Öncelikle
söylemek istediğim şey: senarist hanımlar bize ‘feyk attı’. Önce, o gelmesini
hiç istemediğim ama illa gelecekse de bir an önce gelsin istediğim mahkeme
sahnesi bu bölümde olacak dediler. Sonra gelmeyeceğine dair bir imada
bulundular. Ve o sahne bu bölümde gelmedi. Ee şimdi de Feride hamile dediler. Dediler demesine sağ olsunlar da
şimdi biz de bir “ben sana nasıl güveneceğim?” diyen Feride bakışı atsak
yeridir yani. Böyle dediğime de bakmayın. Feride Mahir’e nasıl güveniyorsa, ne
olursa olsun gururla yanında duruyorsa, benim durumum da Karadayı için daha
farklı değil.
Mahir’in
dediği doğru. Tarih tekerrürden ibarettir. Bu başlığı da tam bu sebeple attım. Ben bu anı daha önce de yaşamıştım hissine kapıldım. Üstelik de bu defa beynimin bana oynadığı bir oyun da değil. İkinci
sezonun başından beri olan şu; Mahir haksız yere suçlanıyor ya da kendi suçu
üzerine alıyor. Sonra nezarete atılıyor. Sonra hepse gidiyor. Bu arada Feride hâkim
olmasının avantajıyla sıklıkla Mahir’i görebiliyor. Onun suçsuzluğunun
anlaşılması için çabalıyor ve ilk ümitlendikleri deliller karartılarak tam
ümitlerini kaybettikleri anda yeni bir tanık çıkıyor ve Mahir kurtuluyor. Ve
ben bunlar olurken her defasında “delikanlı adam karakol sever” diyen adamı hatırlıyorum.
Baba kız dediğin böyle olmalı.
Hadi bu dizi
Mahir’in kabadayı olması üzerin kurulu olduğu için bunlara tamam diyelim. Kaç
bölüm önceydi, Nazif Baba, Songül’e tokat attığında? Şimdi de Bakan Bey, Feride’ye
tokat attı. İki olayın da hiçbir farklı yok benim gözümde. Yani Mehmet Saim’in
yaptığına “tü kaka” deyip de “ama Songül’de hak etmişti” demem. O zaman da
dememiştim. Hatta Nazif Baba o tokadı attığında yaşadığım hayal kırıklığını
yaşamadım bu bölüm. Sadece Feride’nin yaşadığı duruma üzüldüm. Bir de babalar
kızınca kızlarına tokat atarlar fikrinin yanlış olduğunu da bir yerde
vurgularlarsa çok memnun olacağım. Yani Mahir’in hapishanede hepimiz kardeşiz edebiyatı
yapmasındansa bunu görmek isterim.
Turgut: Mahir'in üzerine kimse suç atamaz. Bunu yalnızca ben yapabilirim.
Biraz uzun
ve durağan bir bölüm izledik. Mesela ‘Belgin hapishanede’ konulu bölümlerin
bize ne gibi bir fayda sağlayacağını bilemedim. Hayır, kız kavgası izlemek
eğlenceli olabilirdi de karşısında Belgin’in çapın bir kadın olsaydı. Neyse
demek ki Belgin’in ayak altında olmaması gerekiyordu hem de sürekli erkeklerden
oluşan hapishaneleri görmekten sıkılmayalım diye böyle bir değişiklik
düşünülmüş belli ki. Belki de Turgut, Belgin münasebetini bu vesileyle
öğrenirler. Bu güzel olabilir. Tabi, bu sebeple de olmaz zaten.
Merak
ettiğim bir şey var. Bu Turgut ve Belgin daha iki bölüm önce Mahir, Kütük Nail’i
öldürsün diye plan kurmamışlar mıydı? Hani öldürmedi diye kızmışlardı falan. Ee
ne değişti de şimdi Turgut tam tersini istiyor. O zaman öldürdüğünde hapse
girmeyeceğini mi düşünüyor acaba? Mahir hiç öyle bir insan mı? Gerçi Mahir
nasıl biri bazen biz bile karıştırır olduk ya. Neyse ki Feride nasıl biri diye
biliyoruz. Yine bir şey olduğunu öğrendiği gibi koşa koşa Mahir’in yanına gidiyor.
Yine Mahir’in söylediklerine koşulsuz güveniyor. Turgut’un planı tutmazsa
mesleğini harcayacak kadar çok seviyor. Eminim ki Mahir de o kadar seviyor.
Lakin Feride “sevda tek taraflı fedakârlıkla olmaz” derken Mahir’in sevdası
için yaptığı hangi fedakârlığı baz aldı gerçekten merak ediyorum.
Feride'ye bir döşek attıralım içeriye bence hiç uğraşmasın git gel boşuna.
Bir de
Feride’nin tanıklığının geçerli olacağını nereden çıkardılar? Bunu da bilmek
isterim. Daha birkaç önce davetiyeleri gazetede basıldı. Ondan önce Feride sırf
Mahir için sahte nişan yaptı. Tamam, sonunda üstündeki şaibeler kalktı. Bir hâkim
olarak güvenilir olduğuna yeniden inanıldı ama Mahir’e olan zaafı da gözlerden
kaçacak gibi değil. Bu da bir gerçek.
Hamileliğin başka belirtileri de var. Yalnız böyle giderse mide fesadı geçirdiğini düşünecek Feride.
100. bölüm
için mahkeme sahnesi olmasa bile en azından bir can alıcı sahne bekliyordum.
Mesela “Feride Hamileeee” durumu bu bölümde açığa çıkabilirdi. Neyse
bölümler çuvala girmedi ya 100’de olmazsa 101’de olur, 102’de olur. Bekleriz
biz, işimiz ne.