Geçen haftaki bölümü, Yılmaz’ın yerinde çekilen
silahlarla bitirmiştik. Kaldığımız yerden başladık yeni bölüme. Nasıl olduysa, kurtarıcımız
Komiser Kemal oraya da yetişti. Hep diyorum, bu aileye gereken damat tam da
Komiser Kemal diye. Bölüm geçmiyor ki aile fertlerinin ona ihtiyacı olmasın. Bu
olayı da hemen hallediverdi. Gerçi ben Asrın’ı da özlemiyor değilim. Hırsız
polis çatışmasının olduğu bir aşk üçgeni için çok büyük hayallerim vardı, ne
yapalım olmadı. Kemal günden güne aşka daha da ısınıyor hem. Tek tük romantik
cümleler kurma deneyimleri yapıyor, korkmadan gülümsüyor, tatlısın. Seviyoruz
merkez!
Kız isteme çiçeği oldu geçmiş olsun çiçeği!
Yalnız, Saadet’in yarım aklına uyup da Muzaffer Amca’nın
hastaneden çıktığı günün akşamına, kız istemeye gitmesini ona yakıştıramadım. Aşkı
ne kadar güçlüyse demek, mantık falan hak getire. Üstelik Saadet yanındayken, Komiser’imin
aklı başından gerçekten gidiyor. Bu arada gerçekten, Saadet annesinin eteğini çekiştiren
çocuk gibi arkanda seni çekiştirirken, zanlı sorgulamak da neydi Komiser’im?! Polislik
mesleği ağladı.
İsteme merasiminin Muzaffer Amca’yı
sinirlendireceğini düşünen Süreyya Hanım, Kemal Komiser’i Saadet’in üstüne
kahve dökmesi planı ile sepetlemeyi başardı da, ele verir talkımı kendi yutar
salkımı. Muzaffer Amca’yla neredeyse kavgaya tutuşuyordu. Bir de bir sabah
ansızın, yine çekip gitti. Niye geldin, niye gittin şimdi Süreyya Hanım? Kızların
annesinin gelişi, bence hikâyenin en büyük kozuydu. Anne çıktı geldi, herkes
şok, ama bir kişi de neredeydin bunca senedir sorusunun cevabını almak için
diretmedi. Bir kere soruldu, Süreyya Hanım gizemli cümleler kurdu, bitti. Sonra
beraber akşam yemekleri, çay içmeler falan, Muzaffer Amca üzülmesin diye Süreyya
Hanım bir anda kanıksandı. Vallahi ben o cevabı almadan, bırakmam, annemi
tanımam.
Süreyya Hanım'ı affetmemek en çok Servet'in hakkı.
Üstelik Süreyya Hanım, hem bir açıklama yapmıyor,
hem de kızlara sevimli doğum hikâyeleri falan anlatmaya kalkarak, sempati
toplamaya çalışıyor. Hayır, sen madem kızlara, onları terk ettiğini
söylemeyecek kadar ketum bir kadınsın, o zaman bu çabalar niye? Çizgini koru,
suratsız bir kadın ol.
Vallahi, anlaşıldığı gibi, Süreyya Hanım’ın dönüşünü
ben hiç içime sindiremiyorum Sevgili Okuyucu! Bir annenin çocuklarını bırakıp
gitmesinin, geçerli nasıl bir sebebi olabilir? Yani düşündüm de, ancak biri tehdit edecek ve diyecek
ki “onları terk etmezsen hepsini öldürürüm.” Benim nazarımda bir anne, ancak
onların yaşaması karşılığında evlatlarını terk edebilir.
Bölüm sonunda Servet ikinci kez terk eden anneyi
buldu, hah dedim bu işi Servet çözecek, bir bağrınmalar, bir sarılmalar, ama yok,
yine cevap yok! Süreyya Hanım’ın şu iki bölümdür söyleyemediği “çok geçerli
sebep”ini çok merak ediyorum. Tabi bir de daha kaç bölüm söylemeyeceğini…
Gelelim aşka… Muzaffer Amca’m “Allah senin belanı
versin aşk gibi” dese de, bu hikâyenin en güzel yanlarından biri aşk. Bu arada
Muzaffer Amca’nın bu lafı ederkenki, hâlâ kızların annelerini seviyor hissi
yaratmasını hiç kabullenemeyeceğimi, şuraya yazayım. Ayol, eşin seni üç kızınla
terk edip gitsin, sen içli içli ABV aşk de?! Yok Muzaffer Amca’m yok, öyle bir
aşk yok, ben sana diyeyim de, sonra bana Süreyya Hanım’a engelleyemediğin
duygularından falan bahsetmeye kalkma!
Bedir beş parasız olsaydı Sevda yine kaçmak için bu kadar hevesli olacak mıydı?
Bölümün en eğlenceli kısmı Sevda ile Bedir’in aşk
oyunuydu. Bedir’in Sevda’yı kayıp eşya odasında kıstırıp, kaçmaya ikna etmesi
güzeldi de, Sevda’cım insan bir sormaz mı, nereye kaçacağız diye, ailem ne
olacak diye bir duraksamaz mı? Hemen kabul etti. Açıkçası Bedir ailesinin
parasına konmasaydı, Sevda yine onunla kaçmayı ister miydi, merak ediyorum.
Tibet ve Kader’e durumu çaktırmamak için iyi davranma oyunları, kıskançlık
soslarına bulanınca tadından yenmez oldu. Tibet de annesine Sevda’yı tekrar
kabul ettirmeyi nasıl başardı o kısmı pek anlamadım ama, neyse…
Kaçış planları Muzaffer Amca tarafından duyulunca
patlayacaklar dedim ama yok, Sevda kararlı. Hayır, bir de Muzaffer Amca “madem
Bedir’i seviyordun, neden Tibet’le sözlendin kızım” diye sorunca, Sevda “ama
olanları bilmiyorsun baba” dedi ya, işte çok merak ediyorum, nasıl bir açıklama
yapacaktın Sevda’cım?! “Bedir gidince, ben de ona inat olsun diye Tibet’le
sözlendim” mi senin açıklaman?? Bir “neyse”
de şuraya koyayım.
Küçük eniştenin büyük planı!
Servet&Yılmaz cephesi, Yılmaz’ın geçmişi
sebebiyle bir türlü sakinleşemiyor. Yılmaz’ın Müjgan’la da bir aşk hikayesi
olduğunu öğrenen Servet, bir kez daha boşanmaya karar verdi. Verdi de Muzaffer
Amca üzülmesin diye açıklayamazdı. E Muzaffer Amca’nın da Yılmaz’ı göresi
gelince, bir aşk oyunumuz da burada oldu. Yılmaz bunu da averaja çevirmeye
çalıştı ama bu defa da piyasaya borçları izin vermedi. Müjgan’ı kurtardığı adam,
Yılmaz’ın piyasadaki bütün senetlerini toplayıp, borçlar yüzünden dükkanına el
koydu. Servet’le ilişkileri bir darbe de buradan yedi tabi. Şimdi Yılmaz haklı,
kalkıp da Müjgan’ı kendi eliyle adama teslim edecek değil tabi, ama ah be
Yılmaz’cım en baştan Servet’e her şeyi anlatsaydın, en azından ilişkiniz zarar
görmeyecekti. Ama Deli Yılmaz olmak bolca sır gerektirir. Bu kadar kişinin
içinde yine en aklı başında olan Nuri, Müjgan’a bir haber uçurdu, Müjgan da
kendi ayağıyla gidip teslim oldu. Bu sırada herkes Yılmaz’ın borçlarını
öğrendi. Ve sürpriiiizzz. Kudret denen mafyatik karakterimiz, borcun ödendi
diye anahtarları Yılmaz’ın önüne attı. Yılmaz ve Nuri de dahil hepimiz, bu
kesin Bedir’in işi dedik ama ters köşeye yattık. Tutmayın Küçük Enişteyi! Tibet
ödemiş ya borçları! Tabi ki bacanaklık hatırına değil. Yerini sağlamlaştırmak
için Yılmaz’ın yerine ortak çıktı Tibet, çünkü kılkuyruk küçük enişte böyle
yapar!
Yine de tüm bunlar Servet’in Yılmaz’ı affetmesine
yetmiyor. Boşanmak istiyorum diyen Servet’i duyan Muzaffer Amca için bu ne ilk
ne son darbe olacaktı.

"Tüm şaşkınlığınla seviyorum seni" diyen Kemal tatlılığı
Saadet’le Kemal cephesinde de kaçış planı olacaktı
neredeyse. Kemal Komiser’in söyleyemediği kötü durumdan bahsedilince, ondan da
bir aile dramı, bir karanlık geçmiş falan çıkacak diye DEV korktum. Neyse ki olay sadece Rize’ye tayininin çıkmasıymış.
Neyse ki diyorum ama, bu da iyi değil tabi. Muzaffer Amca elinde kalan son
kızını öyle kolayca verip, gurbete gelin gönderecek gibi görünmüyor. Bu durum
Saadet&Kemal cephesini zorlar ama elbet bir çaresi bulunur, o tayin iptal
falan edilir. Kaçmaktan bahseden Kemal’i duyan Muzaffer Amca’ya oldu mu bu son
darbe!
El birliğiyle adamı öldüreceklerdi.
Üç kaçış, bir boşanma haberi verdikleri Muzaffer
Amca’yı el birliğiyle öldüreceklerdi vallahi. Bu kadar olay, sağlam kalbi olanı
bile götürür, değil ki daha yeni bypass olmuş adamı götürmesin. Saadet de şimdi
Sevda’nın, Muzaffer Amca’nın kızı olmadığını babalık testi ile onaylattı,
bakalım ağzından ne şekilde kaçıracak, Muzaffer Amca’ya bir darbe daha vuracak!