Burada iyilik ve kötülük yok. Burada rahipler ve
zalimler yok. Burada yalnızca kan ve et var. Kemiklerine sızan korkular, büyük
bir ailenin gerçekleşebilmesine dair umutlar ve bin yıl yetecek kadar büyük bir
tutku var. Mikaelson ailesi ve New Orleans sezonu kapadı. Bizim aklımızda ise binlerce
açık kapı ve cevapsız soru bırakarak...
Always and forever...
The Originals tüm gösterileri gibi bu büyük final
gecesinin altından da başarıyla kalktı. Benim bölümden beklentilerimin büyük
çoğunluğu gerçekleşti diyebilirim. Öfke vardı, mizah vardı, sarışın tatlı
Rebekah'mız Claire Holt vardı. Onu bir bölüm de olsa görmek hepimizi
keyiflendirdi, biliyorum. Kalıcı olmayacağını bildiğim halde ne çok istedim
''Bloody Hell'' deyip asıl bedeninde kalmasını. Fakat o artık Eva Sinclair'in
bedeninde ve bu değişikliği kabul etmek kaçınılmaz oldu.
Karanlık doğmaz, yaratılır.
Çanlar çaldı, kanlar döküldü ve bum! Dahlia is dead!
Hikayeyi öylesine ele geçirmişti ki bir an için üçüncü sezonda da aramızda
olacağını düşünmüştüm. Benim nazarımda eşsiz bir oyunculuk örneği izledik zira.
Claudia Black öyle doldurdu ki ekranları, Dahlia rolü için başka kim olabilirdi
sorusuna alternatif üretemiyordum artık. Ve kötü olmalıydı elbette. Kötülük?
Kime göreydi? Sebepleri, günahları ve hırslarıyla sezon finalinin tacını taktı.
Belki yeni sezonda yeniden karşılaşırız, kimbilir..
Bu defa senin yanında kalacağım kardeşim..
Esther'in gelişi ise adeta ilk dönemleri hatırlattı
bana. Mikaelsonlar biraradaydı. Kol hariç.. Esther çocuklarını öldürmek için o
kadar hevesliyken neden yumuşadı? Belki de onların hepsini aynı anda ölümün
kollarında gördüğü için.. Belki Hope'un onlar için bile bir umut ışığı
olabilecek kadar güzel bir varlık olduğunu anladığı için.. Belki de kardeşine
ettiği ihanet yüzlerce yıldan sonra canını gerçekten yaktığı için.. Sebebi ne
olursa olsun son derece epik bir ölüm sahnesi izledik. Sahiden de ölümün
kollarına yürüdü Esther ve kardeşini bu defa arkasında bırakmadı. Yalnızca bu
bölümde Esther'in bir parça geri planda kaldığını düşünüyorum. O kök söktüren
Esther'in yerinde yeller esiyor gibiydi.
Kol'un geri döneceğine dair söylentiler varlığını
korusa da fena kandırıldık bu defa. Dönecektir belki ama o bedenin Daniel Sharman olmayacağı kesin. Yine de Davina'nın
kızgınlığını anlamamız gerek. New Orleans'da Kol'un yasını tutan ve dönüşünü
planlayan tek kişi o. Gerçi Davina'nın çoğu zaman yanlış tarafta olduğu deneyimlerimizle sabit. Şimdi önüne geçilemez naiplik rütbesiyle birlikte azılı
düşmanımız Davina olabilir mi, bekleyip göreceğiz..
Bir melezle baş etmek? Güldürme beni.
Klaus'ın paranoyaklığı nihayet meyvesini topladı.
Öyle bir plandı ki bu, yapayalnız kalmayı göze alarak küllerinden doğdu bir kez
daha. Ölen sevgilisini geri getiren, sürüsünü koruyan, arkadaşlarını savunan
herkesi anlıyorsak Klaus gibi bir kralın kızı için neler yapabileceğini de
anlamalıyız. Tek sıkıntım Cami ile olan yakınlaşması.. Hayley'den tutun da
Caroline'a kadar birçok isim geçerken Cami ısrarı bende bir antipati doğuruyor.
Pembe panjurlu bir evde koltuğa uzanıp Cami tarafından terapi görmek mi
istiyorsun? Yo dostum yo, siz birbiriniz için yaratılmamışsınız... Ama Freya ile olan sahnesi hoşuma gitti
açıkçası. Freya'nın onlara bağlandığını anlamamak imkansız zaten. Hâl böyle olunca
artık biraz da olsa ona güvenmeye başlıyorum. Zira Freya da tıpkı Hope gibi bir
ilk doğan ve bu konuda Hope'a en çok yardım edecek kişilerden biri olabilir.
Sezon başlarken Hayley ve Klaus'un kızları için
savaşacaklarını biliyorduk elbette ama bu savaşın en çok da birbirlerine karşı
yaşanacağını tahmin etmemiştik. Hayley'nin evliliği, kızlarını kaçırması,
Klaus'un onu kurt formuna mahkum etmesi.. Kalbim daha fazlasını kaldırmıyor!
Klaus'un onu öldürmeyeceğini, bir hile ile kurtaracağını belirtmiştim
geçtiğimiz haftalarda ama kurt laneti de hiç hafif bir oyun olmadı sanki... Dizinin
senaristi ''Klaus ve Hayley neden bebekleri hakkında anlaşamıyorlar şeklindeki
tweetleriniz çocukluğum hakkında garip hissettiriyor'' demişti. Ben bu
açıklamadan sonra biraz olsun düşündüm ve anladım ki hayat tam olarak böyle bir
şey. Yine de onların tıpkı kızlarının doğumunda ya da ona yeniden
kavuştuklarında olduğu gibi birbirlerinin yanında oldukları günleri görmek
istiyorum. Bunun için Cami ve Jackson'un ölmesi gerekiyorsa, ben buna hazırım.
Ya siz?
Kardeşim bana karşı, kardeşim ve ben şeytana karşı..
Yıkım bu ailenin eksik olmayan parçalarından biri. Elijah'ın yaşadığı yıkım yeni bir şey değil. Bu ailede herkes bin yıldır birbirini seviyor ve birbiriyle savaşıyor. Birbirlerinin sevdiklerini öldürüp birkaç gün sonra da hayatlarına devam ediyorlar. Gia tıpkı Aiden gibi savaş kayıplarından biri oldu. Ama bunun Elijah için bir öfke tetiği olacağını sanmıyorum. O her daim olduğu gibi sonsuz sabrıyla Klaus'un arkasında duracaktır. Çünkü o Elijah.. Kontrolden örülü bir adam.
Beklenenlerin gelmemesine, acı kayıplar verilmesine
ve savaşın yanlış kişilerce sürdürülmesine rağmen gerçek bir The Originals
bölümü izlediğimiz için mutluyum. Daha çarpıcı bir son, beni aylarca meraktan
fıtık edeceği için böyle sakince bitirilmesi de daha güzel oldu.
Rebekah'nın kollarında masal dinleyen Hope'la
başlayıp Klaus'un kollarında masalın sonunu dinleyerek uyuyan Hope'la biten bir
sezon.. Ama her çocuk bilir ki, uykuya çabucak dalmamız masalın bittiği
anlamına gelmez...
Yeni sezonda görüşmek üzere. Güzel günler.