Karagül'de
geçtiğimiz hafta yani 76. bölüm sonunda öyle gümbür gümbür bir fragman izlemiştik ki,
bu akşam özetin bitmesini beklerken kendimi doğumhane kapısında eşinin doğumunu
bekleyen adamlara benzettim. Kadıncağız içeride bir tane doğurur, sen dışarıda
dokuz doğurursun ya, o hesap işte!
Karagül'ün
77. bölümü ise daha ziyade bir tanıtım evresiydi. Kenan'ı tanımaya başladık (Ebru'nun
rüyalarındaki gizemli adamı olduğunu mesela), Kenan'ın konaktaki ahaliyi
tanıdığını anladık. Az biraz da elinin kolunun nerelere uzanabileceğini
kavradık diyelim. Ama esas patlama Ebru'nun Kendal'ın gırtlağına yapıştığı an
oldu hepimiz için. Kendal'ın tepkisi ise inandırıcılıktan bir parça uzaktı bana
göre. Çünkü Kendal gibi psikopat bir adam, herkesin içinde yakasına yapışan
sosyete gülüne ''Bak gadınsın diye duruyim'' demez. Aksine kadın olduğu için
tepkisi daha da vahşice olur. Tam da bunları düşündüğüm saniyede beni
yanıltmadı ve sertçe savurdu Ebru'yu. Ebru bu defa değişmeye kararlı.
''Çocuklarıma dokunmayacaktın'' diyor ama bunu anlaması için çocuklarını
sürükleyerek evden kovmasına kadar gelmeli miydik be Ebrucan? Yangınlar,
kaçırılmalar, kopan kıyametler yine çocuklarını ordan oraya savurmadı mı başından
beri? Yine de son damla diye düşünmek lazım galiba bunu. Herkes bir biçimde
nasibini alıyor Kendal'ın gazabından ama saflar gittikçe sıklaşıyor Kendal,
benden uyarması...
Ada'nın
atarlı hallerine hasret kaldık. Zira öyle şeyler yaşadı ki onun atarları
olanlar karşısında pofuduk yastıklar gibi yumuşacık kaldı. Serdar'a destek bile
çıkamıyor. Bu konuda haksız. Çünkü Serdar onun için gereken mücadeleyi verdi
diye düşünüyorum. Maya ise Emre ile giderek daha da yakınlaşıyor. Ebru iyi ki
anlattı her şeyi. Ne de güzel bir kardeş sahnesi oldu böylece. Her şey yoluna
girerse Ada, Maya, Serdar ve Emre dörtlüsünü bir okey masasında görmek isterim,
oraletler benden!
Aşkta
yüzü gülen sadece Maya mı? Melek de mağara benzeri bir yerde saklanan Sabri'ye
sıcacık yemekler pişiriyor. Ferahla yenirse soğan ekmek, neyime gerek baklava
börek düsturundan hareketle ben bu aşkı da destekliyorum. Sanırım aşkın olduğu
her konuyu destekliyorum. Çünkü Sabri'nin de dediği gibi ''Ona bakmak denmez,
düşmek denir...'' Yalnız Melek'in aşırdığı kıymaları Emine'ye çaktırmaması
şart!
Kendal
psikopatlıkta çığır açtı, bir dünya markası oldu adeta! Kafanı gözünü kırdırıp
iftira atmak nedir be?! Oğuz komutan haksızlıklar girdabına düştü bir kere,
çıkarabilene aşk olsun. Serdar ve Deniz'e ilk destek olması gerekenler ise Ada
ve Maya olmalıydı ama mümkün olmadı. Oysa ki Oğuz onlar için yapmamış mıydı her
şeyi? Her daim onlara destek olmamış mıydı? Narin ve Ebru dostluğu ise sahalarda
görmek istediğimiz türden hareketlerdi. Ne güzel de kenetlendiler, tek yumruk
oldular! Narin'in başından beri iyi kalpli fakat kandırılmaya fazlaca müsait
olduğunu söylemiştim. Sahiden de artık gözü açıldı, geri dönüşü yok!
Elbette
asıl mutluluğumu sona saklıyorum. Kenan, ah o Kenan! Nasıl da ağır ağır ve
kendinden emin biçimde hem Karagül'e hem de konağa girişini yaptı öyle!
Kendal'ın dilinden konuşmayı seçti,ne ala! Kendal paranın sesini duyunca yüzü
gülen bir adam. İlk zamanlar Ebru'yu dolandırmaya çalışmıştı, hatırlarsınız.
Kenan'a da aynılarını uygulayabilmeyi umuyor. Başaramazsa da Murat ve Fırat
gibi ortadan kaldırır canım, ne olacak! Kendal bu, ölüm onun elinde çocuk
oyuncağı! Fakat bu kez tarih tekerrür etmeyecek. Kenan anasına anılarındaki
konağı alacak kadar hayırlı ve düşünceli bir evlat olduğu kadar, düşmanlarını
yere sermekte stratejik adımlarla ilerlemeyi bilecek kadar da zeki bir adam.
Ebru'da yemeğe katılarak savaş borusunu üfledi bile! O ilk bakışma ne güzeldi
öyle... Su gibi pürüzsüz güzelliğini giyinerek teşrif etti. Karagül'ün genel
tavrı bir bölüm olaylar ve durumları ekme, diğer bölümde onları biçme şeklinde
ilerliyor malumunuz. Gelecek bölümde hasatın hareketli geçmesini ve bu defa acı
çekme sırasının Kendal'a geçmesini yürekten diliyorum. Bir de Baran konusu
hepimizin gönlünde ortak yara fakat şimdilik o cephede sular durgun. Gerisini
birlikte göreceğiz.
Güzel
günler.