Bu aşkı ikiye bölsek sana eyvah düşer bana eyvallah
Her fırtına kendinden önceki sessizlikle belli olur derler. Her hafta finalde hikayeyi pimi çekilmiş bomba gibi elimize bırakan Kara Ekmek'te bunu pek göremesek te bundan öncekiler sadece fragmandı asıl hikaye şimdi başlıyor diyen bir bölümle ekrandaydı bu hafta. .


Bu adamı bir ben ciddiye alamadım galiba

Yeşilçam tesadüfleri iş başında..

Açılış sahneleri biraz hatta baya zorlama sahnelermiş gibi geldi bana. Çetin ve Asiye'nin ayrı ayrı çıkması ikisinin de kendi telefonlarından tehdit mesajları bırakması bir de üstüne Çetin'in(nasıl olduğunu anlamadığım) şişeyi elinde parçalaması elindeki kanı gömleğe sürmesi gibi. 5 yaşındaki çocuk bile bunların ilerde delil olarak kullanılabileciğini tahmin edebilir herhalde. Neyse bunları görmezden geliyorum ve tatlı sahnelere geçiyorum.Nesrin Hanım kırk yılın başı kedi olalı bir fare yakaladı ve her zaman ki patavatsız tavırları sayesinde ateşle barut her an alev alabilecek yakınlığa ulaştılar. Aynı odada kalmaya başlayan AsÇet maceraları daha da şirinleşmeye başladı ve ilk rount başladı. 

Taraflar: Asiye Çetin konu: horlama. 

İlk rount başarıyla atlatılınca sıradaki dert-keder-gam sıraya dizildi bizimkilerle yüz göz olmak için. Polis baskınıyla karakola alınan Asiye'nin nişanlımı göreceğim haykırışları ne kadar oyun da olsa Çetin'in de deyişiyle ilerleme var bu kızda. Ağır ama derin adımlarla yakınlaşıyor Çetin'e. Her ne kadar 'tipinin gideri var ama karakterinin ederi yok' dese de her yokuşta yanında Çetin var ve O da buna alıştı o kadar ki her belada gözleri Çetin'i arıyor. Ama herşey bu kadar da iyi gitmemeliydi. Herkese karşı ağız birliği yapan muhteşem ikili kapalı kapılar ardında birbir çözülmeye, birbirlerini suçlamaya başladı. Hatta bu iş biraz ileriye gidip rest çekmeye kadar geldi. Araya buzullar girdi derken  Hale'nin hamileliğini öğrenen Asiye'nin verdiği daha doğrusu vermediği tepki AsÇet vuslatını daha ileri bir tarihe çekmedi mi sizce de? Ben daha sert bir tepki beklerdim Asiye'den. Ama bu hali onun vazgeçmişliğinin ilk belirtileri belki de.. 

Bu da AsÇet fanlarına gelsin

Ben Belenoğlu.. Semra Belenoğlu.

Bizim tonton anneanne günden güne şaşırtmaya devam ediyor. O bu bölüm şizofrenlikle-psikopatlık arasında gidip geldikçe benim de balatalar yandı. Kadının içinden seri katil çıktı arkadaş. Ayna karşısında kendi kendine konuştuğu andan belliydi zaten bir haller olduğu biz de tek işi yalıda tur atmak olan 'Bu şirketi ben kurdum size yedirmem, ve Serseri Çetin nerde?! dışında başka repliği olmayan Ahmet Bey'den anladık bir hastalığı olduğunu..Ordan da birşey çıkacak hayırlısı.. Geçen hafta öğrendikleriyle yetinemeyen Semra kaynana beklediği her kapının ardından başka bir sır öğrenmeye devam etti ve bu sefer de çocuğun Çetin'den olmadığını öğrendi. Sahi ne kadar kolay bu yalıda sırları öğrenmek. Çok üst düzey bir entrikayı bile kapı arkasında 5 saniye bekleyerek öğrenebiliyorsun. Öğrendikleriyle hemen harekete geçen terminatör kaynana hemen maşasına haber verdi ve ikinci cinayet için kollarını sıvadı. Tek bıçak darbesiyle ölen Seda olayını ne kadar ciddiye alamadıysam bu macerayı da gram heyecan olmadan izledim. Sonunda Çetin'in geleceğini bilmeyen yoktu herhalde. İlk denemede başaramayan Semra Hanım kusursuz(!) planına Ayşe'yi de alet ederek Asiye'yi kaçırttı. Bu işten de sıyrılacağını bildiğimiz AsÇet'in bakalım başına daha ne haller gelecek. İzleyip Görelim.



Bugün bir Semra Belenoğlu sinsi suikastlar planlayıp aynı zamanda hiç bir şey olmamış gibi aile goy goyu da yapabilir 

Sen bu hale nasıl geldin Hale?

İtiraf ediyorum bunu yapmasam uyuyamazdım. Geçen haftaki yorumlarda bahsetmiştim Hale, bu yaptıklarıyla kendine zarar verecek diye ve o da beni haksız çıkarmayarak son model arabasıyla son gaz asfalt yollarını eskitti. O hızın sonu kazaydı bu çok belliydi ve öyle de oldu. Boşanma olayının muallakta kalması gerekiyordu ve sebep bu oldu. Hale zaten üstten üstten baktığı etrafındaki insanlara taktığı boyunluk yüzünden daha da üstten bakmaya başladı. Bu kadar yüksekten uçuşun bedeli ağır olur ama o hala Taylan da Taylan. Yazar ekibine sesleniyorum duyun sesimi. Taylan-Mine ve Hale kliniğe yatsın biz de onları sadece Asiye ile Çetin ziyaret edince görelim olamaz mı yani? Neyse tamam susuyorum. Hale günden güne akıllanmaya ve oyunu kurallarına göre oynamaya başladı öyle ki hamilelik bombasını finale kadar sakladı. Gerçekten hamile mi bilmiyorum ama yüksek ihtimal doğruyu söylüyor yoksa avını yakalamış kaplan gibi rahat rahat takılamazdı bölüm boyunca.Son düdüğe kadar topu ayağında oynatıp son dakikada atağa kalkan Hale'nin 10 numara golünü beğenmeyen yoktu herhalde.


Ne şehittir ne gazi, b.k yoluna gitti Niyazi.


0011 Pervin Karısı(!)

Bölümün diğer dedektifi ise Pervin'di. Ayşe'ye ilik veren kişinin peşine düştü. Ayşe demişken küçük çocuğu değiştiren yapıma sonsuz teşekkürler burdan. Sesimi duymuş olacaklar ki yeni çocuğun ilk sahnesinden hikayesine inanmaya ve acımaya başladım. Çok tatlı çocuk yolu açık olsun.. Pervin kendi küçük dünyasında sürekli bir entrika peşinde. Ordan olmazsa burdan olur mantığıyla yürüttüğü entrikalarına tam gaz devam. Bu seferde Naylonculuktan usta başılığına terfi eden Salim'in karısı olarak bütün insiyatiflerini kullanıp mahalle kadınlarından rüşvet almaya başladı. Hikayede nefes alan sahnelere can veren Gülçin Santırcıoğlu'na saygılar :) O sahnelerde gerçekten çok eğleniyorum. İncir çekirdeğini doldurmayan dertleri öyle önemsiyor ve bizi de o kadar güzel ikna ediyor ki ben keyifle izliyorum. Ranini'nin deyişiyle 'Ayağına taş değmesin.' Bu hafta ki iyilik kotasını da Ayşe'ye 'iyileş de ip oynayalım' diyerek doldurdu zaten. İnsanlık için küçük Pervin karısı için büyük bir adım bu! Kayıt defterine geçsin.


Ne? Herkesin hayatı yoluna girerken bana yine gam keder mi yazmışlar!!


Teneke de neler oluyor? 

Hakikaten neler oluyor orda yahu? Ali ilk defa kendine bir sığınak bulmuşçasına atölye işleriyle uğraşıyor, Nayloncu Salim usta başı oldu, Ayşe'ye ilik bulundu. Ama olmaz ki böyle. Bize dert keder gam gözyaşı lazım. Acilen takviye etmeniz dileğiyle. Neyse ki Her zaman ki 'ağlayan çocuk çiko' gibi takılan Mine bizi şaşırtmadı ve yine efkardan efkara sürüklendi. Ablanı arayıp 'Taylan sana kaldı mutlu musun?' demek tabi ki de yapılacak en mantıklı şeydi Mine'cim haklısın.Ayşe'ye ilik verilmiş, ablanı polisler almış sana ne ki!



Haftanın replikleri: Çetin: Artık sende fırtına kopsa bende yaprak oynamaz. 
Asiye: Canım sen o özgüvenin altını biraz kıs!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER