Artık
demir almak günü gelirken zamandan,
Finale
doğru giden bir dizi kalkar bu limandan,
Hiç
izleyicisi yokmuş gibi sessizce alır yol,
Sallanmaz
o gidişte ne reyting, ne de bir kol.
Finale
doğru giderken Ulan İstanbul’u
yorumlamak nasıl anlatsam… Hem zor, hem de kolay. Zorluğu sevgimizden. Ayrılmak
zor olacak. Kolaylığı ise giderayak çektikleri güzel bölümlerden. Ulan İstanbul, dijital platforma
geçtiğinden bu yana o kadar keyifli, o kadar özgürdü ki… Neyse ya, daha zamanımız
var. Şimdiden ne sizi ne de kendimi darlamayayım. Önümüze, bölümümüze bakalım.
Kısaca
bir hatırlayacak olursak 36.bölüm muradımıza ermiştik. Karlos ve Yaren’in
duduşları birleşmiş, hepimiz güzel bir “Sonunda!!!” çekmiştik. Artık o nasıl
bir öpüşmeyse elektrik tesisatından yangın çıkardı. “Ooo, yandı buralar!” diye
diye sonunda yangın çıktı. Yalnız çıkan yangının ardından dükkândan sonra Nevizadeler
evlerinde de oldu. Yangının aşktan çıkmadığını aslında hepimiz bal gibi
biliyoruz işte! Firuz, Firuz, Firuz! Nevizadeler’e yatacak yeriniz yok, deyip
durdu sanki kendisinin çok var! Ampul bu, yanar patlar. Her şeyin bir ömrü var.
Bir gün dünyanın bile sonu gelecek. Vakti gelince ampul mü patlamayacak? Senin
de ampulün patlayacak Firuz, sen daha dur!
Bizler, Nevizadeler'in kırık kalpleriyiz.
Bizler, Nevizadeler'in acıklı geçmişleriyiz.
Bizler, Nevizadelerin kaçış planıyız.
Bizler, Nevizadeler'in intikamıyız!
Velhasıl,
Nevizadeler’in lügatinde yılmak yok. Dükkânsız da kalsalar, evsiz de olsalar
Firuz’u bitirmek için evlilik yemini etmiş gibi iyi günde kötü günde,
hastalıkta sağlıkta operasyona koyuldular.
Firuz’un
finansörü Adem Simit’i paketleyip Dubai’ye yollayan Nevizadeler’in hedefinde bu
sefer medya işlerini yürüten Jülide Sarı vardı. Ceyhun, zaten kadın ile ilgili
gerekli araştırmayı yapmıştı. İş, sadece harekete geçmeye bakardı.
Yazık
yahu, kadıncağız Londra'ya gitmek üzere Firuz'un yanında ayrıldı, başına gelmeyen kalmadı.
İlk
önce bindiği taksi kaza yaptı.
Kazadan
sonra bayıldı. (Bayıldı?!)
Uçağa
nasıl getirildiği anlayama çalıştı. (Tabi ki hophopçuluk.)
Jülide uçağa nasıl bindim, nasıl indim derken türbülansa girmesin mi? Eyvah, uçak düşüyor! Hepsi
adeta bir film, bir dizi seti tadındaydı. Jülide’nin itirafı hariç. Ah şu ölüm korkusu, sen nelere kadirsin! Kadın, kendi
ağzıyla çıkarları için yalan haber yapan, katilleri, suçluları aklayan bir
şantajcı-montajcı olduğunu itiraf etti. Zaten takside giderken televizyondaki
kadının da dekoltesini çok bulmuştu. Kimdi ki o kadın acaba? He, tamam,
hatırladım: Gözde Kansu.
Jülide’nin
itirafı gelmeden önce Nevizadeler’in de itirafları da bombaydı. Özellikle Ferdi ve
Ceyhun’unkiler. Hugo’da Tolga Abi’ye küfür edeni bulduk, sınavlara
sınavları mod-medyan ile çözen, soruları çalan, memurluk sınavında yerine adam
sokanı da.
Sanırım
bu tezgâh şimdiye kadar en çok güldüğüm tezgâhtı.
Fight Club subliminallerine kadar düşünülmüş, mükemmel bir iş. Kusursuz
tezgâhlar listeme bir numaradan girdi. Yangın, tek porsiyon yiyecekler detayları dâhil.
Onlarda - Bizde Yalnız
Fight Club’ın bir de kuralları vardı.
Hadi o da benden olsun. Buyurun:
Nevizade
Tezgâhı’nın ilk kuralı: Nevizade Tezgâhı hakkında konuşmamaktır.
Nevizade Tezgâhı’nın ikinci kuralı: Kimseyle Nevizade Tezgâhı hakkında
konuşmamaktır.
Nevizade Tezgâhı’nın üçüncü kuralı: Nevizadeler’den biri dur derse ya da başına
bir şey gelirse tezgâh bir süreliğine sona erer.
Dördüncü kural: Her tezgâhta sadece bir kişi hedef alınır.
Beşinci kural: Tezgâhlar teker teker yapılır.
Altıncı
kural: Kılık, kıyafet, goygoy serbest.
Yedinci kural: Tezgâh gerektiği kadar sürer.
Sekizinci ve son kural: Eğer bu Nevizade Tezgahı’na ilk düşüşünüzse sizi Allah
affetsin.
Görüntüler gerçek ama ses
montaj.
Sonuç
olarak Firuz’in klasik çete yapılanmasının gazeteci ayağı, Yaren’in deyimiyle
mortingen straze oldu. Yalnız Firuz, Julide’ye bu itirafı yaptıranı buldurmak
için başta Esra olmak üzere tüm emniyeti harekete geçiriyordu en son. Yav he
canım he.
Esra
demişken, Ceyhun’un yokluğunda bu kızcağız bir arpa boyu bile yol alamamış.
Yazıııık! Nevizadeler’i takip ettirmiş ama elindeki fotoğraflardan iş çıkmadı. Dizi
setinde alnın teriyle çalışan FerDer’den, sokaklarda sesiyle ekmeğinin peşinde
olan KarYar’dan, ellerinin hamuruyla pizza açan Bahadır ve Tuncer’den ne iş
çıkabilirdi ki.
Ceyhun’un
durumu ise kontrolden çıktı çıkıyor, benden demesi. Meğerse Şehriban her şeyi
biliyormuş ya la! Nevizadeler’in yanan evi için Esra’dan yardım istemeye
gidince Esra olanı biteni Şehriban’a döküldü. Esra, ağzının ayarı yok yemin
ederim, ne boş boğazsın. Boğazın boş, aklında boş. Hem Ceyhun diye yanıyorsun,
hem de kendini soğutmak için elinden geleni yapıyorsun.Maşuka'dan kadınlık öğren biraz.
Ve
bu haftanın sürprizi kocamaaan bir kedi olarak özünü bulmuş olan Hayati’ydi.
Kedi olmak çok yakışmış, adeta bir tatlişkoo.
Turuncu we trust in!
Yalnız
Hayati ne zaman çeteye girdi, ne zaman hırsız oldu dizi bitmeden öğrenmek
istiyorum yoksa meraktan çatlarım. Hayati’nin nasıl bir hırsız olacağını da
ayrıca merak konusu. A-haa! Yoksa muhtar olmak için oyları mı çal… Yok ya, o
kadar da değildir herhalde. Değildir, değildir! Hahaha, aklıma neler neler
geliyor, tövbe!
Adım
adım finale giderken bir bölümü daha geride bıraktık. Uğraş Güneş yine
yapacağını yaptı, bir yandan düğümleri çözerken, diğer yandan yeni soru
işaretleri oluşturdu. Yine çakılan selamlar, yine ağızda lokum gibi dağılan bir
bölüm. Ayrılmak zor olacak sizden Nevizadeler.
Emeği geçen herkesin ellerine, kollarına sağlık.