Gül kelimesi içinde birden çok anlam taşıyor. Kızının adı da
Gül olan –dikkat ederseniz gelin demiyorum; çünkü öyle görmüyor- Hüsnü Baba’ya
sevdamı biliyorsunuz. Hem kızlar babalarına âşıktır, değil mi? Hüsnü Baba rolü
ile Ahmet Mümtaz Taylan’ın giydiği karakter o kadar sahici ki, ismini sorana Hüsnü
Alkan diye cevap veriyorum. Sen bahçende dertli dururken eşin, kızın, oğlun
yanına gelmez mi? Hayat arkadaşın, can yoldaşın Dudu, elindekileri zor günler
için biriktirmedi mi? Hilâl’inden, Celal’inden hatıra diye kıymetli eşyalarını
almayan sen, içimize giren, ihale için
evden çıkarken eşinin duasını yanına alıp, cebindekine bin bereket katacağını
bilen sen… Mis kokulusun, gül kokulusun Hüsnü Baba…
Nedeni sorma, ihale için gelinine öncelik veren, kadınını
seven erkek, başarısını yanında taşır demek isteyen adamsın, Gül’e güvenin
sadece isim olduğunu hatırlatıp, başına bela açana yardım eli uzatmasını
söyleyensin. Karşıya geçip saatlerce bitmek bilmeyen sohbetler yapıp, hayattan
aldığın notları sevdikleriyle paylaşansın, gül kokulusun Hüsnü Baba… Biraz daha
devam edersem gözyaşları da ufaktan başlayacak.
"Soğan çok yakıyormuş" By Niyazi
Bu hafta gözyaşı olmazsa olmazımızdı. Niyazi, Nihal’den
haber alamadığı için yavuz siyasetçi kimliğini geriletti. İhale sonucu Alkan
Ailesi’ne gidemedi diye yelkenler yarıya indi, derken şans ile beraber moraller
yerine geldi. Banu gidecek parayı duyunca heyheylendi, şaşkınlıktan bayılması
extra zahmet. Kaan’ın Gül aşkı yerini Gül savaşına çevirdi. Kamuran bebek diye
sayıklarken kendini azmak sular altı yosun tutmuş mekanında buldu.
Yelpazeyi de biri tutsaydı gari
Dudu’ların çamaşır makinesi bozulunca soluğu eski yöntemle
buldular. Dudu rahat tabi, altında lastik serin sularda. Celal de hasta diye
pek iş yapmaz, ohhhh işler Nurtengillere kaldı. Sürpriz ihaleci Yusuf’lar çıkınca
paralar havada uçuştu, sonra da Kaan da buluştu. Neyse ki diğer alan Alkan’ların
olacak da içimiz rahat edecek. Gelsin tatlılar, gitsin tuzlular…Sultan Ana'ya tattırırken kekleri, çikolataları, bana getirseydi, sesim çıkmazdı.
Esma ile Nurten’in, Dudu’ya gelini üzerinden laf
çarpıtmaları cevabını aldı, Dudu’yu da serin sulara yolladı. Eksik akıl Kamuran
kurtarıcı tim olarak atlayınca, yüzme bilmeyen kontenjanından kayıplara
karıştı.
Yakışıklı Cemal’in vücudunu annesi Akyaka’da bulunduğu sudan
çıkarken harcadı. Enfes saçını arkaya atışı, cezp edici bakışı, Hüsnü’nün
kafasındaki dumanları görmemize neden oldu. Celal’den gelen telefon hemen
toparlanıp Kamuran’ı bulmaları gerektiğini haykırdı. İhaleye girmiş, hatta
ultra zengin damattan yararlanmış olarak kazansa da mekanı Yusuf Baba, Hüsnü
yardıma uçar adımla giden adamdı. Jandarmanın araması ses getirmedi, o kadar
kalabalık alanda bile Celal’in bakışları sahneyi ne kadar yaşadığının
kanıtıydı. Ailesinin sakar, işe yaramaz, uslanmaz, sürekli bi yerlerden düşen
Kamuran’ının kaybı ölümü bile akla getirdi. Unuttukları lastik olmadığından çok
uzaklaşamayacağıydı.
İndi bu kızla evlenme zamanı
Beklenilen türkü zamanında, hem de misafirleri gelmişken,
Niyazi ağlarken Nihal’ine çıkıp gelen bizim delibaş Kamuran’dı. Kızlarının
yaşadığı haberi ile kendilerine gelen mutlu aile, bir süre Kamuran’ın
dediklerini yapabilir, tamam bir süre de yeterlidir.
Kırmızı karizmasıysa Cemal’in, başka renkler de yakışıyor,
hep aynı gömleği giymesi olmuyor. Zaten Kemal’in tweet esprilerine maruz
kaldık. Yalnız Kemal demişken bu aralar ikilisi Tarkan. Ticareti de hayatı da
Kemal’den öğrenmese iyi olacak da, hadi hayırlısı.
Gül ile Cemal, Sultan Ana’yı evlerine misafir etmeye ikna
ettikleri akşam yapılmayacaktı. Evlerine davet edip, evlerini bulamayan Alkan
çifti büyük şoku ile bir diğer haftayı beklemeye koyulduk. Muhtemelen diğer
mekanı işletmek üzere anlaşma sağlamaları Kaan kıskançlık damarlarını çıkardı
ve ispiyonlama silahına başvurdu. Bolca merak, oldukça samimiyet, neşe ve
kahkahaya davet… Neler mi yapıyoruz? Doya doya izleyeceğimiz, kulaklarımızın
pasının Mansur türküleri ile silineceği yeni bir haftayı beklemeye koyuluyoruz…
Sevgiler …