişelerden kaçınmasıdır. Lâkin ne yazık ki gerçeklerin ortaya çıkıyor gibi olup bir türlü ortaya çıkmaması durumu son birkaç bölümdür çok fazla yaşanmaya başladı..

Hangimiz sevdiğimiz insanı uyurken saatlerce izlemedik ki?
"Ben Fatih Şekercizade.."
O kadar uzun zamandır üzerine eğilerek Türk dizilerini takip ediyorum ki, hani abartmayayım diyorum ama izlediğim dizilerin toplam bölüm sayısı kesinlikle birkaç bini bulmuştur. İşte o kadar dizi içerisindeki oyunculardan, duygusal kırılmaları Buğra Gülsoy kadar güzel yansıtanına kaç kez denk gelmişimdir diye düşünüyorum, çok fazla cevap bulamıyorum..
Fatih'in bir an için Zeynep ve Selim'i kaybedebileceğini düşünmesi, bizlere muhteşem sahneler olarak geri döndü. 15 bölümdür ilk kez karşılaştığımız bu şahane anların benzerleri ileride de görürsek memnun olurum açıkçası. Zaten Buğra Gülsoy
Vural iken de bu tarz sahneler efsaneviydi
Güney iken de..

Bence Ayfer'i Kamil'e paslamak lazım! Boyu boyuna, posu..
"Bence her karı kendi ayağının üzerine dikilmeli!"
Bu Ayfer'in diyaloglarını kim yazıyorsa önünde saygıyla eğiliyorum, her hafta ayrı bir bomba çıkıyor resmen. O değil de Ayfer demiyor muydu "Şaziment elimde patladı!" "Bunu kime yamayacağız?" "Birine hayırlısıyla iteleseydik." falan diye yahu. Niye Cevat'ı kovaladı anlamadım. Mis gibi damat adayı işte. Tamam Ayfer'in kendine uygun gördükleri gibi 'Klark Çeken' karizmatik biri sayılmaz ama hiç yoktan iyidir.
Meryem de maşallah her konuştuğuna illa ki bi' laf sokacak..
"Hani şu Amerika'da karışan evlilik evraklarınız var ya.."
Kara Meryem Zeynep'in düzenini bozmamak ve onu üzmemek için gitmeye karar verdi. Şaşırdım mı? Evet.. Çünkü bugüne kadar ki akıştan böyle bir şey çıkacağına dair hiçbir ip ucu gelmemişti. Hatta ben bu evlilik evrakları meselesini Meryem'e özellikle duyurduklarını ve Meryem gerçekleri öğrenince oradan da bir takım problemler çıkacağını düşünmüştüm. Ha tabii bu problemler Fatih özelinde değildi yanlış anlaşılmasın, ben olayı deşip her şeyi öğrenir sonra da Ertan'ın gırtlağına basar falan sanıyordum ama hiçbir şey olmadı.
Meryem gerçekten gider mi? Emin değilim, ki giderse de 3-5 bölüm sonra döner diye düşünüyorum. Ancak eğer Meryem'in gerçeği bir süre daha açığa çıkmayacaksa gitmesi şu an için bence de doğru karar. Çünkü ne Meryem'in Zeynep'in annesi olduğu ortaya çıktı, ne de Meryem'in geçmişini öğrenebildik bugüne kadar.. Haliyle bu şartlarda değişme olmadan hikayede hizmet edebileceği bir şey kalmadı.
Haftaya bizimkileri Rize de görecekmişiz, bakalım bu sefer ne gibi aksilikler başlarına gelecek. Bi' zombi hikayesi olmasa da yine bir takım ilginçlikler karşımıza çıkabilir gibi geliyor bana. Yoksa siz sessiz sakin bir şekilde gidip gelebileceklerini mi düşünmüştünüz?
Valandil..