Tam üç
haftalık uzun bir aranın ardından son düzlüğe çıktık. Tabi bu üç hafta The Vampire Diaries açısından pek sakin
geçmedi. Sezon ortası arasında Stefan karakterini canlandıran Paul Wesley’in
artık hikayede bir gelecek göremediğini ve ayrılmayı düşündüğünü öğrenmiştik.
Wesley
düşünedursun Elena karakterini canlandıran Nina Dobrev ayrılma kararını yeni
sözleşmeyi imzalamayarak açıkladı bile... Yetmedi Tyler karakterini canlandıran
Micael Trevino da diziden ayrıldı. Finale kadarki hikayeler sezon öncesinde
belirlendiği için muhtemelen sezon finalinde iki karaktere de veda edeceğiz.
Gidiyorsun.. bilmediğim uzaklara, bakarken ardından gitme kal diyemedim. Şimdi her şey anlamsız, yarım kalacak aşkımız....
Dizide çok
kişi geldi geçti de kemik kadro hep aynı kalmıştı. The Vampire Diaries, Jeremy’nin ardından Tyler
ayrılığını da kaldırabilirdi ama Nina Dobrev olmadan ne yapacaklarını inanın
meçhul. Bu, The Walking Dead’den Rick’in
ayrılmasından bile daha büyük bir kayıp. Fakat ayrılacak iki karakteri değil de
onlara hayat veren oyuncuları seven fanlar bu durumdan dolayı üzülmemeliler. Daha
büyük işlerin garantisini almadan asla ama asla böyle bir adım atmazlardı.
Önlerinde uzun bir gelecek var. Hadi hayırlısı...
Biraz da
bölümden bahsedelim. Açıkçası final anına kadar son derece sıkıcı bir bölümdü.
Bölümü güzelleştiren tek şey Enzo’nun hikayesiydi. Herşeyin İngiltere’de
başlaması beni çok şaşırttı doğrusu. Enzo yanılmıyorsam İtalyanların sık
kullandığı bir isim. Zaten tip olarak da İtalyanlara çok benziyor ama İngiltere’de
başlamayı uygun görmüşler.
Salvatore
kardeşlerin annesiyle beraber New York’a gelen o malum gemildelermiş. Geminilerin
yüzyıllık gazabından kurtulması ise tamamen şans işi olmuş. Enzo vampir olmuş
ama bir gemi dolusu cesetle baş başa kalmış. O andan beri de belli ki kendi
yolunu bulmuş. Tamam pek de başarılı olamamış bu konuda ama olsun. En azından
duygularını kapatmamayı seçmiş. Onu vampire dönüştüren kadına bu kadar
kızgınken karşı karşıya gelmemeleri imkansız. Enzo, Lilly kapışmasını heyecanla
bekleyeceğim.
Hazır
Anneden girdik konuya yine ondan devam edelim. Anlaşma belliydi. O, Stefan’ın
duygularını açmasını sağlayacak. Damon da 1903’de bıraktığı vampir ailesini
geri getirecekti. Tabi Damon’un planı bu değil. Manyaklar sürüsünü günümüze
getirmeye hiç niyeti yoktu ama darbe hiç ummadığı bir yerden geldi. Düşünsenize
150 yıl anne özlemi çek, sonra anneni bul ve o yüzüne bakıp “size olan sevgim
kayboldu” desin. Damon’un kalbi paramparça olmuştur. Fakat duygusallığa
ayıracak zamanı yoktu. Ekliptiği annesine verip, Stefan’ın duymaya ihtiyacı
olan şeyleri söyledi ve anlaşma yenilenmiş oldu.
Caroline ve
Stefan bölüm başından beri felaket asap bozucuydular. Gerçekten artık izlemeye
katlanmak mümkün değildi. Alaycı tavırlar, değersiz hayatlar, aşağılamalar
zoruna gidiyor insanın. Sonuçta bunu izleyen de bir insan. Hele eski
arkadaşları Tyler ve Matt ile o şekilde oynamaları artık bardağı taşırıyordu ki
Tyler’ın yaptığı gider vallahi içimi buz gibi soğuttu. O an Tyler gözümde bir
kahramana dönüştü. Keşke ayrılmasa bile dedim. Tamam sonunda Matt’i yaraladı
ama olsun. Benim içim ferahladı ya o bana yeter. Tyler’de tam 8 okka yürek var.
Boşuna her yapımda kurt adamların tarafını tutmuyorum. Bir kez daha yanılmadım.
En underrated iyi adam.
Stefan ve
Lily’nin karşılaşmasını daha abartılı bekliyordum. Hakikaten de Damon,
kardeşinin ciğerini biliyor. Stefan direnemedi bile. Böylelikle Damon hem Matt
ve Tyler’i kurtardı. Hem de Stefan’ı geri döndürmüş oldu. Tüm alkışlar Damon’a...
Caroline kaçmayı başarsa da Stefan bu hırsla onu en geç iki bölümde geri
döndürecektir.
Bölüm hemen
hemen hiç heyecan yaşatmazken bomba sonunda patladı. Nereden baksanız bir
sezonluk malzemeyi ortaya koydular. Kai’nin 1903 hapishanesinde kaldığını
öğrenince Jo çok rahatlamıştı. Fakat 1903’le ilgili babasından öğrendiği
şeylerden hiç memnun kalmadı.
Damon’un
annesi 1900’lerden önce Gemini meclisinden kovulan bir grup cadıyı itina ile
vampir yapmış. Hepsi de Kai kadar kötüymüş. Hepsi garip bir şekilde dönüşüp hem
vampir hem de cadı olmuşlar. Kısaca Campir diyoruz. Bu Campirler sadece başka
bir kaynaktan güç emdiklerinde büyü yapabiliyorlar ve aynı zamanda vampir oldukları için sınırsız bir güçleri var. Benzinle çalışan bir arabanın aynı zamanda çalıştığı
sürece benzin üretmesi gibi bir şey.
100 yıl önce
Geminilerden intikam almak için geliyorlarmış ama Geminiler önce davranmış.
Tekrar geri dönerlerse hem Geminilerin hem de daha pek çok şeyin sonu olabilir.
Zaten Geminilerin sonu olsun lütfen. Ben böyle sorunlu, böyle manyak bir
topluluk görmedim. Şimdiden Elena’yı unutan oldu mu? Ne yalan söyleyeyim ben
bir an kendimi kaptırdım vallahi.. Campir işi heyecanlandırdı doğrusu. Yakında Mystic Falls'a bir Campir şok göreceğiz. Vampirler ve Campirler meydan muhaberesi dahi olabilir. İşte seyre değer bir kapışma... Hadi bakalım haftaya daha çok
detay alırız.