Hüsnü Baba yüreğinden öper, o kaş göz oynatmalarını severim.
Dudu ile güya oğlunuzun ağzından laf almaya çalışıp da “Abi&Kardeş”
işbirliğini unutursanız böylece kalırsınız. Hilal, abisine destek olmaz mı gari? Gül, yengesi olacaksa
köye gidenin yolunu değiştirir. En uc noktaya bırakır ekmek kırıntılarını
toplar. Kemal ile de nikah masasında bırakıp meydanda buluşması olmuyor; ama
aşk kıskanıyor işte Su’dan…
Kıskançlık dedik mi duralım 5 adım geride. Bu haftanın
kıskancı : Nihal. Eee, Niyazi’ye aşık olduğunu itiraf ettiğini duymuştuk; ister
mi kızıl benzer alsın elinden. Anlayacağınız , Güzel Köy’e her gün 14 Şubat….
Tabi bu kıskançlığı Bünyamin ile bastırmak olmadı Nihal’ciğim. Erkek adam bir
fotoğraf görürse dellenir; ama bu Niyazi ise alt dudak titretir. Akşam Azmak
başında oturulur, sıkıntılar unutulsun diye, “Mansur, çal ordan efkârlı parça”,
sözünü tamamlamadan bir mesaj sesi: Dıt dıt ve o yüzde gülücükler, ağzın
kulaklara varması ile beraber “Mansur, çal ordan eğlenceli türkü”. Bir mesaj
böyle etkiler adamı, aşk sen nelere kâdirsin. Hee, bana da reklam mesajları
gelmiş, sağolsunlar.
Yemin, âmin, Bünyamin. Dizidekiler bir yana, Bünyamin ayrı
bir yana. Moralin bozuk, hastasın, sinirin tepende, bak bir tutam Bünyamin,
keyfim yerinde. Geçen hafta bebek operasyonu için baya umutlu olan Kalas çifti,
bu hafta “Odamıza ne başka ne aldırsak?” modunda başladı. İnce televizyonu
tavana monte etmek istersen, “Tavanizyon” elde edersin ki, senariste selam
benden. Kamuran’ın odaya dalışı ile çemkirmesi, çıkması ile kendi çorabının
reklamını yapması, Nurten ile olan aşkı organik lokum bunlar gari. İndi höyle
alıp yiyivermek istedim, çifti. Gerçi, Bünyamin araba aşkına Nihal’e yanaşıp
selfie (özçekim) keyfinde, bende kızma modundaydım ki. Bir gitti eskilere,
dışarısı beyaz, içerisi rengarenk oldu. Niyazi’yi de Japon yapıp, olmayan
İngilizcesiyle eko da yapınca gel de kız. Cidden bak diyorsan çok oldu, gel
bağır. Yapamazsın bal bal. Otuziki diş sırıtmasının yakıştığı adam.
Bol
mesaj içerikli bölümde Celal, tam olmuş. Kaan’ın verdiği kitaplardan ötürü
kendi anında felsefeci ünlü düşünür ünsüz kahraman ilan etme havasında olsa da
hoş durmuş bu imaj bedeninde. Ayten’e söylediklerinin çoğunda aslında
kendisinin bile tam anlam veremedikleri olsa da “Dağ eteklerinde” gezinse
yeterli. Ki sosyal mesaj dalgasında, Ayten’in hele bugünlerde yaşananlara dair,
kadınların varlığının önemini bir kez
daha söylemesi, Kaan’ın ablasına şehir hayatında ne kadar büyük koşturmaca
içerisinde olup, komşuluk ilişkilerinin sorgulanmasını hatırlatması ve aldığı ;
“Kimseyi tanımıyorum”cevabı için de tüm ekibe teşekkürlerimi sunuyorum. Bu
arada ablasının eteğinin arka yırtmacına bayıldım. Klasik tarz etek
yırtmacından sıkılan tüm bayanlara sesleniyorum. Ayyy bir dakika hepimiz alıp
aynı anda giymeyelim lütfen :)
Bu haftada bekar gezelim.
Bizim aşıklar nerede diye diye sayıklıyoruz. Onlar römork
peşinde, gelinlik alınmasında, ayakkabı beğenmesinde. Onlar koşturmada, Niyazi’ye
ortak olmada, her yerde. Gül, hayallerde çocuk yaptı, Cemal stüdyo fotoğrafında
ikna etti. Merakla evlenecekler mi, evlenemeyecekler mi diye bekle, şimdi mi?
Ne mi oldu? Geri geri giden araba trafik kontrolüne takıldı, bununla kalmayıp
araba arkası kalplere bakıldı, bütün Ege’ye duyuldu. Şimdilik haftaya kaldı bizim
nikah, takı merasimi, el öpmeler, balayı gezmesi … Ya nasip diyeceğiz de,
hayırlı olsun diyebilir miyiz bakalım?
#gizlisaklı kalmasın yüreğinizdekiler, teknoloji öldürmesin
sevdaları, mektup 30 Şubatta da yazılsa aklına gelsin sevdikleriniz ve bir gün
alırlar diye gönderin yazınızı, mektubun içine sinen kokunuz ile birlikte…