İşte gelin, işte damat, hani nerede bu nikah?
Heyyyyttttt en büyük turuncu o kadar!
Bundan birkaç hafta önce Kamuran, Cemal'e HAYIR diyecek deseydim herkes bana gülerdi. Rüyadan uyan sabah oldu derlerdi. Oysa düştü mü Gül'ün eline Kamuran sıkıysa EVET desin. Cemal'in gerçekleri söylemesine hiç gerek kalmadan kendi ağzıyla teslim oldu. Damat bile masada dondu öylece. Oysa damat ile gelin varsa şahitler he der, gidilir evlere. 

Pazar yerinde sıkıldım, atlet (koşucu) olucam gari

Kamuran nikah yerinden öyle bir çıktı ki yakalayabilene aşkolsun. Tabii baş başa kalınca Gül ile Cemal, gerçekleri söyledi kızımız. Sahte hamilelik raporunu söylememe şartı, "Cemal ile evlenmek istemiyorum" demekten geçiyordu. Gönülsüzce olsa da kabul etmekten başka çaresi yoktu Kamuran'ın. Herkesi atlatan Kamuran, Gül ile buluşup eve doğru giderlerken Hüsnü ve Yusuf 'a telefon geldi. Sultan Ana'nın evinde toplanmak gerekti ki olay anlaşılsın. Kamuran'ın iki saniyede gelinliği çıkarıp normal kıyafet giymesini ve bunu eleştirecek seyirciye cevabı Gül ile Kamuran çoktan verdi. Dudu annenin verdiği altınla almış, dikkatli seyirciye selam mesajı. 

Bana mülakata eşsiz girilmez dediler

Sultan Ana evine herkes varınca Gül detayları anlattı ahaliye. Elbette kendi oyununa göre. Kamuran'ın testleri karışmışmış da, Cemal'i nikah masasında bırakıp intikam alacakmışmış da, aslında başkasını seviyormuşmuş da falan filan. Pabucuma attım derdim; ama beni duymadılar. Önce pek bir  inandırıcı gelmese de Kaan'ı, geçmişlerini, Hilal'in Kemal'i şutladığını düşününce herkes hak verdi. Ortalık sakinleşince Kamuran çıkıverdi de, Sultan Ana pek yemedi, neyse...

Tüm bunlara dellenen Kaan, aracıyla köprü virajında bir sese kulak verdi ki, onu vuran Kemal, kaybolduğunu söyleyerek acındırdı kendisini. Kız kardeşi Ayten ile Seval'e teslim edip Sultan Ana'nın evine geçti. Herkes dağılmıştı ama o da akıllı babaanne gibi inanmadı olaya ya neyse dedi, şimdilik. Kamuran'ı alıp ofisine götürdü, sözde Gül gelecek ya. Beklerken orada sevda yüklü Kamuran, sarıldı Kaan'a. Bunu görünce Bünyamin baya yanıkmış baldız diye düşündü. Akıllara baya kazındı, Kamuran'ın platonik aşkı Kaan. Eeee yarım akıl Kamuran diye seslene seslene kızı unuttular, inandırmak daha kolay oldu. Gül, Cemal'e kavuşmak için arabayla son sürat gidince Seval'in seslenmesini duyamadı. Gül aldığı gibi Cemal'ini, doğru Muğla'ya düğün hazırlıklarına...

Bak, işte kar geliyor

Seval'den aldığı tüyo ile yola düşen Kaan, soluğu Gül'ün arabasının arkasında aldı. Mağazalarda gelinlik bakan Gül, Cemal'in hiçç mi hiçç hoşuna gitmeyen gelinliği beğenip bir de ona damatlık aldırdı. Ekrandan "Kıyamam Cemal'e" seslerine istinaden on taksit yaptırdığını söyleyerek gönlümüzü kazanan yakışıklımız, sevdiceğine Kaan'ın onlara pusu kurabileceğini de söyleyerek katladı sevgi kapllerini... Beklemekten o kadar uyuşmuş bir Kaan vardı ki Gül onu atlatıp eve gitti bile. Eeee kimin yari Kaan efendi? Hem sen gitsene kızıl doktoruna!

Doktorumuz, Bünyamin'e arabasını kısa yoldan alması için kısa yolları gösterirken, Bünyamin gerçekte Kamuran'ın hamile olmadığına sevindi. İlk damat olarak kalmak istiyor benden söylemesi. Bir de bebekleri oldu muydu tey tey... Aynımah Hanım düğün evi diye geldi, erkeklerin kalbini söktü, gitti. Yusuf Baba'ya gece yer yok eşinin yanında, indi öyle kalıverirsin, durup durup bakıver. Hüsnü Baba'ya bak da feyz alıver gari. Nasıl sokulup durun Dudu'ya. İkinci baharı yaşıyorlar en gencinden. Aşk böyle, eşinin babaanne değil hala anne olabileceğini söylemektir, #yüzümgüler mutluluk sarhoşluğuyla...

Azmak başı tayfası toplanır orada, sular soğukken içimiz gider burada. Sıddık postayı koyar tribi yapan Cemal'e, oyun oynandığını göremez kimse, Niyazi'de kalır öylece. Dizi içinde dizi vardı bu hafta. Nasıl da ezberlemişiz, herkesin yanında birbirini istemeyen -yerse- eski sevgiliyi canlandıracağız. Niyazi bile inandı canım :) Kırmızı arabayla yine Bünyamin'e patlar her şey, içi gider, tam da çocuk işine girişince. Asıl macera evdedir, sessizde ve derinlerde ... 

Sultan Ana unutkan olur mu hiç? Kaan'ı gizler odasına, Nihal'den alamadığı laflarla Gül'ü yoklar; bizim Gül sözde akıllı ama var mı babaanne sivri zekası? Ama anneanne, ama babaanne, ANNE dir onlar en nihayetinde. Cümlelere dökmek yetmez, gözlerden okurlar her şeyi. Nasıl Cemal'i istemediği için herkes ile yolları kapattırıyorsa, Gül'ün gelen bir mesajla evden çıktığını yakalar, Kaan'ı peşine salar. Biz de merakla ağzı açık şekilde bakakalırız.

En sona sakladım Mansur'u. O güzel türküleriyle olmazsa olmazımız. Dinledikçe mest olduğumuz, "bir daha" diye diye tempo tuttuğumuz, ozanımız. Sazıyla, sesiyle, sözüyle... İçtenliği, sakinliği, mertliğiyle... Haftaya görüşmek üzere, türküyle kalın.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER