Her hafta AKSİYON dediğimizde KAHKAHA vardı; ancak bu hafta
resmen yaşadık. Hop oturduk, hop kalktık. Dizi başladığında oturduğum koltuk
ile dizi bittiğinde bulunduğum mekan arasından tren geçerdi. Gülay’ı kim
kaçırdı? Diye diye sabahlarız dedim. Aklımızda birileri var, tahminlerimiz
oluyor. Bunlara eyvallah da, SAPLANTI bambaşka bir buluşmaydı.
"Ben buldum, ben buldum" By Güneş
Önce bir flashback yapalım, Hakan ile buluşmak üzere aşağıya
inen Gülay’ın kayıp olduğu yine Hakan tarafından öğrenildi. Telefonuna
bakmazsan meraklar sürer gider. Gülay’ı, Can da arayıp ulaşamayınca sırayla tüm
apartman öğrendi; fakat en yaşlı birey Hikmet ile en genç üye Pelin’den bi süre
sakladılar. Tülay, ilk hedef olarak Hakan’ı gördü. Düşüncesi dahilinde üzerine
gitti; fakat anladı ki o değil. Engin, ailesine kavuşma sevincini önce Miray’ın
şehir dışına çıkması ve şimdi Gülay’ın kaybolmasıyla doğru dürüst yaşayamadı.
Kayıplar ve kazançlar o kadar çapraz hattaydı ki, nereye dönse bir problem…
Rıza’nın peşine gidip kaçırılma konusunda olumsuz haber alınca, rotayı polise
çevirdi ve dümeni Cücü & Güneş muhteşem ajan kuzenlere bıraktı.
FaMir’in Fatih’i , aklına ilk Ümit’i
getirdi, nitekim gidilen çizgiler, bulunan veriler bunu kanıtladı. Canımız
Can, buna ihtimal vermemişti, oysa ne zaman ki dedektif kuzenler puzzle parçalarını
birleştirip son delil olan resmi gösterdi, hehhhh işte eski kankasının HATIRA
saatini tanıdı Can.
Heyecan dorukta, ritm tutulmaktaydı. Bu taraftaki koşuşturmalar ne denli hareketli ve yoğun ise
Gülay’ın penceresinde zaman işlemiyor gibiydi. Ümit’i basit mi görmüştü? Kolay
lokma gibi mi gelmişti? Bir çırpıda hayatından attığını mı sanmıştı. İntikamı
soğuk yemek isteyen Ümit, bazı
ipuçlarını bırakmıştı ve gizli sandığı yerin aslında Can’ın bulmasını
istiyordu, başta Fatih ve Can’ı atlatmış gibi dursa da avlarını bekliyordu
kulübede. Ümit bir kızı çok sevmişti, evlenmeyi düşünüyordu. En yakın
arkadaşına ballandıra ballandıra anlatmıştı ve o kız ansızın gitmişti elinden.
Geçen aradan sonra kankasıyla sevgili olduğunu öğrenmek ağrına gitmiş olsa da,
geçen zaman unutturmasa da en zor olandır saplanmak. İçinde büyütmek, sevdiğini
kaybetmek yaptırmıyordu bunu, kötü gülüşlerinin nedeni : “Ya benimsin, ya
kimsenin” felsefesi olmamalıydı. Zeki olduğu, Gülay’ın üzerini giyinip makası
yanına aldığından belliydi, ocağı açık bırakıp, çakmakla olması ve birlikte
veda etme düşüncesi tüm tezlerini doğrular nitelikteydi.

Tamam Güneş tamam, istediğin oyuncağı alcam
Can ile Fatih’in önce gelmesi, Engin ile Güneş’in patlama
anına şahit olmasını bir rüya olarak kabul etmek istiyoruz. Kimse istemez
değil mi KARDEŞİM duygusunu yaşayamadan
onu kaybetmek, ki kardeş demek her şey demek…
Ayyy iç baymıyorum canım, aksiyon dolu kovalamaların analizi
sadece. Ki bana kalırsa bu haftaki ağır dram-aksiyon sahneleri, önümüzdeki
haftalarda atacağımız kahkahalara işaret. Tabi oyunculuklar o kadar şahane ki o
drama yerlerini ağır çekim izlemek istiyorsun. Mukadder, nasıl annesin sen eli
öpülesi kadın. O verdiğin doğallığın enerjisi, o gözyaşlarının her damlası
evimizde yaşıyor.
Ezberimi yine unuttum
Şeniz Ar. Kötü, zengin yenge. Belki çocuğu yok diye
kıskançlıktan deliye dönen kadın. Bir o kadar da yeğeni için Aziz’in yanına
giden vefalı kişi. Ve o bakışlar, nasıldır ki hala aşık, hala sevdalı. Kafalar
Aysel (Fulden’in işletmesindeki garson kız) konusunda karıştı o kadar. Yoksa dolu dolu Şeniz sahneleri geliyor, eee seviyoruz şekerim büyüklerin aşkını da.
Ve akşamın bombaları patlıyor şimdi. Gazanfer’in rüyası o
kadar gerçekti ki uyandığında EVLENMEK istediğini annesine haykırdı. Koşun ahali, bir
düğün mü bekler bizi... Gülay’ın kaybolmasını hani iki üyemiz bilmeyecekti ya…
Bunları oyalamak Esma Sultan ile Gazo Reis’e kaldı veeeee planları işlemek hiç
de düşündükleri gibi olmadı. Pastanede olan Esma ile Pelin, Gazanfer’in PAT
diye söylediği lunapark macerasında buldu kendini. Atlı karıncalar, çarpışan
otolar ile herkesi çocukluğuna götürdükleri yetmezmiş gibi yaşadıkları korku
dolu anlar ile de neşe kattılar. Çünkü hem
dönme dolap vazgeçilmezimizdir hem de yükseklik korkumuz.
Pelin’in bereleri yine favoriler arasında yerini alırken,
aniden teyzoşunun kaybolmasını öğrenmesi (offf Hakan offfff) ve bayılması
olmadı. Küçük çocuğa çok yüklenildi, bunları kaldırması zor olacak, bedelini
ağır ödeyecek.
En kötü sıralamasında Ümit , hızlı bir atak yaparak Rıza’yı
geçti. Kötüyü en iyi oynayan karakterler hanesinde ise Rıza hala 1 numaradaki
yerini koruyor.
Aile olmanın, zor anlarda birbirine destek olmanın, varlığı
yokluğu ve bir bütünlüğü #kardeşolmak üzerine kurulu anlar olsun. Sevgiler …