Sezonun altıncısı, bölümlerden uğursuz sayı 13 ve daha yeni Kai,
Geminioğulları aşiretinin lideri olmuş. Bölüme başlamak için ne güzel motive unsurları değil mi? Ben de ne olursa olsun üç dakika içerisinde bir durumdan 8 farklı
sebep sonuç ilişkisi çıkartabilen senaryo ekibine güvenerek başladım bölüme.
Geçen iki bölümün ardından nihayet Bonnie diye bir
arkadaşlarının da var olduğunu hatırladı haspamlar. Çözümleri de gıyabında doğum
günü partisi düzenlemek. Hani bi oturalım, konuşalım ne yapabiliriz bakalım
diyen kimse yok. Biri balonlarla uğraşıyor, diğeri vücut geliştiriyor, ötekinin
zaten derdi kendini aşmış. Hani Kai de gelmese kızı oradan kurtarmaya kimsenin
niyeti yok.
Empati de ne ki?
Bir haller olmuş Kai’ye... Şimdi ortalığı dağıtır dediğimiz
adam karşımızda empatiden, özür dilemelerden falan bahsediyor. Açık söyleyeyim
inanmamak en akıllıca tercihti. Çok tatlısın Kai ama biz bunlara doyduk yahu... Biz yesek bile Damon yemez. Yine de her şeye rağmen dünyanın en güçlü cadılarından biri evlerine kadar
gelmişken bir Bonnie pazarlığı yapmadan olmazdı.
Hazır cadıyla pazarlığa oturduk başka ne istesem yhaaa
Nitekim pazarlık tuttu. Kai onlara yardım edecek,
karşılığında onlar da onu Liv’e götürecek. Toplandılar, gözleri falan kapadılar
büyülü sözcükler dudaklardan döküldü ve hop diye 94’e gittiler. Fakat görüntü
var, ses yok. Dokunuş da yok. Çok rahatsız edici bir durum. Yani Bonnie’yi kötü
bir şeyler yaparken de yakalayabilirlerdi. Neyse ki korkulan olmadı. Kafayı
çekerken yakaladılar. Fakat problem şu ki kafayı çektikleri viski orada intihar
etmeden hemen önce içecekleri viskiydi. Tabi herkes tutuştu derken bağlantı
tekrar koptu.
Bağlantı mı koptu yoksa faturadan dolayı mı kapandı?
Açıkçası Liv odasında ağlayıp Kai’den kaçmak yerine Tyler’e onu
öldüreceğini söylerken pek inanmamıştım. Kai büyü için transdayken böğrüne
demir çubuğu sokunca cidden saygı duydum. Bu kızda iş var. Tabi Kai’yi
böğründen bir kere delmekle öldürmesi çok güç. Çünkü kendisi dokuz canlı.
Sonrasındaki mücadelede elinde mum ile Kai’nin dona kalması gerçekten müthiş
bir sahneydi. Yani artık ben bile inandım. Bu da numaraysa varsın hepimizi
yemiş olsun Kai.
Ben diziyi bıraktığım zamanlar en son korkunç bir güce Klaus
ulaşmıştı ve gerçekten huzursuz edici bir hal almıştı. Belli ki senaristler
Klaus’dan sağlam bir ders çıkartmışlar ve Kai’yi zekice bir hamleyle yine
frenlemeyi başarmışlar. Güzel oldu böyle. Bir süre daha Kai ile gidilecek
anlaşılan. Zira Liv’in durmaya hiç niyeti yokken bu sefer de Jeremy araya girdi
ve Kai’yi kurtardı. İkisi beraber yine hooop 94’ e gittiler.
Çok sıkıldım senden Jeremy ovlan.
Bu tam da Bonnie’nin koptuğu andı. Jeremy dokunamıyordu ve o
ölüme gidiyordu. Garaj kapısını kapatarak arabayı çalışır halde bırakmak bana House of Cards’ı hatırlattı. Tam o anda
kamera aracılığı ile Jeremy’e devam etmesini söylemesi bölüm boyunca en çok
sevindiğim şey oldu. Artık bıkmıştım Jeremy’nin o boşvermişliğinden.
Bonnie ihtiyacı olan desteği yine büyük annesinde buldu. Öyle
kolayca pes etmek yok! Bundan sonrası ise neredeyse tamamen arzu edilen
sahnelerdi. Bonnie’nin mücadelesi, Jeremy’nin umutsuzca yardım etmeye çalışması
ve son anda düğmeye dokunabilmesi. Hemen ardından da Bonnie’ye görünmesi
romantizm doluydu. Demek çok isteyince görünür olabiliyormuş insan.
Diğerlerinin neden görünmez olduğu da ortaya çıktı. Çünkü hepsinin aklı
partide!
Neyse ki Bonnie kurtulduktan sonra Jeremy’nin düşürdüğü
atlastan Nova Scotia haritasını buldu da bir şeyleri çözdü. Neyi çözdü, Damon
ona ne bıraktı anlamış değilim ama haftaya, bilemedin üç haftaya anlaşılır
durum. Fakat Bonnie’yi muhteşem bir yolculuk bekliyor. Nova Scotia’nın
güzelliğini geçtim, oraya gidiş yolu enfes manzaralarla doludur. İlk defa
Bonnie’yi kıskandım doğrusu. Ona iyi yolculuklar, hadi bana da güle güle...
Haftaya burada görüşürüz.