İstanbul’da hafif yağmurlu, bol trafikli, yorucu ve
boğucu bir pazartesinin sonunda yine bu şehirden nefret ederek eve dönerken
beni mutlu eden tek şey diziye yetişme çabası içinde olmamaktı. İstanbul'un
çirkin yüzü pazartesiyi güzelleştiren tek şey olan Ulan İstanbul’un internette yayınlanması vesilesiyle istediğimiz
anda izleyebiliyor olmak harika bir duyguymuş -geçen hafta heyecandan
yayınlanır yayınlanmaz izlediğim için- bugün test ettim onayladım. Sözün özü
ruhen ve bedenen dinlendikten sonra aldım çayımı ve canım dizimi izledim. Nasıl
iyi geldiğini anlatamam ama bölüm için neler düşündüğümü seve seve
paylaşacağım.
Büyük resmi gör Türkiye!
Nevizadeler ile olan gönül bağımı her fırsatta dile
getiririm ve hemen arkasından da ‘ama’ ile başlayan ‘Ceyhun’u üzmesinler, ona
kıyamam’lı cümleler kurarım. Sanıyorum artık bu devir kapandı. Bundan sonra
Firuz’a karşı güçlerini birleştiren Nevizadeler ve Ceyhun var karşımızda.
Kısacası ekibimiz yoluna artı bir ile devam ediyor.
Eli işte gözü oynaşta!
Ceyhun ekibimiz ile ilk operasyonunu başarıyla
gerçekleştirdi bu hafta. Kabul edelim Ceyhun şimdilik eğreti duruyor çetenin
içinde. Şimdilik diyorum çünkü 6 ay sonrası olarak izlediğimiz sahnelerde
Ceyhun’un nasıl da bizimkilerden biri haline geldiğini görüyoruz. Ekibin yeni
haliyle çok eğleneceğimiz operasyonlar izleyeceğimizden eminim ve merakla
bekliyorum.
Firuz’a karşı güçler birleşiyor madem e o zaman girişi
Ceyhun, gelişmeyi Nevizadeler, sonuç da ekipçe yazılmalıydı, çok da güzel
yazıldı. Tam tadında bir operasyon izledik. Hem goygoyu yerindeydi hem de yine
verilen mesajlar göze sokmadan çok vurucu detaylarla anlatıldı.
Kutu kutu pense elmamı yerse?!
Bölümün bir diğer teması da sevgililer günüydü. Ceyhun’un
bilmediği tek gerçek Nevizadeler’in aile bağı-imiş. Açıkçası bu bölüm beni en
çok şaşırtan detay bu oldu. Nedense Ceyhun’un bu durumu da öğrenmiş olduğunu
düşünmüş hatta onu hemen ‘Ceyhun Nevizade’ olarak ilan etmiştim. Ceyhun’a karşı
aile imajını sürdürmeye kararlı olan Nevizadeler’in genç aşıkları sevgililer
gününü anti-romantik bir şekilde evde kutladılar. Sevgililer günü kutlanmalı
aman da çok önemli diyenlerden değilim ama kutlanacaksa da layıkıyla kutlanmalı
derim. Karlos ile Yaren’in artık ‘imkânsızlaşan’ öpüşememe durumu beni sıkmaya
başladı doğrusu ama tabii ki yiğidi öldürüp hakkını yemeyeceğiz sahne yine
muhteşemdi. Bu ikilinin enerjisine gerçekten bayılıyorum. Ferdi ile Derya’ya
gelirsek onlar için de böyle bir sevgililer günü hayal etmemiştim ama Derya’nın
yine dilini tutamayıp limon sıkacağından adım gibi emindim. Onun da tarzı bu ne
yapalım diyemeyeceğim, bence tarz değilsin Derya! Çiftlerimizin kendilerinin de
itiraf ettiği üzere bir HayCem olamadılar ya pes doğrusu! Sevgililer günü
bahsini kapatmadan son olarak söylemek isterim ki Servet Abi’nin bizim saplar
masası ile yaptığı ‘aşk’ sohbetini açın açın dinleyin.
Hem güldürüp hem hüzünlendiren hem de düşündüren çok
iyi bir bölüm izledik. En azından bana çok iyi geldiğini söylemeliyim. Ceyhun’un
git gide çeteye kaynaşmasını, Firuz’a karşı verilecek savaşı merakla ve keyifle
izlemeye devam edeceğim. Direnin canım ekip, Firuz belasından Ceyhun’un
işbirliğiyle kurtulmaya az kaldı! Bu arada Firuz ile Esra ne ayak, yoksa yeni
bir çiftimiz mi olacak şimdilik hayır olsun diyorum. Bu güzel bölümde emeği
geçen tüm ekibin emeklerine sağlık olsun…