Hikmet Ar’ın 3 oğlundan en küçüğü Gazanfer, sonunda
evlenmeye karar vermişti. Geçen haftayı da hayatının aşkıyla karşılaştığı yerde
bitirmiştik. Bu haftaya açık ara farkla Gazanfer’in AŞK HAYATI damgasını vurdu.
İlk görüşte aşkın olduğunu bize kanıtladılar. Deli gibi sevmek, haylaz oğlanın
evlenebilmek için harıl harıl iş araması da cabası. Nasıl romantik oldu, nasıl
sürpriz dolu bir adam oldu Gazo? Nasıl da güzel hamarat bir kız buldu, tü tü
maşallah, Nazan’a nazar değmez inşallah…
Çiçekli koltuk hatırası
Saçıma ne yaptın Gazanfer?
Güneş ve Tarık çiftimiz bu hafta amcalarını evlendirme
aşamaları ile bir nevi kendi evlilik kademelerinin provasını yaptılar.
Geçtiğimiz hafta Şeniz’in yüzüğü ile bitirilen bölüm bu hafta konu hakkında
ufak ilerleme gösterdi. Malum bu hafta mavinin gücü adına Gazanfer’in aşkı
vardı. Evet mavi renk kullanılmış. Bize sonsuzluğu simgeleyen gökyüzünün,
rahatlığı hissettiren denizin rengi. Mavinin tüm tonlarını ama Şeniz’in, ama
Tarık’ın, ama Gülay’ın üzerinde gördük. Bize huzur verdi, güven verdi. Bol
kahkahayı zaten Esma Sultan’dan alıyoruz…
Esma Sultan, önce alışverişten eve dönerken meşhur
Zikri Amca ile karşılaştı. Nazan kız o kadar yardımsever insan olduğunu Zikri
Amca’yı karşıdan karşıya geçirip eve kadar getirmek ile gösterdi. Nazan, tam da
o sırada Zikri’ye bağıran Esma’nın öğrencisi çıkmaz mı? İşte bir kız
tarafı hikayesi daha … Ar Kadınları
kırmızı taraftaysa Esma Sultan da mavi tarafta. Zikri’nin asılmaları ve Esma’nın
tavırları o kadar güzel ilerleme kaydediyor ki ilk başlardaki Hiko&Gazo
ikilisi ile yarışır duruma geldi. Bir
dipnot girmek isterim ki, Esma’nın muhteşem kahkahası tüm stresini alıp
götürüyor, aynı gülme tonunu bir gün yakalayacağız eminim… -şunu okurken sizin
de aklınıza Esma’nın kahkahası gelip tebessüm etmiyor musunuz?-
Ahhhh eski güzel günler, neredesin muhteşem dörtlü
Gülay ile Can çifti karşılıklı terapi seansları ile
ilişkilerine devam ediyor. Yaşadığı kötü olayı henüz atlamayan Gülay’a sözde
Can’ımız Can yardım edecekti. Velhasıl Cücü’nün hastahane odasına vardıklarında
aslında hâlâ ablasının ölümünü kabul edemeyen Can gördük. Aslında biz izlerken
komedi görünümlü gerçek hayat hikâyesi izliyoruz. Kim kardeşini kaybettiğinde
hayatına bir şey olmamış gibi devam edebilir ki? Hangimiz aslında
sevdiklerimizi kaybettiğimizde unutuyoruz? Gerçekten bırakıyor muyuz onları
sevmeyi, yüzleri mi gidiyor hafızalardan? Zaman salt alışmayı öğretiyor,
aramayı ASLA!.....
Ben bunları yazarken kalbim tuhaf oluyorsa Can nasıl vahim
durumdaydı. Bu seans ona iyi gelmiştir. Gülay şimdilik daha iyi, daha mutlu. Kısacası
Can ihtiyaç duyulduğunda kesinlikle uzman doktor eşliğinde olunması gerektiğini
söyleyip uyguladı. Bu aralar okul mezuniyeti olup, ne giyeceği konusunda destek
alması, henüz mezun olamamış ihtimallerini de göz önüne alırsak toptan iyi
çözüm yarattı kendine ve iyi ki var Cücü …
Gülay cephesinde işler yolundayken, FaMir aşkı için aynı
şeyleri maalesef söyleyemeyeceğim. Bizim Ar Ailesi’nin soğuk kızı Miray geldi
geleli bi alem. Cidden kızıyorum. Ayol,
çocuk sana hasta. Koskoca Saraçlı Holding patronu, elinden topu alınan minik çocuk gibi ağladı. Anlam
veremediğim nokta da Fatih’in Holding’i varsa, Miray’ların da apartmanı,
pastahanesi ve yüzünü henüz görmediğimiz Sefer amcası var. Kıyamam, sarayı yok,
Holdin sahibesi değil diye mi ağlayışlar. O zaman otur daha çok ağla. Artık
Fatih tarafındayım, dışarda kal Miray. (Oysa Miray en sevdiğim isimlerdendir.)
Nazan'a oyum olumsuz
Ar Ailesi dışı seni yakar. Hakan, Aysel’in söylediği
gibi Pelin ile güzelce konuştu, evlenmesi ile ilgili olumlu mesajları da alınca
kutlamayı Fulden’e ait işletmede Aysel’e sarılarak yapmaya çalıştı. Buna YUH diyoruz.
Tam da Rıza Bakırcı gibi sen de güzel adam olabilir mi ki dediğim anda…
Yine daha önceden yaptığım tahminleri
yanıltmadığın için sağol yani… Eşini, patronun ile , onu da çalışanı ile…
Birkaç bölüm sonra başka kız girerse diziye herhalde Aysel’i
de onunla aldatırsın. Knaına nasıl işlediyse.. Sen nasıl bir adam oldun Hakan…
Bak Rıza Bakırcı. Ne kadar da cici kötü adam oldu, Aziz’den korkusuna adımlarına
dikkat ediyor; ama laf taşımaya dedikoduya tam gaz devam. Eeee buna da huylu
huyundan vazgeçmez demişler. Aziz ve huy demişken Şeniz’e yanık bakışları,
Şeniz’in ona karşı boş olmaması, elinden geleni desteği vermesi de ayrı güzel.
Tabi Fulden’in nikah şahitliğini yapacak olması ve Aziz’in basın ile ilgili
sorunu düşünmesinin gerekmediğini söylemesi de
Aziz ile evlenseydi dedirtiyor. Çok kibar, elit kadını tam da kararında
oynuyor olması Şeniz karakterini bize bir adım daha yakınlaştırıyor. İtiraf
ediyorum, ben Sefer’i ve Aziz ile geçmişlerini artık çok da merak etmiyorum.
Sanki onu öğrenirsem büyü bozulur gibi geliyor. Böyle çok da şıki çok da
gizemli olmuyor mu? Meraktan pür dikkat kesiliyorum, hadi öğrensinler diye kendimi
kemirip, dizi bitiminde; “Aman iyi oldu”demek hoşuma gidiyor.
Baya aksiyonlar olmuş, oysa ben Nazan & Gazanfer
aşkından doya doya bahsetmek istiyorum. O ilk aşk tutulmasının peşine, Esma
Hoca’sı ile tanıştırma anı, Esma’nın koruma içgüdüsü. Nazan , Esma’lardayken
Gazanfer’in sakarlığının Nazan sakarlığıyla birleşip evi batırma operasyonu ve
kız isteme durumu. Annesi işsizsin dedi, komiser sağolsun, karakolda çaycı
yaptı. Bu bölüm için işe alımını gördük; fakat haftaya ya çay idaresi müdürü,
ya karakola gelen tutuklu ile derin konuşmalarını bekliyorum, net. Heee iş
diyordum, işe girdi mi kız istenmeye gidilir. Güneş de aileye girmiş de amca
için kız bakmaya gelirmiş, gözden kaçmadı haberniz ola… Kız evi naz evi
dediler. Bu ev Esma evi olmuş. Yerini kız tarafında alan Esma Sultan teyze ve
dayı ile (Nazan’ın anne babası vefat etmiş) dünürlük yapmaya başladı. Laz
dayıyı sevdik, o da Esma’ya göz dikti. Tarık’ımızı evlendirelim derken, Esma
Annesi evlencek … Gözleriyle anlaşan çifte bir ömür mutluluk dileyecektik ki,
teyzesi yarın akşam sizdeyiz, isteklerimiz ile dedi…

Önce makyajımı yapayım, sonra yemek yaparım
Ar Ailesi telaşı görülmeye değerdi. Yemekler de Pelin’in
dahi parmağı vardı. Pastalar börekler de hazır olduğunu göre kız tarafı geldi.
O da ne? #benhallederim demek Nazan demekmiş… Kızımız bir iyi çıktı ki, diğer gelinler
üçlü ittifak kurdular.Çay isteyene,
pasta isteyene … Yetiş Nazan gelin vardı. Hiko da küçük oğlum, afacan
Gazanferrrrrr diyordu da baksana yeni gelin hamarat-ul Naz-an olunca yaktı
bütün seneleri… Mukadder’e yemeği öğrettim mi demedi, Şeniz zaten arada gelir
mi, Güneş’ten bir çöp görmediğini de
ekleyip gelinleri MUTFAK KISMI na gönderdi. Gazanfer’in haklı gururu, istek
listesinin haksız uzunluğu karşısında kırıldı.
Nazan Ar olmasına ramak kala akşam bitişe geçerken Şeniz eve
doğru yol aldı, işte tam bu sırada gerçeklerin peşinde olduğumuzu gösterme
fırsatıydı. Tarık sordu, Şeniz kaçtı ya da kaçamadı. Hepsi gelecek haftaya 41. Maşallah
bölümümüze kaldı. Tıpkı her bölüm daha güzel hangi müzik olur dediğimiz gibi ...
Mukadder’in oğlu Engin eve geldiğinde otlu omleti masaya koyduğu sahne bu
bölümün en beğendiğim yeri oldu. Sahi, bir ara annem ve kardeşim mutfaktalar
ve ben odamdaymışım hissini verdi. İşte bu yüzden kocaman aileyiz, koskocaman
nazar boncuğumuzu da haftaya alıyoruz…
Sevgiler güzellikler …