Karadayı Mahir’in
eski Mahir olabilme ihtimali ne güzel bir hayal. Eline o soğuk demiri almadan
önceki, Feride’yle bir gelecek hayal edebileceği haline… Umutlar, hayaller,
kalplerde kelebekler uçuşuyor ama ne yazık ki hepsi ateşe doğru.
Böyle güzel gülen insanlar hiç ağlatılmasa keşke...
Merak
ediyorum. Gittikçe azalan zamanımızda güzel günler görmeye vaktimiz olacak mı? Dizinin
ta başından beri ne düğün olabildi doğru düzgün ne bir doğum. Yalnızca Mahir ve
Feride’den bahsetmiyorum. Bütün gençlerin bahtı aynı bu medeni hal
durumlarında. Başlarına gelen onca kötülüğe rağmen yine en şanslı Mahir ve
Feride aslında. Hiç değilse onlar, kavuşamasalar da başından beri bir aşkı
paylaşmayı başarabildiler.
Aşktır,
sevdadır mevzusu dışındaki durumlar zaten kan ağlıyor. Misal adalet denen bir
şeyin varlığından bahsediliyor ama henüz gören duyan olmadı. Hatta şuan
kimsenin adalete inancı da kalmadı. Hâkimi de, polisi de, avukatı da, masumu
da, suçlusu da hepsi kendi işini kendi görmeye çalışıyor. İkinci çocuk kız
olursa adını Bahar değil de Adalet koysunlar da hiç değilse sembolik olarak görmüş
oluruz adaleti böylece.
Feride'ciğim çok mu rahatsın acabaÜstünde destan gibi adın yazan o kağıt masada öyle açık bırakılır mı? Evli değilsin yavrum sen. Yapma böyle.
İlk çocuk
daha fasulye kadar bile değilken ikinci çocuk diyorum ama bunlar hep yere
çakılırken bilincimi kaybedeyim de canım acımasın diye kendimi iyice yükseğe
çıkarmaya çalışmamdan kaynaklanıyor. Feride’nin yüzünde o mutluluğu gördüm ya ben
her şeye razıyım. Tabi, o gülüşün ne yapıp edip soldurulacağını bilmenin de
isyanı içerisindeyim aynı zamanda. Yani biliyoruz ki dananın kuyruğu bu
bölümlerde koptu kopacak ve bir şekilde Mahir bu bebeği öğrenemeyecek. Öğrenemeyecek
dediysem de hemen öğrenemeyecek. Tek bir temennim var bu konuda: Feride bu
haberi Mahir’e kendisi versin.
Gelin dediğin azıcık gülümser Songül'cüğüm. Bak Feride ablana.Biz şikâyet
ediyoruz ama Kara ailesi bu garip, hengâmeli hayata baya güzel uyum sağladı.
Mahir adam öldürme suçundan yeni beraat etti, İlknur kabadayılardan biriyle
kaçtı ama Nazif Baba, Songül’ün nikâhını illa da kıyalım diye tutturuyor.
Hayır, kız zaten istemiyor orayı geçtim ama o kadar şeyin arasında nikâhın
sırası mı? Hem o arada gelinliği kim aldı, bu çocuklar nerede oturacak,
Yasin’in anası babası yok mu? Sorularına da bir cevap bulamadık. Yani demek istediğim:
bu düğünün olmasının da olmamasının da bize ne gibi bir marjinal faydası oldu?
Ayten: Feride müjdemi isterim hamilesin! He bir de benim plağım çıktı.
Üzülerek söylüyorum
ki; çok az bir zamanımız kaldı. Aklımızda bir sürü soru var ama hiç cevap yok. İç
bükey masa kabadayıları tamamen tasfiye edildi. Buna eyvallah. Turgut sazı
eline aldı hatta kafiyeyi de verdi. Buna da tamam. Hani o bulamadığımız adalet
falan belki bundan sonra yavaş yavaş kendini gösterecek. Mesela Mahir eski
Mahir olmayı hala düşünüyor ama yanına aldığı Osman okuluna geri dönebilecek
mi? Yasin centilmence çekilerek Osman’a yol verdi. Bu durumda Osman bir fedai
olarak mı Songül’le olacak yoksa hukuk okuyan sınıf arkadaşı olarak mı? Suna ve
Yasin ilişkisi sinyali veriliyor. Bu keşmekeşin içinde bunu başarabilecekler mi
yoksa Suna fal kâğıtları okumaya devam mı edecek? Sosyetik abi ölse bile Ayten
sanat hayatına devam edebilecek mi?
Son bir şey
daha söyleyeceğim. Sosyetik abinin sorduğu sorunun cevabı bir(1). Bunu da biri
Mehmet Saim’e söylesin. Öyle kolay ölemez o. Onun daha çekecek çok çilesi var.