Geldi, geliyor, gelecek derken nihayet korkunç
teyzemiz Dahlia ile tanıştık. Onun korkunç bakışları ve her şeye muktedir olan
süper güçleri gözümüzü korkuttu elbette. Masallarda anlatılan cadılar kadar,
belki de daha fazla tehlikeli bu kadın. Ama Hope için durum farklı. Onun
masalında Klaus gibi korkusuz bir şövalye var!
Klaus Freya'ya güvenmemekte kararlı. Benim de bir
yanım hala onunla ilgili endişe duyuyor. Gerçekten istediği şey ne? Neden
iyilik yapmakta bu kadar kararlı? Aslında olması gereken şeyler bunlar ama
Mikaelson ailesine bulaşan herkes gibi biz de şüphecilikten nasibimizi alıyoruz
işte. Klaus biraz yavaşlamalı artık. Freya'nın önerilerini dinleseydi o biricik
silah şansını kaybetmeyebilirlerdi. Freya'nın kendisi Dahlia'nın hamlelerini
tahmin edebilecek bir silah zaten. Onunla bin yıl geçirmiş. Klaus hiç değilse
bu silahı kolay kolay harcamamalı.
Sen kimleri mahvettin kara melek!
Dahlia gücünü genişletmeyi bilen bir kadın.
Baksanıza yardımcıları bile Klaus ve Mikael için ne kadar zorlu birer rakip
oldular. Kilise sahnesi sahiden de güzel işlenmişti. Dahlia bu tavrıyla kardeşi
Esther'e benziyor aslında. Nitekim Esther de insanları farklı canavarlara
dönüştürmeyi çok iyi bilirdi. Klaus ve Mikael'ın birlikte dövüşmesine ne
dersiniz? Bence çok renkliydi. Çünkü onlar gerçek birer canavar ama aynı zamanda
ikisi de cinayeti eğlencenin doruğuna çıkarabilen tipler. Bu ittifakın bir
müddet daha sürmesini umuyordum. Mikael'in ölümü vurucu oldu. Ama asıl vurucu
olan Klaus'un söylediği onca şey karşısında ''Bilmiyorum'' deyişiydi. Klaus
henüz bir vampir olmadan ve ihanet ortaya çıkmadan önce, Mikael sadece Klaus'un
babası olduğu zamanlarda bile nefret etmiş ondan. Peki neden? Freya'yı
kaybetmenin sancısı mı? Klaus'un annesi yüzünden oluşmuş bilinçsiz güçsüzlüğü
mü? Ne önemi var, Klaus artık aynı kişi değil. Yaptıkları da yapacaklarının
yanında devede kulak değil.

Beni neden sevmedin?
Aslında Klaus'un bu defa onu öldürmeyeceğini
düşündüm. Çünkü aralarında az da olsa birlik oluşmuştu, iyi ya da kötü.
Hislerini derine gömdüğünü sanıyor olsa da hislerine en çok yenilen kişi Klaus.
Sevgi isteği Mikael'la olan sahnelerde yüzeye çıktı sanki. Ona olan bakışları,
ses tonu..
İçim yandı bir bardak su verin!
Klaus'un bir babaya sahip olmasını ne çok isterdik
aslında. İçindeki yalnız ve ürkek çocuğa birinin el uzatmasını.. Oysa
duygusallığa vakit yok. Ne yapalım, Viking külü kolay bulunmuyor. Yaşlı cadımız
da Dahlia'nın mesajı olma uğruna heba oldu gitti. Güzel ve bağlayıcı bir final
sahnesi oldu. Klaus ve diğerleri bu mesajı nasıl değerlendirecek
kestiremiyorum.
Müzikten anlayan kaç kişi kaldık?
Yaşlı cadının ölmesinin en kötü yanı ise büyü
korumasına aldıkları evdeki büyü gücünün yok olması olacaktır. Aslında Hope'un
gücü keşfedilse ve kullanılabilse işlerin rengi değişir ama şimdilik ufukta
görünmüyor bu ihtimal. Artık her şey daha zor. Güvenli bir mekan kalmazsa
karanlık daha da içine çekebilir herkesi.
Jackson'ın kaçış planı ise bana göre tam bir
fiyaskoydu. Hayley anneliğin verdiği koruma içgüdüsüyle sarıldı bu plana. Ama
öte yanda bebeği ve yeğeni için savaşan onca insana büyük bir haksızlık değil
miydi bu? Amaç bebeğin korunmasıysa Klaus'un Jackson'dan daha doğru kararlar
aldığı kesin. Şehrin en güvenli noktasını bırakıp sıradan bir arabaya atlayıp
gitmek? Yoo dostum yoo. Siz haftasonu tatile çıkmıyorsunuz, bin yaşında korkunç
bir cadıdan kaçıyorsunuz. Biraz sağduyu ve mantık lütfen. Hayley'nin artık cici
aile modundan sıyrılıp Klaus'a yardımcı olmaya yönelmesi gerek. Yoksa bebeğine
en büyük zararı kendi dik başlılığıyla verecek.
Artık yüzünü ve gücünü gördük Dahlia. Bakalım senin
'gerçekten' en büyük zayıflığın neymiş? Bekleyip göreceğiz..
Güzel günler.