Heyecanla
beklediğim konu olan ‘Ayşegül – Poyraz aşkının Bahri Baba ile imtihanı’ bu
hafta itibariyle başladı. Geçen bölüm sonu Sadreddin’in küçük bir çocuk gibi,
kendi pisliğini örtmek için, babasına kardeşini ispiyonlamasıyla başlayan süreç
önümüzdeki günlerde daha da alevlenecek. Bu yüzden bu hafta Poyraz Karayel’de işler patlamadan evvel
bir geçiş bölümü – ne demekse artık- izledik. Ama işin ilginç yanı 11. bölüm,
içinde bin bir bombası olan nice Poyraz
Karayel bölümünden daha çok sürükledi, bizi içine çekti.
Resim 1: Yalan
tiki
Daha önce,
bölüm sonu birisi bir şeyi öğrenmiş gibi gösterip öbür bölüm başında ‘aslında
öyle değilmiş’ aldatmacasını hiç sevmediğimi yazmıştım. Ama 11. bölüm başında
olanlar aldatmaca değil, ‘çevir kazı yanmasın’ durumuydu, çok da hoştu. Neden
mi? Çünkü Bahri’nin Ayşegül – Poyraz birlikteliğini öğrenmesi salt
Saddrettin’in ispiyonlaması ile olmamalıydı, bu bir. İkincisi Ayşegül’ün kazı
tamamen çevirebildiğini söyleyemeyiz, Bahri Baba’nın Ayşegül’ün yalan
söylediğini anlaması çok iyi bir detaydı. (bkz. Resim1) Üçüncüsü ise ‘öğrendi
mi öğrenecek mi’ merakımız sönmeden, konu çok tatlı bir şekilde bir bölüm daha
atlatılmış oldu, zaman kazanıldı.
“Aslanım,
donat masayı!”
Ayşegül ve
Poyraz’ın, Sema’yı da alet ederek, çevirdikleri piyese Bahri Baba inanmadı. Poyraz’ın
ağzından laf alma timi olarak göreve çıkan Sefer ve Zülfikar ise eli boş
dönmedi, Poyraz’ın icat etmiş olduğu ‘İmkânsız Aşk Algoritması’nı öğrenmiş
oldular. Sefer’in aşkının imkânsızlığını yüzdelere vurduklarında sonuç pek de
iç açıcı olmasa da yüzde iki buçukluk ihtimal bile aşk adamı Sefer’i mutlu
etmeye yetti. İtalyan restoranındaki, ocakbaşı muhabbeti ‘dağa kaldırma’
şakasına kadar çok güzeldi. (Bu şaka ancak gerçekten kadınların dağa
kaldırılmadığı gezegenlerde alerji yapmaz)
Adaleti kim
kaybetmiş ki Sema bulsun
Ama her
şeyden önemlisi, bu sofrada 10 haftadır meraktan kıvrandığımız Sema’nın geçmiş
perdesi aralandı. Sema’nın savcı babası, o çocukken, gözleri önünde delik deşik
edilerek öldürülmüş ve Bahri Baba da Sema’yı o günden sonra evine almış,
evlatlarından ayırmamış. Buraya kadar Sema ve Umman ailesindeki pozisyonu
kafalarda yerli yerine oturdu. Ama gel gör ki Sema’nın babasının katili içerde
ve Sema onun arkasındaki adamı yıllardır araştırıyor. Maalesef ki Sema’nın
hayatını yerinden söküp bambaşka topraklara eken perde arkasındaki bu adam Bahri
Baba’dan başkası değil. Bunu görmemek için kör olmak gerek.
Pek de masum
değilmiş ha?
Hepimiz
nasıl da inanamadık, Bahri’nin böyle bir şey yapacağına değil mi? Çünkü Bahri
Baba için kafamızda sevecen, adaletli, güvenilir, bilge gibi kodlar bezeliyken
aslında O’nun mafya, katil olduğunu unuttuk. Sadece Bahri Baba’nın değil, Merhamet’te Sermet’in, Ezel’de Ramiz Dayı’nın ve on yılda Türk
televizyon ekranlarında sevdiğimiz nice iyi yürekli mafya babasının katil
olduğunu unuttuk. Belki de toplum psikolojimizde hukukun adaletine olan
inancımız derinden darbe aldığı için, kurgusal dünyada yasal olmayan güçlerin
adaletine sığınmak istedik. Bu yüzden de son on yılda televizyonda bir mafya
romantizmi yaşıyoruz. Ve bu dalganın henüz modası geçmedi. Bu yüzden Bahri
Baba’nın zihinlerimizde aklanması için Sema’nın savcı babasının bir şekilde
suçlu olabileceğini düşünüyorum. Ha ama suçsuzsa ve Bahri sadece kendisini
yakalamasın diye öldürdüyse ve bunun vicdan azabını bir ömür kendisine yaşatmak
için, Sema’yı yanına aldıysa ve o günden sonra hak etmediğini düşündüğü kimseyi
öldürmediyse de mafya romantizmimize zeval gelmez. Çünkü her mafyatik karakter
geçmişindeki büyük hatalardan büyük dersler çıkarmalıdır.
“İster öp
okşa, istersen öldür”
Ayşegül’den
bir akşam dahi ayrı kalamayan Poyraz’ın mükâfatının biber gazı olması Poyraz
için biraz yakıcı olsa da bizler için çok samimi bir sahne oldu. Ama en
başından beri süren ‘Baba öğrenirse biteriz’in mantığını ben hala kavrayamadım.
Sanırım bu konuda “Bahri Amca çok iyi birisi” diyen 8 yaşındaki Sinan kadar
safım. Mafya babasının kızının ömür boyu rahibe hayatı mı sürmesi gerekiyor
anlamadım, işin raconu nedir? Tamam, yalan söyleyerek büyük hata ettiler ama adam
kızı gerçekten seviyorsa, bunun neresi şehirden sürdürecek bir neden? Hem kızı
bilmediği bir adamla olacağına Baba için tanıdığı, güvendiği bir insanla olması
daha makul değil mi?
İşte ben
buna yakalanma derim!
Neyse artık
bu bölüm sonu kati bir şekilde Bahri Baba gerçekleri öğrendi. Hem de sadece Ayşegül
– Poyraz’ı değil, mutlu aile tablosunu bastı. Cidden basılma gibi bir basılmaydı!
Böylece haftalardır tahmin etmeye çalıştığımız Baba’nın bu aşka tepkisini sonunda
izleyebileceğiz.
12. Bölüm
fragmanında izlediğimiz Baba’nın Poyraz’ı şehirden sürme tepkisi, ilk etapta
Bahri Baba için ona yalan söylemenin bedeli olarak kabul edilebilir. Ama Bahri
Baba’nın Poyraz’ın aşkına ikna olduktan sonra bu işe hala taş koyması akla
mantığa sığmaz. Zaten bizim de izlemek istediğimiz Poyraz’ın Baba’ya kızına
olan aşkını ispat etmesi. Haftaya bunu doya doya izlemek umuduyla.