Dininizi ayağınıza göre uzatın!
Arya Stark Braavos’un Siyah- Beyaz evinde temizlikçiliğe başlamış, yerleri süpürüyor. Gerçekte istediği Jaqen H’ghar gibi yüz değiştirebilen adam olmak, başlangıçta bir nevi çırak olmak ona. Ama hala hiç kimse olmaya hazır değil, cevapsız soruların arasında kalmış, yeni kapıların ona açılabilmesi için geçmişinden tüm eşyalarından kurtulmak, yeni biri olmak zorunda. Sakladığı kılıcı hariç her şeyini denize atıyor, etek giyip kadına benziyor sonunda… Küçük bir kadın olmak kaderinde var Arya Stark oysa ejderha olsan ne hoşuma giderdin.

Arya’nın kılıcını denize atamaması insanların her şekilde geçmişine geri dönme kapısını açık bırakması içgüdüsünü yansıtıyor. Bir şekilde yeni yaratılan geleceğinde tutunamazsa gerisin geriye kolayca yönelmesini sağlayabilme umudunu koruyor toprağa gömdüğü kılıcıyla. Ya da ben ejderhayım ne anlarım ki bu işlerden diyerek, sadece anılarına, Stark adına ve ağabeyinin hediye ettiği kılıca sahip çıktığını söyleyebilirim. Sonuçta insanlar değer verdiklerini gömerler, sonra belirlenmiş olan gömü yerlerini canları istediklerinde ziyaret ederler, kimi dua okur kimi şarkı söyler. Siyah Beyaz hane ile birlikte yerel halkın dini inanışlarına da bir geçiş olduğunu ilk defa farkettim, şahsen ben insanların ejderhalara tapmalarını daha çok isterdim.
 
Günümüzün King’s Landing’ine kısa süreli bir uçuşum olmuştu hafta sonunda, insanların pek de taht kavgaları ve oyunlarla ilgilenmediklerini hayretle gözlemledim. Güzel havaların da etkisiyle millet kendini parklara bahçelere atmış gezdikçe geziyordu ferah ve geniş ortamlarda. Uykusuz gecelerimin daracık hazine odamdaki King’s Landing’indeyse halk kraliçe olacak Margaery’i iyice benimsemiş durumda. Tommen ile evlenme töreninde bunu iyice farkeden Cersei huzursuzluk içerisinde. Düğün gecesi kral ve kraliçeyi yatakta doğru pozisyonlarda göremiyoruz. Ne yazıkki aralarındaki yastık sohbeti sevişmelerinden uzun sürüyor ve konuşmalarda Margaery inceden inceden içine işleyerek Tommen’i annesinden soğutmaya başlıyor. Yeni kraliçe öyle etkili ki bu konuda, ertesi günün sabahı Tommen’in ilk işi annesine gidip onu Casterly Rock’a göndermeye çalışmak oluyor. Henüz ölen ağabeyi Joffrey gibi krallığa alışamadığı için sözlerinde emir yerine istekler var sadece. Çocukluğunun kehanetinin gerçekleştiğini gören düşünceler içersindeki Cersei kraliçe Margaery’ye haddini bildirmek için yanına gitse de kadının mekanından süklüm püklüm ve arkasından dalga geçilerek geri dönüyor.
 
Ama boşuna tilki dememişler, kimse demiyorsa da ben demiş oldum, Cersei’nin kafasında kimbilir ne planlar geziniyor ki küçük konseye ayağına gelip dini fanatikleri şikayet eden High Sept’i zindana tıkıp, fanatiklerin lideri Yüksek Serçeyi yeni High Sept tayin ediyor! Yavaş yavaş dini öğeler her şehirde halkın arasına yansımış durumda. Eski Baş Rahip, yani yedi inancının High Sept’i, Lord Baelish’in zevk evinde ibadet edeceği kızları seçmekteyken, yeni Baş Rahip çıplak ayakla yoksullara yiyecek dağıtıyor. Burada anlatılan tezatlıktan benim anladığım, ‘dininizi ayağınıza göre uzatın, yoksa uzayın kardeşim’, olmalı. Her ne kadar çıkarcı içten pazarlıklı insanlardan nefret ediyorsam da, içlerindeki bazı güzel insanların dönüp dolaşa bana tapmalarını istiyorum, öyle evire çevire birbirlerine tapmasınlar!
 
Winterfell hala işgal altında ve kuzeyde Ramsey Bolton insanların derisini yüzmeye devam ediyor. Moat Cailin’de babası Ramsey’e kuzeydeki hükümdarlıklarını devam ettirmelerinin zalimlikle değil güzellikle olabileceğini anlatıyor, tam ona uygun kızı bulmuş. Sansa Stark, Moat Cailin’in kapısında kaderine ve Lord Baelish’e isyan ediyor, ağabeyi Rob’u sırtından bıçaklayan adamın oğluyla evlenmek istemiyor ama çaresizce boyun eğiyor kaleye girerken. Ramsey ile Sansa’nın tanışmaları kaledeki bazı kadınların hoşuna gitmese de Bolton’un eski piçini çok memnun ediyor, yeni bir oyuncak ona mutlaka yeni heyecanlar verecektir, onun canını hiç yakmayacağına dair söz de veriyor Lord Baelish’e, bakalım ne kadar tutabilecek. Yalnız bu Sansa’da saçlarını koyuya boyatınca mı büyüdü, büyüyünce mi saçlarını boyadı, giysileri filan, yavaş yavaş ısındırmaya mı başladılar nedir? Sonuçta pek çok insanın gitgide daha çok hayal etmeye ve ısrarla beklemeye başladığı vuslatı yaşatacak gibi duruyorlar bu sezon içerisinde… Stark kızkardeşler gururla sunar!
 
Tepede Sansa ve Serçeparmak’ın kaleye girişlerini izleyen Lady Brienne ile Podrick arasında da bir yakınlaşma, yavaş yavaş birbirlerine alışma ve ısınma oluyor. Daha ne kadar ileri gidebilirler birbirlerine ısınmakta bilemiyorum, hatta bırakınız bunu görmeyi, aklıma dahi getirmeyi istemiyorum. Ateş başında birbirlerine geçmişlerini, çocukluklarını filan anlatırken ve benim gözlerim kapanmışken hangisinin hikayesi daha gereksiz bir türlü karar veremiyorum, ortada tek aklımda kalan ise Lady Brienne’in Renly’nin ölümünden ağabeyi Stannis’i sorumlu tuttuğu ve bir gün mutlaka öcünü alacağını söylemesi.
 
Diğer bir öç alma uzmanı Kuzeydeki Stannis ise Jon Snow’u kandırıp ailesinin öcünü alması için ona fırsat tanımak istiyor. Bir istese yanı başında Jon Stark olarak yer alacak ve 15 gün içerisinde adamlarıyla birlikte beraberce Winterfell’e harekete geçecekler. Jon bunu kesinlikle reddediyor, artık gece nöbetinin komutanı ve işi gücü duvarı korumak, ancak yanlarından ayrılırken ikna edici Dawos Seaworth’un konuşmaları Jon’un kafasının karışmasına sebep oluyor, koruma ve kollama yeminleri sadece duvarı değil belki de tüm Westeros’u, hatta tüm dünyayı kapsıyor. Yine de adaleti sağlamaya Duvardan, kara kale içerisinden başlamak gerek, ve uzun zamandır da önemli bir insan kellesi uçmamıştı Westeros’ta. Jon başta rakibi Alliser Thorne’a paye verip yücelterek onu bir nevi yanına çekiyor, sonra haddini bilmez Janos Slynt’in kafasını etkileyici bir biçimde keserek liderliğe adım atıyor.
 
Volantis şehri girişindeyse Tyrion bildiğin kadınsızlıktan kafayı yemek üzere, tekrar ettiği tek cümle arabadan çıkması gerektiği ve aklını kaybederse Daenerys Targaryen’in işine yaramayacağı. Halbuki bir bilse kadının ne hevesle üzerine atılıp şevkatle... Ehem neyse bu konuya sonra bakarız. Tyrion sonunda Varys’i ikna ederek Volantis sokaklarında gezinmeye başlıyor, kerhanelerde sevişeceği kadın bakınıyor, fakat kaderde onun kısmetine düşen, işemesini bitirene kadar onu sabırla bekleyip akabinde sepetine atan Jorah Mormont oluyor. Ben de Taoizm’den tek anladığım ‘Taocu sevişme ve seks’ adlı kitapçıkla başbaşa kalıyorum gecenin bir yarısı, yine uykusuz ve yine keyifsiz.
 
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER